Ara Menü
Ana Sayfa En Son Haberler Menü
ÖNE ÇIKANLAR

Who's in a Bunker? #2

24 saatlik yayın akışı, bir sığınak.

  • OZAN TEZVARAN
  • 25 Nisan 2020

HOOD Base, evlere kapandığımız ilk günlerde HOOD Base ve Hexe Music ortak programlamasıyla gerçekleştirilen canlı performans maratonu "Who's in a Bunker" etkinliğini duyururken, birbirimizden uzaklaştıkça bir arada olmanın yeni yollarını öğrendiğimizi belirtmişti.

Aradan geçen süreçte de çoğumuzun o dijital yolları arşınladığını ve hala arşınlamaya devam ettiğini biliyoruz ve bunun bizlere oldukça yardımcı olduğunu, umut ve mutluluk aşıladığını tekrar belirtmek istiyoruz.

HOOD Base bir süre önce, "İçinde olduğumuz küresel salgının giderek bulanıklaştırdığı bir gelecek manzarasına bakarken, 11 Nisan Cumartesi günü bu defa 24 saat sürecek bir "Who's in a Bunker" akışıyla birbirimize ses veriyoruz. Konserler ve söyleşilerle müziği, fikirleri, duyguları, önerileri paylaşıyoruz. Zorunlulukların yanında bireysel ve kolektif çabalarımızla günden güne yeniden şekillenen hayat şu anda neye benziyor, gelecekte neye benzeyecek ya da benzemeli? Buradan nereye gidiyoruz? Sorularımızı soruyor, yanıtları birlikte arıyoruz." şeklindeki açıklamasıyla tekrar dinleyicilerine ulaştı ve "Who's in a bunker? #2" etkinliğini duyurdu.

Ardından da 24 saatlik yayın akışını Ahmet Ali Arslan, Albus-In, Ali Deniz Kardelen, Bidar, Blank Wall Season, Çiçek Çocuk, Deniz of the Bees, Dilan Balkay, Elif Çağlar, Glasxs, Hedonutopia, Jtamul, Kamufle, Karakter, Kerem Ergener, Padme, Panic Zombies, Parham A.G, Selin Birben, Tuğçe Şenoğul, Wipeç ve Yank canlı performanslarıyla gerçekleştirip Asena Hayal, Asperger, Alternatecyborg, Doğukan Güngör (Onaranlar Kulübü), Ekmel Ayar, Elif Atmaca (Toyi), Feryin Kaya, Loradeniz, Ozan Çam, Reptilians From Andromeda, Taner Turna ve TKO'nun söyleşilerine yer verdi.

Bizler de 11 Nisan'daki 24 saatlik maratona dahil olarak günümüz koşullarının müzisyenleri nasıl etkilediğini, sosyal medya üzerinden dinleyicileri ile buluşurken neler hissettiklerini, günlerini nasıl geçirdiklerini, internet üzerinden farklı türlerde müzikler icra eden müzisyenlere bağlanıp, Skype üzerinden onları fotoğraflayarak, sorular sorarak sizlere ulaştırmak istedik.

HOOD Base kurucuları ile başlayan sohbetimiz; In Hoodies, Karakter, Jtamul, Glasxs, Kamufle ve Çiçek Çocuk'a kadar uzanıyor. Onların günlerinden, kendi mekanlarından sekanslar içeriyor.

HOOD BASE

HOOD Base nedir? Neleri amaçlıyor? Ne zaman faaliyete geçti ve lokal sanat üretiminde kendini nerede konumlandırıyor?

