Ara Menü
Ana Sayfa En Son Haberler Menü
Sanatçılar

Dans müziğinden Dark’a uzanan yolculuk: Chris Avantgarde

Dark ile popülerleşen 'Inside' şarkısının arkasındaki isim Chris Avantgarde sorularımızı yanıtladı

  • RÖPORTAJ: FURKAN KILIÇASLAN & ONUR ATEŞ
  • 18 Temmuz 2020

E-posta listemize katılarak en güncel içeriklerden ve ayrıcalıklardan haberdar olun.

Çalışmalarını Londra'da sürdüren Alman müzisyen Chris Avantgarde, son haftaların en çok konuşulan isimlerinden biri. Profesyonel kariyeri öncesi klasik ve caz müzik eğitimiyle geçen yılların ardından elektronik dans müziğinde dikkat çekici işler ortaya çıkararak Interscope Records, Size Records ve Dirtybird gibi plak şirketleriyle çalışan Avantgarde, son zamanlarda sync sektörü için yaptığı dikkat çekici çalışmalarla farklı ilgi alanlarından yeni dinleyici kitlelerine ulaşıyor. Sync ve fragman müzikleri ile zamanla xBox, Playstation, Virgin ve EMI gibi şirketlerle de ortak projeler içinde yer alan sanatçının Red Rosamond ile birlikte hazırladığı "Inside" parçası, üçüncü sezonuyla izleyici karşısında olan popüler Netflix dizisi Dark'ta yer aldı ve hemen ardından dünya çapında en çok dinlenen parçalardan biri oldu.

Chris Avantgarde ile kariyerinin gelişim süreçlerini, "Inside"ın başarısını, diğer sektörlerin müzik sektörüyle kesişim noktalarını ve sanatçının gelecek planlarını konuştuk.

Chris Avantgarde kimdir? Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Londra’da yaşayan Alman yapımcı, besteci ve sanatçı olarak tanımlayabilirim kendimi. Film, TV ve fragman müziği yapımına yönelmeden önce dans müziği alanında birçok ünlü plak şirketinden parçalarım yayımlanmıştı.

Klasik ve caz müzik eğitimlerinizden dolayı multi-enstrümantalist altyapınız var. Şu anki müzik kariyerinizi göz önünde bulundurduğumuzda bunun bir avantaj yarattığını düşünüyor musunuz?

Kesinlikle avantajları var. Kafamdaki bir fikri çok hızlı bir şekilde somut bir şeye aktarabilmemi sağlıyor. Bu da daha hızlı çalışmama fırsat tanırken yaratıcı iş akışını devam ettirmeme olanak tanıyor. Ancak bazen fikirler hızlıca somut işlere dönüştüğünden dolayı fikir üstüne fikir üretip konsantrasyonunuzu kaybedebiliyorsunuz. Bu yüzden bu yanımı kontrol altında tutmaya çalıştığım zamanlar da olmuyor değil. Özellikle birçok farklı tarzda sevdiğim müzikleri yapabilmeme izin veren en büyük özelliğimin bu olduğunu rahatça söyleyebilirim.

Bir dizinin, oyunların veya filmlerin başarısının, yapımlarda yer alan müzikler için de büyük bir başarı hikayesine dönme ihtimali çok yüksek. Son olarak Netflix’te Dark’ın 3.sezonu için yaptığınız "Inside" parçası bunun en güzel örneği. Parçanın hikayesini anlatır mısınız? Projeyle ve Red Rosamond ile yollarınız nasıl kesişti?

Los Angeles'ta Silo Music'teki ekibimin ve Prescription Songs'daki ekibin organize ettiği şarkı yazma kampında yollarımız kesişti. Tüm kampın konsepti film-TV ve fragmanlar için şarkılar yazmaktı. İşin güzel yanı bu tarz bir şeye katıldığınızda olasılıkların yaratıcılık açısından sınırsız olması. Kamp döneminde de kafamda iblis-temalı, daha içe dönük bir şarkı yazma fikri vardı. Silo ekibimdeki Reuben bu fikre odaklanmamıza yardımcı oldu ve Red ile birlikte o gün bu parçayı yazıp kaydettik. Birkaç ay sonra da şu an Dark’ta duyduğunuz versiyonu bitirdim.

Dark müzikleriniz, muhtemelen şu ana kadar ulaşamadığınız farklı kitlelere ulaşmanıza ön ayak olacak. Bu değişiklik pazarlama stratejilerinize nasıl etki ediyor?

Şu an Dark etrafında birçok kampanya yürütüyoruz. Normalde SYNC yapılan parçalar tekli olarak piyasaya sürülmezler ama Dark'ta çıktığı zaman parçanın çok iyi iş yapabileceğini tahmin etmiştik. Bu yüzden Netflix’e düştükten bir hafta sonra "Inside" tekli olarak da tüm platformlarda yerini aldı. Dark'ın harika bir pazarlama gücü olduğuna şüphe yok ve birçok kişi şarkımı dizi sayesinde keşfediyor. Parçanın gidişatında çok memnunum ve tüm olumlu tepkiler için şükran duyuyorum.

