Menü
Ana Sayfa En Son Haberler Menü
Sanatçılar

10 yıllık Carl Cox bekleyişi son buluyor

Carl Cox, 28 Eylül'de Jeton Records organizasyonuyla Zorlu PSM'de gerçekleşecek performansı öncesi sorularımızı yanıtladı

  • ONUR ATEŞ
  • 10 Eylül 2019

10 yıllık aranın ardından 28 Eylül Cumartesi gecesi yeniden Türkiye'deki dinleyicileriyle bir araya gelecek olan tüm zamanların en iyi DJ'lerinden Carl Cox ile merakla beklenen İstanbul performansı öncesi sohbet etme fırsatı yakaladık. Onyıllardır dünyanın en çok rağbet gören DJ’lerden biri olan, DJ'liğin ve techno'nun sembol figürü olarak nitelenebilecek sanatçıdan kariyerinin dönüm noktaları, halihazırda üzerinde çalıştığı işler, yakın gelecekteki projeleri, techno ve Türkiye'deki dans müziği ekosistemi dahil önemli satır başlarındaki sorularımıza samimi yanıtlar aldık.

10 yıl aradan sonra yeniden Türkiye'de performans sergileyeceksiniz. Etkinliğin duyurulduğu tarihten bu yana yoğun bir ilgi ve heyecan oluştuğunu söylemeliyiz. Neler hissediyorsunuz?

Aradan gerçekten uzun zaman geçti. Etkinlik takvimimdeki akış bu süre içinde tekrar Türkiye’de çalmama bir türlü izin vermemişti. En sonunda 10 yıllık özlemi giderecek bir fırsat yakaladık, güzel bir etkinlik kapsamında dans pistindeki müzikseverlerle yeniden bir araya geleceğim.

2019 yılı sizin için üretken bir yıl. Reinier Zonneveld ve Christopher Coe ile ortak çalışmanız 'This Is Our Time', 'Dark Alleys'in yeni bir sound ile tekrar yayımlanması ve Space Ibiza'nın 25'inci yıl dönümü için hazırladığınız derleme albüm yankı uyandıran işleriniz olarak öne çıktı. Yılın geri kalanı ve 2020 için planlarınızı öğrenebilir miyiz?

Şu sıralar büyük çoğunluğu solo projeler olmak üzere pek çok yeni çalışma üzerine yoğunlaşmış durumdayım. Tüm konsantremi ‘Carl Cox’ soundu olarak karakterize olmasını amaçladığım prodüksiyonlarıma verip stüdyodaki çalışmalarımı tamamıyla bu yöne çevirdim. Christopher Coe ile birlikte Awesome Soundwaves adlı yeni bir plak şirketi kurdum. Burada temel olarak canlı performans sergileyebilen sanatçıları bünyemize katmaya odaklanıyoruz. Yıl sonunda, hem bünyemizdeki hem de yeni katılacak sanatçıların yer aldığı özel bir canlı ‘Awesome Soundwaves’ şovumuz olacak. Şovu görsel çalışmalarla da destekleyeceğiz, performansı bu yönüyle de zenginleştirecek sanatçılarla birlikte bunu hayata geçirmek için sabırsızlanıyorum. Ayrıca, Space etkinlikleri gibi seri halinde devam edecek bir etkinlik dizisi üzerinde çalışıyorum. 2017’de bir parçası olduğum, Avustralya’daki Babylon festivalini geliştirmek için de çalışmalarımı sürdürüyorum. Bunun yanında Burning Man kapsamında kurduğum ‘Playground’ kampı da sekizinci yılını doldurdu, o taraftaki yeni projelerimiz de şekilleniyor olacak. Tüm bunları hayata geçiriyor olmaktan, yeni projelerle iç içe olmaktan büyük heyecan duyuyorum.

1990'lı yılların başı, müzik üretmeye karar vermeniz açısından çok önemli bir süreçti. Paul Oakenfold'un plak şirketi Perfecto Records'tan yayımladığınız çıkış tekliniz 'I Want You (Forever)' sizin için ne anlam ifade ediyor?