In Hoodies: HOOD Base’i bir fikir, üretim ve paylaşım alanı olarak ifade ediyoruz. Bu senenin başında faaliyete geçti. Özellikle genç sanatçıların kendi üretimlerini paylaşabilecekleri, yeni fikrilerin konuşulup hayata geçirilebileceği, pek çok formda üreten insanların birbiriyle temas edebileceği bir yer olarak konumlansın istiyoruz. Olabildiğince her kimliğe, her renk ve sese, her yeni fikre açık bir yapı burası. Sanatçıların üretimlerinin paylaşılması söz konusu olduğunda kar amacı gütmeyen bir yapı. Bu anlamda sergi ve alanın sanatçılar tarafımdan çeşitli kullanımları üzerinden komisyon, kira vb. talep edilmiyor.

Artemis Günebakanlı: HOOD Base bizim bir süredir hayal ettiğimiz şeyleri içinde yapmaya çalıştığımız, başkalarının da hayallerini beslesin ve kolektif hayallerle şekillensin istediğimiz, akışkan formda bir yer.

24 saatlik yayın akışı ile beraber ikincisini gerçekleştiren “Who’s in a bunker?” serisine başlamaya nasıl karar verdiniz?

In Hoodies: HOOD Base’i fiziksel olarak kapatıp evlere geçtiğimiz andan itibaren, yapmaya çalıştığımız tüm faaliyetleri nasıl devam ettireceğiz diye düşündük. Sanatçıların Instagram hesapları üzerinden yaptıkları yayınlarla sadece kendi dinleyicilerine ulaşmasındansa her müzisyenin performansıyla dinleyiciyi bir sonraki sanatçıya yönlendirmesi güzel bir birliktelik olacaktı. Hexe Music ile birlikte kafa kafaya verdik ve hızlıca müzisyen arkadaşlarımızı aramaya başladık. Herkes fikre heyecanla yaklaştı ve çok destek oldu. Sonunda ilk “Who’s in a Bunker” 15 sanatçının yer aldığı, İstanbul’dan Çin’e uzanan kolektif bir ses köprüsüne dönüştü.

Aradan geçen 20 gün içinde sosyal medyadaki canlı yayınların artması, Instagram ve başka mecralardaki performansların sıklaşması ve marka, mekan ve kültür sanat kurumlarının devreye girmesini hep beraber gözlemledik.

“Who’s in a Bunker”ın ikincisinde değişen tabloya da bakarak bu kez 24 saate yayılan bir canlı yayın maratonu ile performansların yanı sıra konunun fikri boyutuna da ağırlık vermek istedik. Önceliğimiz bu oldu. Bu nedenle 24 saatin sonunda “Where Do We Go From Here” söyleşileri başladı ve bu kapsamda gün içinde 11 söyleşi ile hep birlikte hissettiklerimizi, fikir ve öngörülerimizi, “nereye gidiyoruz”u konuşmaya ve çözümler aramaya çalıştık.

Artemis Günebakanlı: Bütün bunlara ek olarak, hakim duygusu küresel anksiyete olan bu zorlayıcı döneme, bir araya gelebildiğimiz ve bu birlikteliğin içinde geleceğe dair umut görebildiğimiz bir not düşmek istedik. Dünyanın farklı yerlerinden müzisyenlerin ve dinleyicilerin birbirinden haberdar olduğu, kültür-sanat dünyasının çok çeşitli alanlarından figürlerin birlikte fikir geliştirdiği, yalnız olmadığımızı ve birbirimizi düşündüğümüzü hissettiğimiz, aslında sandığımızdan daha da yakın olduğumuzu fark ettiğimiz bir hafta sonunun anısını hayatımıza katmak iyi gelecekti.

Performanslarını gerçekleştirecek katılımcıları nasıl seçiyorsunuz?

Artemis Günebakanlı: “Who’s in a Bunker” serisinin her türde müziğe açık olduğunu söyleyebiliriz. Bu konserlerde melodi yoğunluklu şarkılar yazan ses sanatçısı, şarkı yazarları ile noise denebilecek elektronik üretimleri olan müzisyenler, geniş dinleyici kitlelerine ulaşmış müzisyenlerle henüz hiç müzik yayımlamamış, şarkılarını yeni paylaşmaya başlamış genç sanatçılar bir araya geldi. Etkinliğin parçası olan isimlerle iletişime geçerken kişisel beğenilerimizden değil, Hexe Music, Hatice Arıcı ile beraber mümkün olduğunca geniş bir ses paletine temas etme isteğimizden yola çıktık ve farklı sesleri bir araya getirmeye çalıştık.

