Ara Menü
Ana Sayfa En Son Haberler Menü
Sanatçılar

Patrick Krause: ‘Benim için müzik yapmak bir tutku’

Patrick Krause ile 14 Temmuz'da Klein Phönix'te gerçekleşecek performansı öncesi sohbet etme fırsatı yakaladık

  • MIXMAG TURKEY
  • 8 Temmuz 2024

Cumartesi akşamları radyodan beğendiği parçaları kasetlere kaydedip daha sonra plak dükkanlarından aldığı bu parçaları miksleyerek müzik serüvenine erken yaşlarda başlayan Patrick Krause, 2021 yılında Bicep'in "Drift" parçasına yaptığı düzenlemenin Solomun tarafından Exit Festival'da çalınmasıyla uluslararası anlamda dikkatleri üzerine çekmeye başladı. On yılı aşkın süredir DJ'liğin içinde olan Patrick Krause, 2022'de resmi prodüksiyonlarını dinleyicileriyle paylaşmaya başlamasından bu yana sahne mesaisini stüdyo çalışmalarıyla da zenginleştirmeye devam ediyor. Alman sanatçı ile yaklaşan İstanbul performansı öncesi bir araya geldik.

Elektronik müzikle olan yolculuğunuz Almanya'da genç denecek yaşlarınızda başladı. Elektronik müziği keşfetmeye ve ilgi duymaya başladığınız ilk dönemlerinizdeki anılarınızdan bizimle neler paylaşmak istersiniz?

Elektronik müzikle ilk temasım 15 yaşındayken oldu. Arkadaşımla birlikte düzenli olarak radyonun önünde oturur ve cumartesi günleri 1Live ve BFBS One (Steve Mason) radyo programlarını dinlerdik. Yakın zamanda Steve Mason ile şahsen tanışma fırsatım oldu, BFBS'in bugünkü haline katkı sağlayan harika birisi kendisi. Her yılın özel bir olayı Mayday idi; en iyi parçaları bir kaset çalarla kaydeder ve biri konuştuğunda veya röportaj yapıldığında kaydı durdururduk. Sonrasında parçaların isimlerini bulmaya çalışırdık, o zamanlar bu imkansızdı. Beyaz etiket olmayan bir parça bulduğumuzda, hemen plak dükkanına gider ve plak kayıtlarını almaya çalışırdık.

Radyo programlarını kaydetmekten harçlıklarınızla plak satın almaya, C64 ve Amiga 500 üzerinde parça üretmeye kadar bu erken deneyimler müzik kariyerinizi nasıl şekillendirdi?

Bu beni çok etkiledi, öğrenci olarak fazla paranız olmazdı, ama ben ekipman için belli bir bütçe ayırmaya çalışırdım. Bir klavye ve bir Roland TB 303 aldım ve müzik yapmaya başladım, ilk olarak büyük disklerle C64'te, ardından Amiga 500 ile daha ileri seviyede devam ettim. Bugün birkaç plugin ve Ableton Live veya Logic ile nelerin mümkün olduğunu görmek çılgınca, bu pek çok şeyi herkes için daha erişilebilir hale getiriyor, ancak hala yapmak istediğiniz müziğe odaklanmanız gerektiğini düşünüyorum.

Setleriniz derin ve melodik unsurları harmanlamasıyla biliniyor. Her performans için çalma listelerinizi hazırlarken nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz?

Hafta boyunca çok fazla müzik, özellikle de elektronik müzik dinlerim. Hoşuma giden ve uzun zamandır takip ettiğim parça ve plak şirketlerini tararım. Her Pazartesi, bana gönderilen promoları dinlerim. Eğer beğenirsem, setime dahil etmeye çalışırım. Her performanstan önce ne çalmak istediğimi dikkatlice düşünürüm. Mekan, sanatçı ve zaman gibi birçok faktörü göz önünde bulundurarak çalma listemi buna göre ayarlarım. Her zaman sabit bir seçkim ve setime ekleyebileceğim parçaların olduğu bir çalma listem var. Böylece her setimi farklılaştırabiliyorum.

