Menü
Ana Sayfa En Son Haberler Menü
Sanatçılar

Duygu ve hislerden süzülen bir müzik yaşamı: Modeplex

Sanatçının yeni parçası 'Soul In Pieces' ve müzik hayatına dair sohbetimiz

  • ONUR ATEŞ
  • 18 Haziran 2019

Melodic future techno türündeki dikkat çekici yapımlarıyla son zamanlarda ismini küresel ölçekte duyurmaya başlayan Alman DJ/prodüktör Modeplex (David Heck) Haziran'ın ilk haftası Steyoyoke etiketiyle piyasaya çıkan 'Soul In Pieces' adlı parçasıyla başarılı çalışmalarına bir yenisini ekledi. Prodüksiyonlarında hipnotik ritimlere, cezbedici ses dokularına ve hafızalarda yer edici melodilere sıklıkla rastladığımız sanatçıyla müzik kariyerine başlayış hikayesi, prodüksiyona ve performatif süreçlere bakışı, stüdyo alışkanlıkları ve son parçası 'Soul In Pieces' dahil bir dizi konu hakkında sohbet gerçekleştirdik.

Elektronik müziğe olan tutkunuz nasıl başladı? Bildiğimiz kadarıyla müzikle çevrili bir aile ortamında büyünüdüz.

Çok erken başladı. Davul çalmayı hep çok sevdim çocukluğumda. Sonra ergenlik dönemlerimde freestyle break dance türüne ilgi duymaya başladım. Elektronik türdeki arşivimin ilk kayıtları bunlardan oluşmuştu. En sonunda da yolumu kulüp ve festivallerde yankılanan müziğimle çizmeye başladım.

2014 yılındaki dört parçadan oluşan 'Coven' kısaçalar albümünüzden itibaren aktif şekilde prodüktörlük kariyerinizi sürdürüyorsunuz. DJ'lik performansınıza gelirsek, insanları setlerinizle pistte dans ettirmeye ne zaman başladınız? En baştaki hisleriniz nasıldı?

Aslına bakılırsa başlayalı çok uzun zaman olmadı. 2 yıl kadar oldu diyebiliriz. Başlangıçta ne istediğimden ve ne yapıyor olduğumdan tam emin değildim. Tahmin ediyorum bu belirsiz dönemi her sanatçı kariyerlerinin bir noktasında tecrübe etmiştir. Elbette ilk DJ performansımda karşımda 10 kadar insanın müziğimle dans ettiğini görmek harikulade bir histi. Hiçbir sanatçı böyle bir ânı unutamaz.

Prodüksiyonlarınızdaki karakterin yıllar içinde geçirdiği dönüşümü nasıl yorumlarsınız?

İlk dönemlerde prodüksiyonlarımda fazlasıyla detaylı çalışmalara dalıyor, tüm bir yılı kullandığım ses imajlarımı ve tekniklerimi geliştirmeye ayırıyordum. Bir nevi öğrenme periyoduydu, hâlâ da öyle gerçi. Şu an ise yapmak istediğim şeyleri tasarladığım şekliyle pratiğe dökebilip kendime özgü konseptler ortaya çıkarabiliyorum. Bir şeyin nasıl yapılacağını iyi bildiğiniz zaman daha cesur oluyorsunuz. Riske girmeyi ve riske giren sanatçıları seviyorum.

Kendinizi her ne kadar 'techno prodüktörü', ortaya çıkardığınız işleri de 'melodic future techno' olarak tanımlasanız da progressive house, tech house, deep house, indie dance / nu disco ve başka türlerde çok sayıda çalışmaları olan çok yönlü bir sanatçısınız. Üretimsel tecrübelerinizdeki bu geniş yelpazede nelerden ilham alıyorsunuz?

Ne yazık ki ilham kaynaklarım sadece bazı küçük şeylerden oluşuyor esasına bakılırsa. Çoğunlukla çevremde gözlemlediğim insanlardan ve yaşadığım duygu durumlarından. Kendimi buna zorlamak bazen işimi güçleştiriyor, karşımdaki birtakım örneklemler üzerinden çalışmak, onlardan ilham almak konusunda pek iyi değilim.

Stüdyonuzda olmazsa olmaz enstrüman ve ekipmanlarınızı öğrenebilir miyiz?

Beynim ve kalbim! Yorgun, konsantrasyonumun bozuk ve mahmur olduğum zamanlarda iyi şeyler ortaya çıkaramıyorum. Eğer spesifik ekipmanları soruyorsanız çeşitli tipte gecikme pedalları kullanıyorum, ayrıca yeni aldığım küçük bir perküsiyon sentezleyicim var tam anlamıyla harika. Çalışmalarımdaki davul seslerini çoğunlukla kendim kaydediyorum.

Prodüksiyonlarınızda hangisi öncelikli? Ritim mi melodi mi?