Evde günleriniz nasıl geçiyor, şu anki ortam müziğinizi ve sanat üretiminizi nasıl etkiliyor?

Artemis Günebakanlı: İşle ilgili iletişim sürse de, hepimiz izole olma ve belirsizliğin verdiği kaygıyı kişisel düzlemde bir şekilde yönetmeyi öğrenmeye çalışıyoruz. Eski yazılar, röportajlar ve listelerimi gözden geçirip güncellediğim, aklımda dönüp duran yenilerine başladığım bir düzene oturtmak istiyorum ama içimde o sakinliği henüz sağlayamadım.

Müzik sektörü başta olmak üzere bu küresel kriz karşısında alınan ilk önlemleri, orta ve uzun vadedeki öngörüleri ve çözüm önerilerini konuştuğunuz bir söyleşi serisi de gerçekleştirdiniz. Söyleşiler ardından sektör öncülerinden nasıl yorumlar aldınız?

Artemis Günebakanlı: Kimsenin kendisini ya da temsil ettiği kurumu bu krizin dışında görmediği, herkesin ciddiyet ve samimiyetle fikirlerini, önerilerini ve belki de en önemlisi, sorumluluk alma ve fayda yaratma isteğini ifade ettiği söyleşiler oldu. Bu söyleşilerde kültür-sanat sektörü içindeki çalışanların haklarını koruyacak meslek birlikleri ve sendikalar konusu, sektöre yönelik vergi düzenlemelerinin gerekliliği sıkça konuşuldu.

Bugün bile almaya devam ettiğimiz dönüşler olumlu. Söyleşilerde konuşulanlar hem harekete geçme potansiyelini hem de aslında birbirimize ne kadar yakın durduğumuzu göstermesiyle, geleceğe dair belirsizliği gidermese de bir ışık yaktı.

In Hoodies: Herkes dürüstçe ve açıklıkla öngörülerini iletti diyebilirim. Söyleşiler müzisyenden müzik yazarına, konser mekanı müzik direktöründen markaların kültürel pazarlama yöneticilerine herkesin aynı noktaya baktığını gösterdi bana. Hepimiz aynı odadayız. Çember daralıyor değil. Hepimiz aynı çemberin içindeyiz. Bardağın dolu veya boş tarafını konuşmak anlamsız çünkü bardakta çatlaklar var. Hep beraber hareket etmezsek tuzla buz olacak.

HOOD Base’in önümüzdeki dönem planları nelerdir?

Artemis Günebakanlı: Fiziksel olarak yeniden bir araya gelene kadar, halihazırda planladığımız projeleri mümkün olduğunca dijitale aktaracağız. Instagram üzerinde gerçekleşecek söyleşiler, Zoom buluşmaları, disiplinlerarası iş birlikleriyle ses çıkarmaya devam edeceğiz.

Müziğin günümüzdeki yeri hakkında neler söylemek istersiniz?

Artemis Günebakanlı: Müziğin 2020’deki yeri değil de yaşadığımız bu günlerdeki yeri, bizi hem dış gerçekliğe hem kendi gerçekliğimize bağlı tutan bir çapa olması bence. Genel davranışın aksine, bu dönemde şarkıların ne söylediğine daha çok dikkat ettiğimizi düşünüyorum.

IN HOODIES

Evde günleriniz nasıl geçiyor, şu anki ortam müziğinizi nasıl etkiliyor?

In Hoodies: Sürekli çalışarak geçiyor. Uyandığımda sadece kendim için müzik yapmayı hayal ediyorum ama devam eden dijital projeler, başka kişi ve birimlerle kolektif üretimlerimiz ve toplumsal fayda kaygım ağır basıyor. Bu nedenle çoğu müzisyenin aksine bu dönemde çok az yazabildim. Umarım yarın farklı olur.

