Menü
Ana Sayfa En Son Haberler Menü
ÖNE ÇIKANLAR

Berlin ve Sebepleri: Jamaica Suk

Yeraltından yükselen tekno, hipnotik mesajlar ve sanatçının yeni plak şirketi Gradient üzerine

  • RÖPORTAJ: OZAN TEZVARAN | VİDEO: ESEN KÜÇÜKTÜTÜNCÜ | ÇEVİRİ: TATLIHAN TUNCEL
  • 15 Mart 2019

Bugüne kadar birbirinden farklı kültürlere, dünyanın seyrini değiştirmiş tarihsel olaylara, radikal değişikliklere ev sahipliği yapan bir şehir: Berlin. Tarihindeki dramatik olayları, sanatsal üretimlerle dışa vuran, müziğin asla durmadığı bir şehir. Peki ya Berlin’i bulunduğu konuma getiren şey nedir? Sanatçıları bünyesinde toplayabilmesinin, bunca çeşitliliği taşıyabilmesinin sebepleri nelerdir? Berlin’de herkes için bir yer var mıdır? İşte bütün bu soruların cevaplarını üretimlerine hayranlıkla baktığımız, Berlin’de yaşayan müzisyenler ile konuştuk. Bu seride bizi ağırlayan ilk sanatçı Jamaica Suk.

Endüstriyel seslerin ustaca katmanlanmış sert alaşımları incelikli melodilere karıştığında asıl büyü gerçekleşiyor. Jamaica çalmaya başladığında bir ritüel başlıyor. Ses mühendisi, müzisyen, prodüktör ve DJ Jamaica Suk, Berlin'in gizli bir hazineymişçesine kendisine saklamaya çalıştığı isimlerden biri. Jamaica'nın son zamanlarda kendisine ait Gradient plak şirketinden yayımladığı kısaçalar kuralları yıkarak bir başka sentez daha yaratıyor.

Berlin’in bireye tanıdığı özgürlük alanı ile istediğiniz kişi olmanıza izin verdiğini belirten Suk, San Fransisco gibi bir yerden gelen biri olarak, Berlin’de bitmek bilmeyen kurallarla uğraşmak zorunda kalmadığını söylüyor. “Bir birey olarak daha özgür bir toplumun parçası olduğunu hissediyorum. Kurallar olmasına rağmen yaratıcı çıkışları takip edebiliyorum ve bu bir denge sağlıyor” diye de ekliyor.

Jamaica Suk'u endüstriyel, karanlık ve melodik karakterli hipnotik hikâye anlatımıyla tanıyoruz. Müzik yapımına ve hikâye anlatımına yaklaşımını nasıl tarif edersin?

Okumayı seviyorum ve hikâye anlatma sanatına ciddi bir hayranlık duyuyorum. Müzik yoluyla bir mesaj göndermeniz daima mümkün fakat bu mesajla kimin nasıl bağ kuracağını asla bilemezsiniz. İşin güzelliği de burada zaten. Kimi insanlar benim gibi karanlık ve üzgün müzikler dinlemekten mutlu oluyorlar. Kimileri de daha iyimser ve neşeli bir hissiyatı olan majör akorlu müzikler dinlemekten mutlu oluyorlar.

Sen caz eğitimi aldıktan sonra grindcore, mathrock ve shoegaze janrlarında müzik yapan gruplarda yer aldın, şimdilerde ise kendine özgü elektronik müzik üretimine şahit oluyoruz. Müzikal geçmişin nasıl seni bugünkü tarzına taşıdı?

Teşekkür ederim, bunu duymak güzel. Ben bu janrları daha da fazla sentezlemek istiyorum. Bas gitarımı canlı çalarak özel yapım modüler synthesizer'ıma kaydetmeye başladım mesela şimdilerde. Gruplarda çalmakla solo bir müzik prodüktörü olmak arasında bir kıyas söz konusu değil aslında. Grup arkadaşlarından aldığın enerjiyle birlikte hakikaten bir şeyler yaratmak çok güzel. Dolayısıyla solo işlerime de böyle yaklaşmaya gayret ediyorum. Synth'lerim ve elektronik baterim grup arkadaşlarım, ben de bas gitarımla onlara katılıyorum. Tekno durmadan evriliyor, bu yüzden de çok seviyorum onu.