On yılı aşkın bir süredir DJ’liğin içinde bir figürsünüz. İlhamınızı nasıl koruyor ve stilinizi nasıl geliştiriyorsunuz?

Deneyimli bir DJ olarak, ilhamımı korumak ve stilimi sürekli geliştirmek benim için çok önemli. Farklı türlerde yeni müzikleri düzenli olarak keşfediyor ve dünya çapındaki etkinlik ve festivallerden ilham alıyorum. Diğer sanatçılarla iş birliği yapmak ve kendi parçalarımı üretmek, tarzımı şekillendirmeme yardımcı oluyor. Dinleyicilerimden gelen geri bildirimler de performansımı geliştirmemde çok değerli bir faktör. En son teknolojiyi kullanarak setlerimi daha yüksek bir seviyeye taşıyor ve dinleyicilerim için unutulmaz deneyimler yaratıyorum. Müziğe olan tutkum, kendimi sürekli ileriye taşımamı ve sanatsal vizyonumu hayata geçirmemi sağlıyor.

Bir performans sırasında dinleyici kitleyle olan bağınız ne kadar önemli ve bu bağı nasıl kuruyorsunuz?

Enerjimi ve tutkumu aktarmak için dinleyicilerle olabildiğince göz teması kurmaya çalışıyorum. Belirli bir parçanın özellikle iyi reaksiyon bulduğunu fark edersem, akışı onun üzerine inşa edip setimi buna göre ayarlarım. Dinleyicileri etkileyen ve duygularına hitap eden parçaları seçmeye çalışırım. Bu süreçte bilindik parçaları, yeni promolarla birleştirerek mükemmel dengeyi bulmaya çalışıp heyecanı korumaya özen gösteririm.

Kariyerinizde öne çıkan, özellikle unutulmaz bir anınızı paylaşabilir misiniz?

Zythanien'deki Secrets partilerinde çok sayıda unutulmaz anım oldu. Kitle ile olan atmosfer inanılmazdı ve Zythanien ekibi sıcak, aile gibi bir atmosfer yaratıyordu. Ekip ile çalmak ve etkileşimde bulunmak bana harika bir his veriyor. Kastel Istanbul ekibi de çok misafirperverdi; benim için geçen yılın en önemli anlarından biriydi. Katılımcı kitle çok etkileyiciydi ve o büyülü geceyi düşündüğümde hala tüylerim diken diken oluyor. Eşsiz ve inanılmazdı. Bu yüzden 14 Temmuz'da Klein Phönix’te çalmayı dört gözle bekliyorum.

Solomun, Dubfire ve daha birçok endüstri devi tarafından desteklenmek nasıl bir his?

Komik gelebilir ama benim için bu çok da net bir durum değil, böyle büyük isimler müziğinizi çaldığında mutlu oluyorum ama nihayetinde ben de birçok üreticiden biriyim. Benim için müzik yapmak bir tutku, müzik yapıyorum çünkü bundan keyif alıyorum ve dinleyicilere bunun geri dönüşünü vermek istiyorum. Bunu büyük bir yıldız olmak için yapmıyorum.

Müzik üretmek ve canlı performanslar arasında dengeyi nasıl sağlıyorsunuz? Tipik bir gününüz nasıl geçiyor?

Haftalık kesin bir programım var, her haftayı ay ay planlıyorum. Genellikle Pazartesi günleri gelen promo parçaları dinliyorum, Salı günleri yeni teknolojik gelişmelere odaklanıyorum, Çarşamba günleri sosyal medya faaliyetlerimi planlıyorum, Cuma günleri kulüp performanslarım için çalma listelerimi oluşturuyorum. Cumartesi ve Pazar günleri genellikle stüdyoda olup topladığım materyallerle yeni parçalar üzerinde çalışıyorum.