O parçayı kaydettiğim zaman, parçadaki elementleri canlı olarak miksleyip performanslarımda yer veriyordum. Parçada duyduğunuz vokaller daha önce yayımlanmış başka bir parçaya ait. O vokal örneğini satın alıp gerçekleştirdiğim kaydı bir tekli haline getirdim ve nihayetinde Paul Oakenfold’un plak şirketinden çıktı. Kendi soundumu temsil eden bir iş ortaya çıkmıştı. Geriye dönüp baktığımda zamanlama olarak da gerçekten iyiydi. Bilinirliğimi sağladı, kreatif yönümün daha fazla fark edilmesine zemin hazırladı. Şu anki konumuma ulaşmamda bana popülerlik kazandıran, tarifsiz bir dönüm noktasıydı gerçekten.

Verdiği kısa aranın ardından 2010 yılında tekrar aktifleşen plak şirketiniz Intec Digital vasıtasıyla dünyanın birçok noktasındaki yeteneklere destek oluyorsunuz. Prodüksiyonlarını Intec'ten çıkarmak isteyen sanatçıların demo göndermeden önce dikkat etmeleri gereken hususlar var mı?

Hiçbir prodüktör Intec Records’a özel bir müzik üretim sürecine gitmemeli. Açıkçası Intec Records’ın kendine özel bir soundu yok. Prodüktörlerin kendini yansıtan, kendi karakterlerini müziklerine aktardıkları yapımların arayışında olan biri olmuşumdur her zaman. Şu an değil ama ileride plak şirketinin bu tip bir karakteristiği olabilir belki. Benim imzalamam düşüncesinden hareketle kimsenin müzik yapmasını gerçekten istemem. Bunun tam tersinin olmasını tercih ederim. Kendiniz için, kendi müziğinizi yapın. Bunu hissedebildiğim zaman, parçaya setlerimde yer verip dans pistini harekete geçirdiğini de gördükten sonra bu temelde imzalıyorum. Intec’ten çıkması için imzalayacağım düşüncesinden hareketle müzik üretmek yapacağınız en son şey olmalı.

Techno sizin için ne anlama geliyor?

1980’li yıllarda R&B çaldığım setlerimde bile duyduğunuz müzik aslında genel bir tür olarak techno etrafında şekilleniyordu. Elektronik elementler haricindeki perküsiyon, kick ve zil seslerini bir davul makinesi ile birlikte synth merkezli olarak istediğiniz hale getirebiliyordunuz. Tüm bu sesleri nasıl bir araya getirdiğiniz, onlarla nasıl özdeşleştiğiniz belirleyici oluyor. Mesela Gary Numan’ın ‘Cars’ isimli parçasını düşünün. Bir pop şarkısı olmasına rağmen, elektronik dokunuşların dominant olduğu bir eser. Techno müziği, insanları müzik dinleme alışkanlıklarında yeni bir çağa atlatan elektronik müziğin özü olarak tanımlıyorum. Dijitalize edilmiş 909/808 synth sesleri ve davul makinesiyle modernize olan klasik elementleri ele aldığımızda bunların belirli bir tekrarlı düzen içinde bir araya gelişi techno’yu meydana getiren temel atılım oldu bana göre. Techno, bu yöntemle her tür sofistike bileşime de açık bir tür. Techno-latin, techno-soul, techno-jazz, techno-funk, techno-pop… Aklınıza gelebilecek her tür ile techno arasında uyumlu bir birliktelik yaratabilirsiniz.

15 yıllık bir süre boyunca Space Ibiza'da 'Music Is Revolution' residency programına ev sahipliği yaptınız? Space'in geleceği hakkında yeni bilgiler var mı?

Elbette gelişmeler var. Space’i 2021 yılı için yeniden canlandırma amaçlı çalışmalarımız devam ediyor. Bu girişimi gerçekleştirebileceğimiz bir lokasyon da ayarlanmış durumda şimdiden. Kulübü tekrar Beyaz Ada’ya, Ibiza’ya kazandırmak için can atıyoruz. İnsanlar gerçekten çok özledi, bense herkesten daha çok özledim. Kulübü adayla yeniden buluşturma planlarımız üzerinde titizlikle çalışmaya devam ediyoruz.

'Global Radio' ya da yeni bir isim altında radyo programlarınıza tekrar başlamak gibi bir olasılık görünüyor mu?

Evet, yeni bir radyo şovu yapmak isterim. Bu konuda yoğun talep de alıyorum. Global Radio’yu 16 yıl boyunca büyük keyif alarak sürdürdüm. Şu anki iş yoğunluğumun izin verdiği ölçüde yeni bir şov için kapıları açık bırakıyorum ancak bunu daha çok stream ve podcast tabanlı olarak hayata geçirmekten yanayım.