Çevrim içi performanslar hakkında neler düşünüyorsunuz? Sosyal medya üzerinden müziğinizle dinleyicilerinize ulaşmak, aynı zamanda müziği dinleyicilerine ulaştırmak size nasıl hissettiriyor?

In Hoodies: Çevrim içi performanslar pek çok müzisyenin üretimlerini başka başka insanlara iletebilmesine vesile oldu. Bu durumu geleneksel konser / performans yapısıyla kıyaslamak pek doğru gelmiyor. Olumlu ve olumsuz tarafları var.

Kişisel olarak çevirim içi performanslar benim için sadece ürettiğimi paylaşabilmenin bir yolu şu an. Performanslarda çok zorlandığımı, çok heyecanlandığımı, sürekli hata yaptığımı söyleyebilirim. Nedenini tam analiz edemiyorum. Belki yaşadığım yeri gösteriyor durumda olmak, belki ekranla iletişimsizliğim nedeniyle, belki bir yanda nefes almak için savaşan korku dolu insanlar varken diğer tarafta gitar çalıyor olmanın yarattığı içsel çelişkiler nedeniyle, belki başka sebeplerden… Ancak devam etmeye çalışıyorum. Umarım birkaç insana iyi geliyordur.

Bugünlerde neler üzerine düşünüyorsunuz?

In Hoodies: Çok fazla şey arasında sıçrıyor zihnim. Yalnız hissediyorum. Geçmişi ve şeyleri düşünüyorum, özlüyorum. Kaygılar arasına sığışabilen düşüncelerde sanırım en çok, nasıl çok doğal, olağan, rutin kabul ettiğimiz, sıradan gördüğümüz şeylerin aslında ne kadar değerli olduğunu, bunu hiç bu şekliyle farketmediğimi düşünüyorum. 1’ler ve 0’lar. Çok klişe olacak ama başta 1 varken yanına daha çok koyamadığımız sıfırlar için üzülmek, onlar için kavga etmek ruhumuzu zımparalamak gibi… Şu an ise herkes gibi 1’in olmaması ihtimali ile yüzleşiyorum. Sadece nefes, sadece yaşam başka şeyler ifade ediyor. 1 yoksa yan yana bir sürü sıfırla bir hiç hayatımız. Birine sarılabilmek, öpebilmek, yan yanana olabilmek gibi sosyal etkileşimler yanında, konser verebilmek, insanların müzik için bir araya gelmesi gibi bugün imkansız görünen şeylerin tabiatı da sürekli kafamda. Günün büyük bir bölümünü, nasıl devam edeceğiz, nasıl yaşacağız, ne yapabiliriz, ne yapmalıyız düşünceleri, bu sorular için uğraşlar veya bu sorularla hareketsiz hale geldiğim anlar kaplıyor.

Müziğin günümüzdeki yeri hakkında neler söylemek istersiniz?

In Hoodies: Kitlesel anlamda müzik her geçen gün biraz daha fona dönüşüyor, pek çok insanın müzikle kurduğu bağ gittikçe azalıyor gibi hissediyorum. Diğer faaliyetlere bir eşlikçi gibi. Müziğe ayrılan zamanın, gösterilen özenin ve dikkat aralığının azaldığını hepimiz biliyoruz.

Bu durum muhtemelen yaşadığımız zamanın tüketim patolojisi, bu korkunç hız, yüzeysel kalan iletişim ve sürekli bir şeylere yetişmek zorunda kalan insanların zihinsel durumundan kaynaklı. Müzik de herhangi bir ürün gibi değerlendirildiğinde kaçınılmaz olarak hem niteliği hem iletimi değişiyor. Temelde ekonomik sistemin belirlediği yaşam pratiğine temel ihtiyaçlarını karşılayabilen, görece konfor içinde yaşayan insanlığın reaksiyonu bugünkü müziği belirliyor sanırım.