Daima her ikisi de. Kompozisyonlarımda ikisi arasında bir diyalog oluşturmaya gayret ediyorum. Ancak davul üzerinde çokça vakit harcadığımı söylemeliyim. Bir parçadaki en temel şey olduğunu düşünüyorum. Davullar eğer parçada çuvallıyorsa sonuç kesinlikle iyi olmayacaktır. Parçalarını detaylı bir planlama ışığında üreten bir müzisyenim. Stüdyoya aceleyle dalıp fikir üretmek için kendimi oraya kilitleyemem. Önce fikir ve konseptleri belirlediğim bir besteleme evresiyle işe koyuluyorum. Ama evet, genelde davullarla başlıyorum.

Sanatçıların ürettikleri müzikte dinleyicilere duygu aktarımı yapmaları ne derece önemli?

Hem önemli hem de önemsiz... Mesela ben her zaman şarkı adı, şarkı sözü gibi dilsel ifadelerde derin anlamları önemseyen biriyim. Ama dinleyicilerin duydukları müziğe ilişkin farklı fikirleri vardır, benim müziği üretirken hissettiklerimi paylaşmak zorunda değiller. Dinleyici tarafındaki bu olası farklılık iyi bir şey, üretilen müziğin yorumlanmasına hoş, farklı bir yön kazandırabiliyor. Ancak ben parça isimlerine mesaj gizlemeyi seven ve bunu yapan biriyim.

DJ performanlarınızda karşınızdaki kitle ve kendiniz arasındaki enerji akışını nasıl tarif edersiniz?

Tamamen müthiş bir şey! Şanslıyım ki önümdeki kalabalıkla kısa sürede iletişime geçmeyi başarabiliyorum. Kulağa aptalca gelebilir ama bu bana iyi hissettiriyor. Nereye gidip çalsam insanların mutlu olduğunu, çalınan müzikten duydukları memnuniyeti yüzlerinden okuyorum. İnsanlık hakkında umut ve güven veren bir şey bu bana.

Gelecekte hangi popüler sanatçılarla ortak çalışmalara imza atmak istersiniz?

Ortak bir parça üretmek için kendisinden bir şeyler öğrenebileceğim bir sanatçıyla beraber çalışmak isterim. Kim bilir belki RÜFÜS DU SOL, Solomon Grey ya da Burial. Ayrıca Delilah ve Lorde ile stüdyoya girmeyi de çok isterim. Aman tanrım ikisi de muhteşem söylüyor!

Boş günlerinizde neler yapıyorsunuz?

Boş günler mi? Haha! Açıkçası yavaş yavaş öğreniyorum ki artık bazen dinlenmeli ve kendime vakit ayırmalıyım. Çok çalışıyorum ve boş zaman yaratma konusuna kesinlikle özen gösterme vaktim geldi. Yine de dinlenecek ortam bulmakta hızlıca aksiyon alabiliyorum neyse ki. Toparlanmak için üç-dört haftalık boşluğa ihtiyaç duyan birisi değilim. Arkadaşlarımla sahilde toplanıp biraz vakit geçirmek yorgunluğumu üzerimden atmama yetiyor.

Yeni parçanız 'Soul In Pieces' sizin için ne ifade ediyor?

Bu parça ruhunuzun bir milyon parçaya bölünüp etrafınızdaki her şeyin karanlığa büründüğü bir ânı betimliyor. Ağzınızda sadece nefes sesinin olduğu, etrafınızı zar zor gördüğünüz bir hissiyat hâli. Titrek ve soğuk ellerinizi görüp konuşmadan kesildiğiniz bir an. Sanırım çoğumuz hayatımızda böyle bir şey tecrübe etmişizdir hep hatırlayacağımız. Kısacası başlık bana çok ama çok şey ifade ediyor.

Sanırız dinleyicileriniz 2019'da sizden yeni haberler duymaya devam edecek.

Evet sırada bekleyen pek çok yeni çalışma var, paylaşmak için sabırsızlanıyorum. En azından çok yakında iki yeni parça geleceğini ve birkaç ortak prodüksiyonumun da yolda olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca beş aydır üzerinde çalıştığım bugüne kadarki en geniş kapsamlı kısaçalar albümümdeki süreç de yoğun şekilde ilerliyor. Kendimden çok şey kattığım bir çalışma olacak.

Dinleyicilerinize iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Etrafınızdaki insanlara karşı nazik ve kibar olun, insanlarla ilişkilerinizde sonradan pişmanlık duyacağınız şeyler yapmayın. Şansa inanırım, eğer zamanlama doğruysa kainat birbirine ait olanları mutlaka bir araya getiriyor bir şekilde. Ama zannediyorum bunu zaten biliyor ve hissediyorsunuz. Muhteşem bir yaz geçirin ve yüzünüzden eksik olmayan bir gülümsemeyle hep dans edin!

Modeplex'in yeni parçası 'Soul In Pieces' Steyoyoke'nin 'Quadrivium, Vol. 4' adlı derlemesiyle 7 Haziran'da piyasaya çıktı. Parçayı aşağıda dinleyebilir, 'Soul In Pieces'in de yer aldığı derlemeyi bu bağlantı aracılığıyla inceleyebilirsiniz.

Spotify '#Arşiv' çalma listemizi takip edin.

Sonraki Sayfa
Yükleniyor...
Yükleniyor...