
Mervezelo yeni plak şirketinden ilk projesini çıkardı: ‘One More’
Mervezelo, Ayhan Aygün ile birlikte kurduğu Eskişehir merkezli Pulsecraft Records'ın ilk kataloğunda üç solo parçasını dinleyicilerine sundu
Telegram kanalımıza abone olarak en güncel içeriklerden ve ayrıcalıklardan haberdar olun.
Mervezelo, yeni bir plak şirketi kurarak bu platformdaki ilk müzik projesini müzikseverlerle paylaştı. ‘One More’, ‘Lonely Ghost’ ve ‘Groove & Ivory’ isimli üç solo parça içeren kısaçalar; melodik house, Detroit techno ve Afro house tınılarının bileşimini içeriyor. Mervezelo ile bu parçaların yaratım sürecini, hissettirdiklerini ve Pulsecraft Records’ın geleceğini konuştuk.
‘One More’, Pulsecraft Records’daki ilk katalog. Projeyi oluştururken nasıl bir ilham kaynağın vardı?
Bu EP, bir hikaye anlatıyor aslında. Farklı ruh halleri ve enerjileri içinde barındırıyor. ‘One More’, en duygusal parça diyebilirim. İçinde derin bir his var, melankoli ve özlem barındırıyor. Bir şeyi bırakmadan önce son bir kez daha yaşamak istemek gibi…
‘Lonely Ghost’, EP’nin Detroit techno dokunuşlarını hissettiren parçası. Senin için bu parçanın ruhu ne ifade ediyor?
‘Lonely Ghost’, tatlı ve yumuşak bir akışa sahip. Hafif nostaljik ama aynı zamanda heyecan verici bir enerjisi var. Fütüristik melodileri ve sıcak synth dokularıyla dinleyiciyi içine çeken bir yapıya sahip. Detroit techno’nun o karakteristik minimal ve atmosferik öğelerini taşıyor ama bunu daha samimi, duygusal ve hareketli bir hisle harmanladım. Dinleyiciyi dans ettiren ama aynı zamanda içinde kaybolabileceği, hayallere dalabileceği bir parça.
‘Groove & Ivory’, Afro house tınıları ve piyano dokunuşlarıyla dikkat çekiyor. Bunu nasıl şekillendirdin?
‘Groove & Ivory’ tamamen ritmin gücüne odaklandığım bir parça oldu. Afro ritimlerinin doğallığını, güçlü bir kadın vokali ve piyanoyla birleştirdim. Combo sesleri de yoğunlukta, bu da parçaya daha organik ve canlı bir enerji katıyor. Daha tribal bir his var, dinleyiciyi hem rahatlatan hem de hareketlendiren bir etkiye sahip.
Pulsecraft Records’ın kuruluş hikayesini anlatır mısın? Nasıl bir vizyonla yola çıktınız?
Pulsecraft Records, benim ve Ayhan Aygün’ün ortak projesi olarak doğdu. Elektronik müziğe olan tutkumuzu ve sanatsal vizyonumuzu tek bir çatı altında birleştirmek istedik. Amacımız, Pulsecraft’ı sadece bir label olarak değil, uluslararası sahnede kendine yer edinmiş, özgün bir kimliği olan güçlü bir marka haline getirmek. Elektronik müziğin farklı türlerine alan açarak, karakteristik bir sound yaratmak ve dünyada yankı uyandıran prodüksiyonlara imza atmak istiyoruz.
Peki Pulsecraft’ta nasıl bir sound ön planda olacak?
Label’ın belirli bir türe hapsolmasını istemiyoruz ama melodik house, techno, downtempo ve deneysel elektronik müzik bizim için önemli akış noktaları. Müziğin hissettirdiği şey bizim için türünden daha önemli. Duygu yüklü, güçlü melodilerle dinleyiciyi yakalayan, etkileyici prodüksiyonlar yayınlamak istiyoruz.
Son olarak, ‘One More’ EP’yi dinleyicilere nasıl tanımlarsın?
Bence bu EP, farklı duyguların birleştiği bir yolculuk. Melankoliden dansa, özgürlük hissinden derin duygulara kadar geniş bir yelpazesi var. Dinleyicinin kendine ait bir hikaye bulabileceği, her dinlediğinde farklı bir his alabileceği bir EP oldu.

İlginizi çekebilir:
Spektrogram sanatı: Görselleri parçalarında saklı sanatçıların kısa tarihi
Yeni ses sistemi emülatörü parçalarınızın kulüpte nasıl duyulacağını gösteriyor
Gece geç saatlere kadar süren etkinlikler küresel ölçekte azalıyor