
BASHKKA: “Ruhum hiçbir zaman tek bir yere, tek bir yola, tek bir hayata sığmadı”
BASHKKA ile yaklaşan Sónar Istanbul performansı öncesi sohbet etme fırsatı yakaladık
Telegram kanalımıza abone olarak en güncel içeriklerden ve ayrıcalıklardan haberdar olun.
Münih doğumlu ve Türk kökenli DJ, prodüktör ve söz yazarı BASHKKA’nın yaratıcı kimliği, New York'ta geçirdiği on yıl boyunca derin dönüşüme uğradı. Bu dönemde şehrin zengin kozmopolit kültürü ve LGBTQIA+ mirası sayesinde sanatsal anlayışı derinleşen sanatçı, Münih'e geri döndükten sonra Blitz Club'da resident DJ oldu ve Berghain Panorama Bar'da düzenli olarak sahne almaya başladı.
Çıkış EP’si “Maktub”da techno, house ve ballroom öğelerini bir araya getirerek sanatsal yolculuğunu ve içsel keşif sürecini yansıtan bir çalışma ortaya koyan BASHKKA, Türkçede "başka" anlamına gelen sahne ismi ile müziğine yansıyan farklılık arzusunu simgeliyor.
Sanatçı ile yaklaşan Sónar Istanbul performansı öncesi sohbet etme fırsatı yakaladık.
Merhaba BASHKKA! Bize vakit ayırdığın için çok teşekkür ederiz. Seninle tanışmak büyük bir zevk! Umarım 2025 yılı senin için harika geçiyordur. Çok yakında seni Sonar Istanbul'da izleyeceğiz, çok heyecanlıyız! İlk sorumuza geçmek isterim: 2024 senin için nasıldı ve 2025’e nasıl bir başlangıç yaptın?
Benim için bir zevk, teşekkür ederim. 2024 adeta rüya gibi geçti. Kişisel anlamda zirveler yaşarken bir yandan da dünyanın getirdiği gerçekliklerin ağırlığını hissettim. 2025 ise benim için çok yaratıcı bir dönem oluyor; stüdyoda bolca vakit geçiriyor, yeni çıkaracağım EP ve ilk albümüm üzerinde çalışıyorum.
Seni ilk olarak DeFol şarkınla keşfettim. Hem orijinalini hem de Nene H remix’ini çok seviyorum. Sonrasında HÖR setini ve Dekmantel Festival’deki inanılmaz performansını dinledim. Şu an geldiğin noktada seni tebrik etmeden geçemem! Bu noktada şunu sormak istiyorum: Bize müzikal yolculuğunu anlatabilir misin? Müzik yapmaya ve DJ’liğe nasıl başladın?
Çoğu insanın sandığının aksine, prodüktör, söz yazarı ve şarkıcı olarak yolculuğum yaklaşık 25 yıl önce başladı. O dönemde, bir sanatçı olarak – hele ki benim gibi biri olarak – tanınmak gerçekten büyük bir mücadeleydi. Ama her şeyin bir zamanı var. Bugün, ilahi zamana ve amaca her zamankinden daha fazla inanıyorum. Ve şimdi benim zamanım!
Almanya’da doğdun, ailen Türk ve büyüdüğün yeri New York olarak belirtiyorsun. Farklı kültürlerin birleşimi müziğini nasıl etkiledi? Ayrıca, New York’ta bir sanatçı olarak yaşamak nasıldı? Şehrin, müziğine bir etkisi oldu mu?
Kültürler arasındaki sürtüşme ve akışkanlık; gelenek ile başkaldırının kesiştiği o alan… İşte büyünün olduğu yer tam da burası. O gerilim, karakteri şekillendirir, kimliği oluşturur. Benim ruhum hiçbir zaman tek bir yere, tek bir yola, tek bir hayata sığmadı. Elbette bu durum, müzikal DNA’ma büyük bir etki bıraktı.
Bugüne kadar çok farklı mekânlarda ve etkinliklerde sahne aldığını tahmin ediyorum. Senin için ideal performans ortamı nasıl olmalı? Ayrıca, 2025’te şimdiye kadar en çok keyif aldığın performans hangisiydi?
Her mekanın ve her anın kendine has bir büyüsü var. Şimdiye kadar bunun birçok farklı halini deneyimleme şansına sahip oldum; sadece sahnede değil, sahne dışında da. Son zamanlarda aklımda ideal bir an canlanıyor: gün doğumu seti, doğanın içinde, dağlarla ya da suyla çevrili bir ortam… Tercihen SWANA diasporasının içinde ya da kültürel olarak bana hitap eden bir yerde. Gözümde çok net imgeler var, bakalım gerçekleşecek mi?