Buna rağmen yaşadığımız yerde üretilen müziğe baktığımda Rönesans benzeri bir dönem yaşandığını söyleyebilirim.

KARAKTER

Evde günleriniz nasıl geçiyor, şu anki ortam müziğinizi nasıl etkiliyor?

Karakter: Evde sıkılmalar herkes için aynı diye gözlemliyorum. Günleri güzelleştiren şeylerden biri hayat döndükten sonraki hayalleri yazıya/ resme dökmek ve bir oyun planı çizmek, ardından adım adım yapacaklarını bilerek ilerlemek. Bence bu bizi geçen zamanda anlamsızca sürüklenmekten kurtarabilir. Müzikte aynı konuları değerlendirmek için sağlıklı bir zaman.

Çevrim içi performanslar hakkında neler düşünüyorsunuz?

Karakter: Astrofizikçi Neil deGrasse Tyson'a göre şu an galaksimizdeki atomlardan daha fazla Instagram DJ canlı setleri var. Şaka bir yana tabii ki bu performanslar olmalı ve bana keyif veriyor. Bir aylık süreçte bir sürü yeni sanatçı keşfettim, özellikle Who’s In A Bunker online festivali sırasında.

Bugünlerde neler üzerine düşünüyorsunuz?

Karakter: Sonuçta günlük modunuz üretime yaklaşımı hep değiştiriyor. Benim tarafımda daha fazla karakter içeren bir albüm için fikirler şekilleniyor ve bugünlerde insan psikolojisinden çok ilham alıyorum.

Ayrıca, boş zamandaki yeni öğrendiklerimi, diğer sanatçılar ile işbirliklerini, üretimleri Karakter projesinde paylaşmak için sabırsızlanıyorum.

Müziğin günümüzdeki yeri hakkında neler söylemek istersiniz?

Karakter: Müziğin hislerimize katlayıcı güç kattığını düşünüyorum. Bomboş tavana bakmaktan evde turlar atarak rap yapma veya sıcak duşun altında bekleme anlarını deneyimleştiriyor. Bu süreçte müziğin evde tüketiminin yavaş ve deneysel türlerin ilgiyi arttırmasını bekliyorum. Şu an Oneohtrix Point Never dinlemenin tam zamanı.

JTAMUL

Evde günleriniz nasıl geçiyor, şu anki ortam müziğinizi nasıl etkiliyor?

Jtamul: Kendimi oyalayacak bir şeyler bulmaya çalışıyorum. Oyun oynuyorum, bir şeyler izliyorum, okuyorum. Üretken olmalıyım gibi bir motivasyonum yok pek. Müzik yaparken de fiziksel bir mekana göre kurgulardım normalde ama bu sıralar yaptıklarım öyle değiller. Bu yüzden daha dinleme odaklı şeyler yapıyorum.

Çevrim içi performanslar hakkında neler düşünüyorsunuz?

Jtamul: Hepimizin ortak bir anksiyetesi oluştu o yüzden bir arada olmayı sağlayan ve en azından bu anksiyeteyi yaşamadığımız rutinlerimizi hatırlatan etkinlikler beni rahatlatıyor. Bir an önce tekrar bir araya gelmek istiyorum sevdiklerimle. Herkesi ne kadar özlediğimi fark ettim.

Bugünlerde neler üzerine düşünüyorsunuz?

Jtamul: Kaygılarım haricinde nasıl bir geleceğin bizi beklediğini hayal etmeye çalışıyorum. Aynı şartlarda yaşamıyoruz sınıfsal olarak. Daha adil bir dünya isteğim her zamankinden daha fazla baskın şu an birçoğumuz gibi.

Müziğin günümüzdeki yeri hakkında neler söylemek istersiniz?