İnsanlar her şeyi adlandırmanın ve etiketlendirmenin peşindeler, sonrasında da bu şeylerin adlandırdıkları yönde davranmasını bekliyorlar. Bir önceki soruya da atıf yaparak şöyle soralım; sanatsal üretim tek bir etiket altına sığdırılabilir mi?

Bence insanlar kimi şeyleri zihinlerinde kategorize etmek ve onlarla ilişkilenmek adına daima etiketleyeceklerdir. Müziği çok da fazla janrlara ayırmamaya çalışıyorum, her şeyin belli bir beklenti yaratması pek hoşuma gitmiyor.

Dinleyicilerden ve onların beklentilerinden bahsetmişken, Berlin'deki büyüleyici Boiler Room performansından, Pornceptual DJ setinden de bahsedelim. YouTube'da tamamen flu halde yayınlanan bu set baya bir merakımızı çeldi! Pornceptual ile işbirliğiniz nasıl oldu? Senin bakış açından nasıldı set?

Boiler Room seti baya eğlenceliydi! O gün havanın 40 derece olmasıyla yılın en sıcak günlerinden biriydi, dolayısıyla içerisi çok terleticiydi. Mekanın enerjisi çok güzeldi, kitle müthişti. Pornceptual partilerinde çalacak olduğumda heyecanlanıyorum hep çünkü özgür hissedeceğimi ve istediğim müziği çalabileceğimi biliyorum.

Boiler Room'un yanı sıra tüm dünyada DJ setler gerçekleştiriyorsun. Sence kültürel farklar gece hayatını nasıl etkiliyor? Tekno müziğin dünyanın dört bir yanından insanları bir araya getirdiğini düşünüyor musun?

Evet, tabii ki! Müzik insanları bir araya getirmenin en etkili yolu. Benim en sevdiğim yerdir tekno müzik; herkesin yargılama olmaksızın dans edebildiği bir yer.

Yeni yayınlanan kısaçan "Whispers"a geçmeden önce geçen yıl yayınlanan Art Vs. War kısaçanla ilgili bir soru sormak istiyoruz. Daha önceki işlerine kıyasla Art Vs. War'da nasıl bir fark görüyorsun? Bu kısaçaların hikâyesi nedir?

Art Vs. War hem içten hem de dıştan gelen bir mesaj. Hangisini tercih edersin? 2016'da San Francisco'da, Amerika turuna yeni başlamışken içinde dizüstü bilgisayarımın, harici belleklerimin ve usb'lerimin olduğu sırt çantam çalındı; bu benim için inanılmaz yıkıcı bir olaydı. Ardından kendime gelmem bir yılımı aldı. Bu süreçte yeniden ayağa kalkmamda San Francisco'daki Bay Area topluluğunun büyük katkısı vardır. Daha sonra yaptığım müziği yayınlamanın bir yolu olarak Gradient'i kurdum, zira ne zaman ne olacağını bilemiyorsun. Müziğini yayınlamak uzun süre bir kenarda bekletmekten iyidir.

Yeni kısaçan "Whispers" sana ait Gradient plak şirketinden çıktı. Gradient'in kurulması nasıl oldu? Gradient'tan parça çıkarabilmenin kriteri nedir?

Gradient'ı kendi müziğimi ve remikslerimi yayınlamak üzere kurdum ancak bu durum değişime açık. Ayrıyeten platform olarak yılda birkaç etkinlik düzenliyoruz, bu etkinliklerimizde de canlı VJ'liğe ya da görsel sanat işlerine yer vermek hoşumuza gidiyor.

Yeni kısaçalarındaki “Fallen” parçasını ilk dinleyişimizi anımsıyoruz... Dalgalı bass dizilimine ve baskın hi-hat'lerine ilaveten kısaçalara olan bakışımızı değiştirmeyi de başaran bir parçaydı. Dinleyiciyi bir düşüş hissiyle karşı karşıya bırakıyordu. Şunu sormak istiyoruz; fikirlerini müziğe dönüştürme sürecinin kilit noktası nedir?

Ah, teşekkür ederim! Çok mutlu oldum bunu duyduğuma. Benim için buradaki kilit nokta bir mesajı, hissi veya olayı sınırlarının ötesine taşıyarak müziğime aktarmak.

DJ setlerine başlamadan önce neler yaparsın?

Yüz maskesi ve meditasyon, bir de maça çaylı smoothie içerim.

Sonraki Sayfa
Yükleniyor...
Yükleniyor...