Rave’in Altın Çağı: Eski Kurtlar ve Genç Silahlar

Rave kültürünün farklı kuşakları nasıl etkileşime soktuğu hakkında birçok görüş var. Berlin’de düzenlenen CTM Festivali’nde pop ve avangartı yan yana getirerek geleneklere meydan okuyan Afrika, Latin Amerika ve Asya asıllı birçok elektronik müzik sanatçısı fütürist seslerin yükseldiği festival ortamında radikal bir değişime hayat veriyor. Maceracı müzik ve sanat festivalinin atmosferinde bir arada eğlenen tecrübeli ve acemi raverlar gelenekselin yeni bir akıma evrildiğinin ve çok daha iddialı bir çağın kapılarının aralandığının en büyük göstergesi.

Underground kültürüne ait seslerin, değer ve fikirlerin geçtiğimiz yarım yüzyıl boyunca nasıl bir değişim geçirdiği, bu değişimdeki “yeni” ve “nostalji” ayrımında hangi tarafa ağırlık verileceği herkese göre farklılık gösterir elbette. Fakat gençler için ve gençler tarafından yaratılan sahnelerin saflığı ve bu saflıktan doğan salt enerji kültürün ayakta kalması için olmazsa olmazlardan. İster UK Garage’dan dışlandığında karanlık kulüplerini mosh pit’lere dönüştürerek grime’ı icat eden gençleri ele alın, ister yalnızca dark web’in derinliklerinde inildikçe anlam bulacak, nostaljinin tozlu sayfalarından fışkıran sürreal meme’lerin süslediği post-vaporwave elektronik janrlarını, ister de Shangai, Sao Paulo, Jakarta ya da Johannesburg'da geçmişin düzen ve hiyerarşisini hiçe sayarak elektronikle kavuşan lokal seslerin yarattığı başkaldırıyı... Nostaljiden aldığı ilhamla şimdinin ve geleceğin tam ortasında gerçekliği inkâr edilemez bir devrim yaşanıyor.

The Black Madonna underground kulüp kültürünün geldiği son nokta için 'genç ve yaşlı kurtların alan ve fikir paylaşımına' referans veriyor. Onun gibi house, techno ve rave’in savaş sahnelerini andırdığı dans pistlerinde aldıkları derin yaralara ve yılların getirdiği deneyimin ağırlığına rağmen Honey Dijon, Optimo, Harvey ve bu enerjiyi diri tutmaya çalışan tüm eski kurtlar yanlarında patlamaya hazır genç silahlara ayak uydurmak ve bu tutkuyu paylaşmak için can atıyor. Bu isimlerin enerjisini keşfeden yeni nesiller ise kendi kuşağına sunacağı müziğin ateşini harmanlıyor.

Jamaika'nın dans salonlarından ve New York’un tavan arası partilerinden çıkıp dünyayı fetheden bir kültürden ve bu kültürü oluşturan nesillerden bahsederken müzikal bir aileden bahsetmemek mümkün değil. Elektronik müzik her şeye rağmen, aralarında bir çatışma olsun olmasın, kendini bu aileye ait hisseden bütün kuşaklar için birleştirici ve çekici.

Tüm kuşakların var olma, etkileşime girme ve harekete geçme hevesini çok uzun bir süredir diri tutan bu kültüre eklenen ve dokusuna uyum sağlayan genç insanların sayısının arttığını bilmek ise heyecan verici!

Spotify 'Frekans' çalma listemizi takip edin.