Jtamul: Streaming servisler yüzünden alışkanlıklarımızın çok değiştiğini düşünüyorum. Yaşım yüzünden bir üretici olarak streaming öncesinde nasıl süreçler işlediğine dair birebir tecrübem yok ama dinleme alışkanlıklarımızın çok daha farklı olduğu ve üretim pratiklerimizin de bu servislere ya da dağıtımlarına göre şekillendiği kesin. Müziğe ulaşmak daha kolay ama dinleyiciye ulaşana kadar algoritmalarla şekillenen listeler birçok üretim yapan grubu ya yoksayıyor ya da azınlıklara adil davranmıyor. O yüzden lokal üretimler, sahneler yani, bence müziği asıl yeşerten yerler gitgide daha da kayboluyor. Umutsuz hissetmiyorum sadece bizler daha farklı şekillerde çabalamalı ve dayanışma sağlamalıyız diye düşünüyorum.

GLASXS

Evde günleriniz nasıl geçiyor, şu anki ortam müziğinizi nasıl etkiliyor?

Glasxs: Tam zamanlı çalıştığım işi sokağa çıkma yasağı nedeniyle evden yapmaya devam ettiğim için, aslında vakit anlamında çok bir şey değişmedi. Tabii ulaşım çok vaktimizi alıyormuş, o yok olunca daha çok yoga, spor gibi şeyleri rutin haline getirmeye başladım evde. Onun dışında herkes gibiyim, herkes garip hissediyor, ben de. Müzik sanırım daha çok yapmaya başladım. Normalde enerji bulup çalamadığım enstrümanlarla haşır neşirim. Her şey çok değişik yani.

Çevrim içi performanslar hakkında neler düşünüyorsunuz?

Glasxs: Londra’ya taşındığımdan beri çok az Türkiye konseri verdim. O yüzden tekrar Türkiye’deki dinleyicilerle, tatlı müzisyenlerle bir araya gelmek her şeyden önce çok güzel. İnternet bağlantıları kötü, ama konserlerden daha interaktif bir ortam oluştu bu yayınlarla, bence hepimizi birbirimize daha çok yaklaştırıyor, ne güzel. Normalde buradan gidip izleyemediğim müzisyenlerin ev konserlerini izleyebiliyorum, o da harika. Mesela bugün Hood Base ve Hexe Music’in Who’s In A Bunker 2.si dahilinde ben de yayındaydım. Tüm gün farklı bir enerji verdi herkes, bir süreliğine koronavirusü unuttum sanırım ki yayında da orda hayat nasıl sorusuna süper dedim sanki virus yokmuş gibi. Böyle şeyler yapmamız gerekiyor sanırım. Ama ilk soruda bahsettiğim gibi, bu hisleri de pek tarif edemiyorum. Değişik.

Bugünlerde neler üzerine düşünüyorsunuz?

Glasxs: Normalde de durduk yerde bir şeylere yabancılaşır, kendimi bir anda “Aa, uzay...” gibi şeyler düşünürken bulurum. Sanırım, bu iyice arttı. Ne yapıyoruz acaba diyorum bu aralar. Mavi Toz Ormanda albümümde Çalar Saat Sabahın Beşi isimli şarkıda şöyle bir söz vardı: “Ordan oraya gidip dururken, nereye gidiyor insanlar?”. Biraz onu düşünüyorum, nereye gidiyoruz?

Müziğin günümüzdeki yeri hakkında neler söylemek istersiniz?

Glasxs: Müzik hep aynı yerde ama ulaşılabilirlik, dinleme formatları değiştikçe müziğin algısı da değişiyor sanırım. Bence biz biraz arada kaldık. Sadece müzikle geçiniyor olmak her ne kadar ulaşılabilirlik daha kolay gibi görünse de daha da zorlaştı. Ama güzel şeyler oluyor, daha güzel olacak diye düşünüyorum.

KAMUFLE

Evde günleriniz nasıl geçiyor, şu anki ortam müziğinizi nasıl etkiliyor?

