DOMINION gecesi için 999999999’dan çağrı: ‘Kendinizi yeni deneyimlere açarak gelin, birlikte unutulmaz bir gece yaratalım’

DOMINION’un konseptten sahneye uzanan süreci, 999999999’ın canlı performans anlayışını yeni bir boyuta taşıma arzusuyla şekilleniyor. Söyleşimizde bu vizyonun detaylarıyla birlikte, yılın açılışını yapan “IN MY HOUSE” iş birliği, “Trinity” üçlemesi, İstanbul sahnesinden edinilen izlenimler, doğaçlamanın sahne üzerindeki yeri ve ikilinin yaratıcı evreninde moda dünyasına açılan kapıları masaya yatırdık. 999999999, 20 Eylül’de İstanbul’da gerçekleşecek DOMINION performansı için dinleyicilerini unutulmaz bir yolculuğa davet ediyor.

DOMINION seriniz, bir konseptten sahneye nasıl taşındı ve onu sıradan canlı setlerinizden farklı kılan nedir?

DOMINION aslında basit bir fikirden doğdu: canlı performansımızı bir üst seviyeye taşımak. Yıllardır sahnede canlı çalıyoruz ama bu kez seyircinin bizim dünyamızın içine adım attığını hissettirecek, her sesin, her görselin, her ışığın birbirine bağlandığı tam bir görsel-işitsel deneyim yaratmak istedik. En büyük fark şu; DOMINION bir anlatı üzerine kurulu. Sadece parçaları peşi sıra çalmak değil, katılımcılarla birlikte baştan sona bir hikâye kurmak, onları bir yolculuğa çıkarmak üzerine. Daha yoğun, daha dinamik ve çok daha kişisel bir deneyim.

Rian Wood ile yaptığınız “IN MY HOUSE”, yılın ilk yayını oldu. Bu iş birliği nasıl başladı ve bu yılki üretimsel planınızda nereye oturuyor?

Rian’ı uzun zamandır tanıyoruz, enerjisine ve sound’una her zaman hayran kaldık. “IN MY HOUSE” fikri ortaya çıktığında, onun doğal olarak getirdiği o güçlü ham enerjiyi parçaya katmamız gerektiğini biliyorduk. Stüdyoda çok hızlı bir şekilde şekillendi. Bizim için 2025’e güçlü bir açılış niteliğindeydi; yılın tonunu belirleyen bir çıkış oldu: iş birlikleri, beklenmedik sound’lar ve techno’nun farklı tonlarıyla dolu bir sürecin başlangıcını temsil ediyor.

NineTimesNine’dan çıkan “Trinity” de bu yılın öne çıkan işlerinden biri. “Future,” “Smasha” ve “No Lies” ile şekillenen bu üçlemeyi hem müzikal hem de anlatı olarak bir arada tutan şey nedir?

“Trinity” bizim techno’da en sevdiğimiz şeyi yansıtıyor: çeşitlilik ama aynı zamanda ortak bir damar. “Future,” “Smasha” ve “No Lies” üç ayrı dünya gibi, fakat aynı enerjiyle warehouse kültürünü hatırlatan, tavizsiz bir hissiyatla birbirine bağlanıyor. Tek başlarına güçlü duran parçalar olmalarının yanı sıra aynı büyük tablonun parçaları gibi de hissettiriyorlar. Bizim için şu anki yaratıcı yolculuğumuzun bir tür üçlü ses panosu gibi.

Daha önceki performanslarınızdan İstanbul sahnesini iyi tanıyorsunuz. O deneyimlerden ne gibi gözlemleriniz oldu?

İstanbul bizim için her zaman özel bir şehir oldu. Oradaki enerji eşsiz; insanlar müziği öyle yoğun yaşıyor ki, sanki her etkinlik hem ilk hem de son anlarıymış gibi. En unutulmaz anlarımızdan bazılarını orada yaşadık. Seyirciyle kurulan saf ve duygusal bağ her defasında olağanüstü bir seviyede.

Mixmag’in 2024’teki yazısında doğaçlamaya dayalı yaklaşımınız öne çıkarılmıştı. Sahnedeki spontane ruhu öldürmeden “doğaçlamayı” nasıl prova ediyorsunuz?

Buradaki sır, ekipmanını o kadar iyi tanımak ki artık düşünmeden hareket edebilmek. Stüdyoda saatlerce denemeler yapıyor, fikirlerimizi test ediyor, kas hafızamızı geliştiriyoruz. Setup’ınızı en ince ayrıntısına kadar bildiğinizde sahnede tamamen ana odaklanıp karşınızdaki kitleye tepki verebiliyorsunuz. Bu bir dil konuşmak gibi; o kadar çok pratik yapıyorsunuz ki canlıda kelimeler kendiliğinden akıyor. İşte bu yüzden her şey canlı kalıyor, mekanikleşmiyor.

Bu yıl David William kapsül koleksiyonuyla modaya da ciddi bir ilgi gösterdiniz. Bu iş birliği 9x9 estetiği hakkında ne söylemek istedi ve başka tasarımcılarla çalışmalar da yolda mı?

David William ile yaptığımız iş birliği, kimliğimizi gerçekten yansıtan bir şey yaratmak içindi: minimal, ham ve zamansız. Sadece rave sırasında değil, her yerde giyilebilecek parçalar tasarlamak istedik. Moda bizim için sanatçı kimliğimizi ifade etmenin başka bir yolu. Ve evet, devamı geliyor. Şimdiden birkaç tasarımcıyla gelecekteki koleksiyonlar üzerine konuşuyoruz, bu fikirleri şovlarımıza ve pop-up etkinliklere daha fazla entegre etmeyi planlıyoruz.

20 Eylül’de İstanbul’da gerçekleşecek DOMINION şovu öncesinde dinleyicilerinize neler söylemek istersiniz?

Hazır olun, çünkü İstanbul bambaşka olacak. Bu performans üzerinde aylardır çalışıyoruz ve DOMINION’u oraya taşımak kesinlikle kusursuz bir bütünleşme olacak; katılımcıların yoğun enerjisiyle bu yeni konseptin gücü buluşacak. Bu anı sizlerle paylaşmak için sabırsızlanıyoruz. Kendinizi yeni deneyimlere açarak gelin, birlikte unutulmaz bir gece yaratalım.

༺༻

999999999, 20 Eylül'de RX Istanbul sunumuyla Zorlu PSM'de. Etkinlik biletleri için bu sayfayı ziyaret edebilirsiniz.