TV dizileri, oyunlar veya filmler için müzik yaptığınızda yaratıcı süreciniz farklılaşıyor mu? Örneğin, sahneleri izleyip ona göre mi müziği şekillendiriyorsunuz?

Projeden projeye değişiyor. Çoğu zaman fragmanlar veya tanıtımlar için çalışırken, piyasaya sürülmeden herhangi bir görüntü görmenize izin vermezler. Ancak genel konsept ve yakalamanızı istedikleri ruh hali için ayrıntılı bir özet alırsınız. Eğer bir oyunun veya filmin tamamı için müzik yazıyorsanız görüntülerle çalışmanızı isteyebilirler ancak Dark’taki senaryo bu değildi. "Inside"ı biz yazdıktan sonra Dark’ta yer vermeye karar verdiler. Bence TV, film veya oyun için yazarken, müzik görselliği tamamlamak adına yapılmalı ve izleyicinin dikkatini dağıtmayacağına emin olmalısınız. Şarkı sözleri de yine aynı şekilde basit, akılda kalıcı olmalı ve üzerinde çalıştığınız tema içinde birçok farklı görselleştirmede uygulanabilir olması gerekir.

Netflix gibi dijital platformlar film ve müzik endüstrileri yeni fırsatlar yaratmaya başladı. Bu iki sektör arasındaki yaratıcı diyaloğu nasıl yorumlarsınız?

Benim için oldukça önem arz eden şey sanırım daha niş ve geniş konseptler için fırsat yaratması. Farklı fikirleri bir araya getirip daha geniş kitlelerin önüne getirdiğinizde zaten sevdikleri şeyleri tercih ediyorlar. Film yapımcılarının ve müzisyenlerin önüne daha ilgi çekici medya seçeneklerinin gelmesinin, ayrıca yeni klasiklerin ortaya çıkmasının yolu buradan geçiyor diye düşünüyorum. Dark, pek bilinmeyen bir Alman şovunun dünya çapında sevilen bir yapıma dönüşmesi ve dünyanın farklı noktalarından sanatçıların müziklerini insanlarla buluşturması yönüyle muhteşem bir örnek. Modern müzik dinleme alışkanlıklarını tecrübe ettiğimiz bu döneme kıyasla geçmişte böyle bir şeyin mümkün olabileceğini düşünmüyorum.

Tur gelirlerinin sıfır noktalarına indiği bir dönemden geçiyoruz. Bu da yapımcılar ve sanatçılar için farklı gelir kanallarını çok daha önemli hale getiriyor. Sync (senkronizasyon) de bunlardan biri. Ancak, özellikle bağımsız sanatçılar adına sync kapalı bir kutu. Hakkında çok fazla bilgi ve rehberlik olmayan bir alan. Bağımsız bir sanatçı olarak sen bu konuda nasıl bir yol izliyorsun? Senden ilham alanlara bir tavsiyen var mı?

Çok fazla turlayan bir sanatçı olmadığım için gelir kaybının etkisi hakkında çok fazla bir şey demem mümkün değil, ancak çevremdeki diğer sanatçı arkadaşlarımın mevcut durumdan dolayı çok etkilendiğini görüyorum. Bu içimi sızlatıyor. Sync konusunda ise ekibiniz ne kadar iyiyse anlaşma yapma şansınız bir o kadar yükseliyor. Sizin müziğinizi müşterilere ve TV-film yapım şirketlerine taşıyan insanların yaptığınız işe güvenmesi ve bunu aynı güven ile oralara aktarması çok önemli.

Bir sanatçı / yapımcı olarak sync sektörüne bakarken dikkate alınması gereken iki şeyin olduğunu düşünüyorum: Birincisi, sektör oldukça rekabetçi ve genel anlamıyla yüzde 80-90 oranlarında proje reddi söz konusu oluyor. Bu alanda en iyiler için bile bu geçerli. İkincisi ise, rekabet edebileceğiniz noktaya ulaşmak için gerçekten ne yaptığınız iyi bilmeniz ve yapım şirketlerine kapsamlı bir kütüphane sunmanız gerekiyor. Bu alanda ilk işimi almadan önce yaklaşık 60 proje üstünde çalışmıştım. Şu an ise mevcut kataloğum yüzlerce parçadan oluşuyor. İyi bir kataloğa eriştiğinizi hissettiğinizde, müziğinizi yayıncılara gönderip onlarla kişisel bağlantı kurmaya çalışırsınız. Yayıncılar müziğinizi beğendiğinde onları müşterilere taşırlar. Bu açıdan tavsiyem olabildiğince üretken olup, alçakgönüllülüğünüzü kaybetmeden çok çalışmanız.

Son olarak gelecekteki planlarını duymak isteriz.