Kamufle: Neredeyse otuz gündür evdeyim. Evde sürekli müzik yapıyorum, yeni şarkılar çıkartıyorum. Sabahları egzersiz yapıyorum, bir şekilde adapte olmaya çalışıyorum.

Çevrim içi performanslar hakkında neler düşünüyorsunuz?

Kamufle: Aslında dramatik geliyor bana. Bazen yayın esnasında "Ne yapıyorum lan ben..." dediğim oluyor. Ama sosyal medyadan yayınlar ve performanslar yaparak hem kafa dağıtıyoruz hem de tatlı bir samimiyet oluşuyor dinleyici ve müzisyen arasında. Değişik bir tecrübe.

Bugünlerde neler üzerine düşünüyorsunuz?

Kamufle: Önceliğim “Bu mevzu bitince sosyal yaşamı nasıl etkileyecek?” düşüncesi. Bir yandan kendime daha çok vakit ayırıp kendime dair kritikler yapıyorum. Kafamda yeni projeler ve sesler tasarlıyorum. Şu olay geçtikten sonra da kıyak bir ortamda kallavi bir rakı masası düşünüyorum.

Müziğin günümüzdeki yeri hakkında neler söylemek istersiniz?

Kamufle: Artık sabit bir müzik tarzının kalmadığını söyleyebilirim. Birçok etnik müziği birçok güncel ses eşliğinde harmanlanmasıyla yaratıcı müzikler ortaya çıkabiliyor. Rap, rock, indie reggae, house, trap vs. her şey birbiri ile muazzam bir şekilde miks edilebiliyor. Ömrüm yeterse on yıl sonra ne olacağını iple çekiyorum.

ÇİÇEK ÇOCUK

Evde günleriniz nasıl geçiyor, şu anki ortam müziğinizi nasıl etkiliyor?

Çiçek Çocuk: Evinde tek başına müzik yapan biri olarak benim düzenimde pek bir değişiklik olmadı. Yaptığım işlerde de yaşanan olayların müziğimi etkilememesi için çabalıyorum. İşimdeki gerçeklikten kaçış olgusunu önemsiyorum. Bu rolü kendime atadım.

Çevrim içi performanslar hakkında neler düşünüyorsunuz?

Çiçek Çocuk: İçinde bulunduğumuz sosyal uzaklık, harika bir dijital yakınlığı da getirdi. Teknoloji sayesinde aslında ne kadar birbirimize yakın olduğumuzu hatırlıyoruz. Benden kopan bir şeyin, bir başkasını 3-4 dakikalığına da olsa dört duvar arasından çıkarıp özgürleştirebiliyorsam ne mutlu bana.

Bugünlerde neler üzerine düşünüyorsunuz?

Çiçek Çocuk: Karantinanın ilk günlerinde gelecek hakkında düşünüyordum. Geleceğe kafa yormaktan vazgeçtim. Şimdilerde olduğum günü düşünmeye başladım. Bulunduğumuz andan nereye gidebilirimi...

Dışarıda yaşananlarla ilgili düşünmekten olabildiğince kaçınmak istiyorum ama elbette sağlık çalışanlarının emeklerini, daha sonra evinde kalamayanların durumlarını aklımın bir köşesine yazıyorum.

Müziğin günümüzdeki yeri hakkında neler söylemek istersiniz?

Çiçek Çocuk: Müzik, öğrenilmeden konuşulabilen tek dildi her zaman. İnsanları iletişim haline sokan, kağıt üzerinde kabul edilen tüm sınırlardan farklı bir yerde barınan. Birbirimize dokunmanın önemini anladığımız bugünlerde müzik de yerini belli ediyor. Neden internetten müzik kayıtlarını dinlemek varken, insanlar bir araya gelip canlı konser tecrübe etmek istiyor olabilir ki?

‘Dünyanın Ritmi' çalma listemizi Spotify'da takip edin.

Sonraki Sayfa
Yükleniyor...
Yükleniyor...