DC-10'deki 'One Night Stand' etkinlikleriniz nasıl gidiyor?

‘One Night Stand’ etkinlikleri, başta Ibiza’daki kulüpler olmak üzere dünyanın çeşitli kulüplerinde edinmiş olduğumuz tecrübeleri yeni bir çehreye kavuşturma fikrinden yola çıkarak gerçekleştirdiğimiz bir seri. DC-10 bunun için çok ama çok uygun bir yer. Ada sakinlerini, adada çalışan insanları ve dışarıdan gelen ziyaretçileri adanın en etkin underground kulübünde bir araya getiriyoruz. 9 Ağustos’taki gece çok başarılı geçti. 20 Eylül’deki yeni şov için de büyük heyecan duyuyorum.

EXIT Festival'a geri dönüşünüz bu yazın en sıcak konularından biriydi. Festival yönetimi sizi davet ettiği bir video yayınlamıştı ve ardından siz de daveti kabul ederek Dance Arena'da tekrar çaldınız. Oradaki atmosfer nasıldı?

EXIT Festival’da uzunca bir süre çalmamıştım. İnsanların sıcak daveti ve ilgisi karşısında buna kayıtsız kalamadım. O atmosferi uzun aradan sonra tekrar solumak, Dance Arena’da yeniden kabin başında olmak keyifliydi. Adeta bir eve dönüş gibiydi benim için, çok mutlu hissettim. En başından beri benim için özel yeri olan bir festival. Nasıl hayır diyebilirdim ki?

Türkiye'deki dans müziği çevresi yeni etkinlikler, yeni sanatçılar ve bu müziği keşfeden yeni dinleyicilerle her geçen gün büyüyor. Dünyadaki trendlerle paralel olarak ülkemizde de techno müziğe olan ilgi artış gösteriyor. Ferhat Albayrak liderliğindeki Jeton Records, techno'nun Türkiye'de uzun yıllardır öncülüğünü yapan bir marka. Onları ayrıca yakından tanıyan da bir isimsiniz. Türkiye'deki dans müziği çevresi ve buradaki ekosistem hakkında neler düşünüyorsunuz?

Ülkenizdeki dans müziği çevresi ve üretilen elektronik müziğin birbiriyle uyum gösteren bir karakteristiği var. Ferhat’ın ve ekibinin bu noktadaki duruşunu seviyorum. Plak şirketim Intec’te bu karakteristikte yayımlanan Ferhat Albayrak parçalarından daha fazlası onda, yönettiği ekipte ve ülkesinde var. Ferhat mutlaka bununla gurur duyuyor olmalı. Bu momentumun nasıl yaratılacağını, kitlelerin bunun etrafında nasıl birleştirileceğini ve ayrıca yabancı konukları evinde gibi hissettirecek etkinlikler düzenlemeyi iyi biliyor. Türkiye’deki kitleyle müziğimizle birlikte tekrar bir araya gelecek olmak oldukça heyecan verici.

28 Eylül'deki İstanbul performansınız öncesi Türkiye'deki dinleyicilerinize iletmek isediğiniz bir mesaj var mı?

Türkiye’deki son performansımın üzerinden çok uzun zaman geçti. Oradaki varlığımla ve müziğimle pozitif enerjimi insanlara iletmek istiyorum. Türkiye’deki müzikseverlerle bir araya gelmek için, son zamanlarda Türkiye’de göreceğiniz en iyi etkinliğe imza atmak için sabırsızlanıyorum. 28 Eylül’de İstanbul’da görüşmek üzere!

Carl Cox, Jeton Records organizasyonu ile 28 Eylül Cumartesi gecesi Zorlu PSM Turkcell Sahnesi'nde olacak. Yıldız sanatçıya Turkcell Sahnesi'nde Ferhat Albayrak, Ugur Project ve Alan Cutt eşlik ederken, ana sahnedeki performansla eş zamanlı olarak Zorlu PSM %100 Studio'da Sezer Uysal, Riza Gobelez ve Alikaan kabin başında olacak. "Carl Cox presented by %100 Music" etkinliğinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

Spotify '#Frekans' çalma listemizi takip edin.

Sonraki Sayfa
Yükleniyor...
Yükleniyor...