Bu arada, ilk Boiler Room performansın için seni tebrik etmek istiyorum! Nasıl geçti? Kalabalığı ve enerjiyi sevdin mi? Amsterdam, hepimizin bildiği gibi, büyülü bir yer. Kendini özgürce ifade edebildiğin, kimliğin üzerinde hiçbir baskının olmadığı bir ortamda sahne almak nasıl bir his?
Teşekkür ederim! Açıkçası biraz korktum! O kadar insanın etrafımı sarması ve o mekanda bulunmak, dışa dönük bir içe dönük olarak pek kolay olmadı. Ama play tuşuna bastığım anda kendimi tamamen müziğin içine bırakıyorum ve başka bir dünyaya dalıyorum.
Bir röportajında, Honey Dijon’un bir setinin seni elektronik müziğe ve DJ’liğe daha çok bağladığını okumuştum. Benim de favorilerimden biri Honey Dijon. 2022’de Sonar İstanbul’da izleme şansı yakalamıştım. Birlikte bir üretim veya B2B yapmak ister miydin?
Honey, Mutha’dır. Bu sorunun cevabı çok net: Kesinlikle, evet!

Sahnede performans sergilerken enerjini ne besliyor? Dinleyiciyle bağını nasıl canlı tutuyorsun? Şu sıralar setlerinde sana ilham veren sanatçılar veya parçalar var mı?
Çalmaya çalıştığım müzik, benim evrensel ana ritim dediğim şeyi taşıyor. Kelimelerle tam anlatması zor, ama duyduğunuzda bilirsiniz, hissedersiniz. Formüllere, şov unsurlarına veya özel efektlere güvenmiyorum. Tabii ki yeni sesler ve sanatçılar her zaman beni etkiliyor, ama beni en başta harekete geçiren şeye bağlı kalıyorum; house ve techno’nun ham özü ve kökleri.
Rave kültürü, kitle ve topluluk oluşturma ve özgürlükle iç içe. Sence bu kültürün özü ne ve kendini bu sahnenin içinde nasıl konumlandırıyorsun?
Kendimi benden çok daha büyük bir şeyin, yani topluluğun bir parçası olarak görüyorum. İnsanların sığınak bulabileceği, kendini özgürce ifade edebileceği bir alan. İşte bu yüzden queer mekanlar, kulüp kültürü ve dans müziği için hayati önem taşıyor. Bu alanlar hareketin doğduğu yerler; toplumun dayattığı hapishanelerden bir kaçış noktası. Kendini kısıtlamak, insanlığın en büyük hastalığı. Herkesi en özgün ve sınırsız haliyle yaşamaya davet ediyorum. Hayatta sahip olabileceğiniz en değerli şey bu.
Elektronik müzik sahnesi sürekli evrim geçiriyor. Kültürde veya endüstride görmek istediğin değişiklikler var mı?
Dans müziğini uzun süredir domine eden elitist, beyaz ayrıcalıklı, nepotist yapıya karşı durma zamanı geldi. Artık sadece onların masasında bir yer kabul etmek yerine, kendi mekânlarımızı ve sahnelerimizi yaratmalıyız. Şu anki ve gelecek nesillerin hakkımız olanı geri alacağına inanıyorum. Ataerkillik ancak bir yere kadar sürdürülebilir.
Sence gelecekte BASHKKA’yı neler bekliyor? Yakında çıkacak projelerin veya iş birliklerin var mı?
Henüz yaratıcı olarak potansiyelimin sadece yüzeyini kazıdığımı hissediyorum. Umarım gelecek, gerçekleştirmek istediğim tüm şeyler için alan açar.
Sonar İstanbul 2025’ten neler bekliyorsun? Ne tür parçalar çalmayı planlıyorsun ve heyecanlı mısın? (Çünkü biz çok heyecanlıyız!)
Ben de heyecanlıyım. İstanbul’da çalmak benim için her zaman duygusal bir deneyim—burası köklerimin, atalarımın yeri. Setlerime her zaman o anın enerjisiyle yaklaşıyorum, bu yüzden tam olarak ne çalacağımı önceden söyleyemem. Ama umarım üzerinde çalıştığım yeni müzikleri deneme fırsatı bulurum.
༺༻
Bu keyifli ve samimi cevapların için çok teşekkür ederim. Sonar İstanbul’un dans pistinde seninle buluşmak için sabırsızlanıyoruz! Umarım İstanbul seyircisini çok seversin ve buradan harika anılarla ayrılırsın. Turlarken kendine iyi bak!