Mevcut diskografinizde çoğunlukla solo parçalar bulunuyor, biliyorsunuz ortak çalışmalar sektörde pek çok açıdan önemli. Çalışmaktan keyif aldığınız veya birlikte çalışmayı hayal ettiğiniz sanatçılar var mı?

Doğru, şimdiye kadar sadece solo projeler tamamladım. Elbette stüdyoda birlikte olmak isteyeceğim bazı sanatçılar var, bunlardan biri Gallerli sanatçı Sasha.

Takipçilerinizi aylık parça seçkilerinizle güncel tutuyorsunuz. Bir sonraki mixtape'inizde yer alacak Haziran favorilerinizden öne çıkan birkaç parçayı paylaşabilir misiniz?

İki tane söyleyebilirim. Tal Fussman’ın ‘Into the Chamber’ parçası olacak. Potansiyeli çok yüksek ve belli bir kaliteye sahip harika bir yapımcı, parçalarını ve üretim tarzını gerçekten çok seviyorum. Bir diğeri Marc Romboy & Ruede Hagelstein'dan ‘Counting Comets’. Tarzlarıyla beni çok etkileyen iki yapımcı. Parçalarına setlerimde her zaman rastlayabilirsiniz.

Analog ekipmanlara özel bir ilgi duyduğunuzu biliyoruz. Stüdyonuzda yaratıcılığınızı ileriye taşıyan favori analog ekipmanlarınız neler?

Ses tasarımı için Minimoog, davul kompozisyonları için Syntakt Groove Tool, çeşitli diğer düzenlemeler için Ableton Push 3 ve Roland 303 kullanıyorum. DAW olarak bazen Ableton Live, bazen Logic kullanıyorum.

Kariyerinizin bir sonraki aşaması için hedefleriniz ve beklentileriniz nelerdir?

Kariyerimin bir sonraki aşamasında, prodüktör olarak becerilerimi daha da geliştirmeyi ve derinleştirmeyi hedefliyorum. Amacım, benzersiz bir stil yaratmak ve müzik sahnesinde daha fazla tanınmak. Ayrıca, canlı performanslara daha fazla odaklanmak, müzik çalışmalarımla ve performansımla dinleyicilerimi etkilemek istiyorum. Uzun vadede, elektronik müzik sahnesinin gelişimine katkıda bulunmayı ve diğer yetenekli sanatçılarla iş birliği yaparak yeni ve yenilikçi sesler keşfetmeyi umuyorum.

14 Temmuz'daki İstanbul'daki şovunuz öncesinde Türkiye’deki hayranlarınıza özel bir mesajınız var mı?

Çok heyecanlıyım! Klein Phönix’teki performansım sırasında yeni görsel şovumu da paylaşıyor olacağım. İstanbul'daki son gösterimde bana katılan tanıdık yüzleri tekrar görmek için sabırsızlanıyorum. Ayrıca, yaşadığım yer Hannover'dan yetenekli genç sanatçılardan oluşan Unsigned Hannover Crew'un yeni koleksiyonunu da sunmaktan mutluluk duyuyorum. Kendi müzik kolektiflerini kurdular ve düzenli olarak harika partiler düzenliyorlar. Tasarladıkları tişört koleksiyonunu da İstanbul’daki gecede gururla giyeceğim.

༺༻

Patrick Krause, 14 Temmuz Pazar günü Ümmet Özcan, Arman Aydın, Arem Özgüç, Cihat Uğurel ve Lorien SL'in de sahnede olacağı etkinlikte Klein Phönix'te performans sergileyecek. Biletler için bu sayfayı ziyaret edebilir, Patrick Krause'nin öne çıkan müzik çalışmalarını aşağıda dinleyebilirsiniz.

Sonraki Sayfa
Yükleniyor...
Yükleniyor...