Öncelikle, "Inside"ın bizi nerelere götüreceğini görmek heyecan verici. Parça aynı zamanda Lucifer’in sonraki sezonunda da yer alacak. Lucifer'in Ağustos’ta şarkıya nasıl bir etkisi olduğunu hep beraber göreceğiz. Bununla beraber dans müziği ile ilgili birkaç projemin de olduğunu doğrulayabilirim. Güzel haberler için sosyal medyamı takip edebilirsiniz.

Sanatçının "Inside" çalışmasını aşağıda dinleyebilirsiniz.


THE ENGLISH VERSION OF OUR INTERVIEW WITH CHRIS AVANTGARDE

Could you tell us about yourself? Who is Chris Avantgarde?

I’m a German producer, composer & artist living in London, UK. I’ve released music across several renowned dance labels before venturing into film, TV & trailer music, as well as producing and writing for major label artists.

You have a classically and jazz-trained multi-instrumentalist background. Do you believe that it has conferred a privilege on the direction of your musical journey?

It definitely has. I feel blessed being able to translate a musical idea in my head into something tangible simply by playing the keys and putting down ideas that way. It supports a fast creative workflow but can sometimes also be distracting from details and execution when all that’s flowing out is idea after idea, so sometimes I have to tame it to focus. It also allows me to write music across the genre-board which I love, that way things never get boring for me.

The success of a TV series, games or movies has a high chance to translate into major success for the track release itself. Your track “Inside” for Dark Season 3 on Netflix is a great example for that. Could you tell the story of the track? How did your and Red Rosamond’s paths cross in this project?

We met in LA at a writing camp set up by my team at Silo Music and her team at Prescription Songs. The concept of the entire camp was to write songs for film/TV & trailers. The beauty is that it’s a vast landscape of possibilities within creative direction, so that day I had this idea of an internal possession, demon-themed song. So we worked around that concept. Reuben at Silo helped hone in on the idea and then Red & I wrote and recorded the song the same day. She’s a great artist and a great voice. I finished the version that is now featured in Dark a couple of months later.

You also get to reach a totally new audience. How does this affect your marketing strategy for the release?

We’re obviously trying to make the most of big placements like this Dark feature, which is also why I fast-tracked the release to drop within the same week of the release of the show, when I saw there was so much demand for the song. Many songs written for sync actually never get officially released for various reasons, but it was clear to me that this one had to come out as soon as possible. Dark is a great marketing driver and the main reason people now get to discover the song. The hype around the song is still so fresh, we’ll see how it impacts our decision making in the future. For now, all I have is gratitude.

Does the creative process change or shift when you make music for TV series, games, or movies? For example, do you get to see the scenes beforehand and write your music accordingly?

It varies from project to project. Most of the time when working for trailers or promos you don’t get to see any footage ahead of release but you get a detailed brief on mood and setting. When scoring to picture you do but that usually includes a larger scale project across a full film, game or show. In this case we only wrote one song which got placed after the fact. I think when writing for TV or film you have to make sure that it serves to compliment the visual and doesn’t distract from it. When writing lyrics, they need to be simple yet memorable and work across a broad spectrum of applications within the theme that you’re working on.

With digital platforms like Netflix, the film and music industries offer new opportunities to each other. How do you see the new conversation between these two industries?

I think a big thing for me personally is opportunity for more niche and diverse concepts, and putting otherwise fringe ideas in front of larger audiences who then get to decide what they like. I believe that’s how you create new classics and a more interesting media landscape for both filmmakers and musicians. Dark is a great example of a German show that’s now known and loved around the world featuring music by artists from all around the world, I don’t think that would have been possible the same way before the streaming age.

As tour revenue is lost, other revenue streams are becoming more crucial for lots of producer-artists. Sync deals are among them. However, there seems to be little information or guidance on the sync industry, especially for independent producers. As an independent producer yourself, would you walk us through the process in syncing music? Any suggestions for aspiring producers?

I can’t speak much on the impact of loss of touring income as I’ve never toured extensively, but I see peers around me being heavily impacted by the current situation and it’s heartbreaking. As for sync, a deal is always just as good as the team around you. Sync relies heavily on people championing your music to clients and my team at Silo really is killing it on that front.

I think two things are important to consider when looking at sync as an artist/producer: First, the environment is heavily competitive and 80-90% of your work will not land anything, and that’s normal even for the top performers in the field. Secondly, in order to get to a point where you can compete you need to really know what you’re doing and have an extensive library that clients can pick & choose from. I worked on around sixty trailer briefs before ever landing my first one, and my current catalogue is hundreds of pieces of music. Make sure that once you feel like you have the catalogue, you send out your music to publishers & sync houses and try to connect with people on a personal level. They pitch out your music to music supervisors and studios. It’s a people business so be nice, be humble and be as productive as you can be.

Any future plans?

We’ll see where ‘Inside’ takes us, I can say that it’s apparently also featured in the upcoming season of Lucifer, so we’re really excited to see what that will do to the song in August. Other than that, rumor has it I’ve been rekindling with my love for dance music with a new project during lockdown so keep your eyes peeled on my socials for anything related to that in the future.

Sonraki Sayfa
Yükleniyor...
Yükleniyor...