Evladiyelik albümler: Jam & Spoon – Tripomatic Fairytales 2001

E-posta listemize katılarak en güncel içeriklerden ve ayrıcalıklardan haberdar olun.

Müziğe olan tutkumu birçok yazımda, yazdığım birçok kritikte farklı cümlelerle ve hayatımdan enstantanelerle belirtmiştim. Elektronik müzikle olan tanışmamda birçok dinleyicinin aksine ampirik metodun gizemli yönünün çekiciliğine kapılarak ilerlemiştim. İşte bu noktada bana şunu dinle, bak bunu seveceksin şeklinde önerilerle karşılaşmadım. İşbu sebeple elektronik müziğin alt türlerini keşfederken sistematik bir şekilde ilerledim. Konu trance müzik olunca daha da seçici olmuştum. Zira duygu haritamdaki farklı noktalara ulaşma konusunda trance alt türü etkili olamamıştı. Ancak Jam & Spoon'un 1993 yılında çıkan "Tripomatic Fairytales 2001" albümünü ilk dinlediğimde bana hissettirdikleri çok farklı olmuştu.

Jam & Spoon ikilisi aslen Rolf Ellmer (Jam) ve Markus Löffel (Spoon) ikilisinin Frankfurt menşeli macerasının sahne ismiydi. İkili globalleşen yeni dünyada büyüyen ve sosyolojik olarak da yaptığı etkiler anlamında önemli bir komünite haline gelmesinin başlangıcında kendilerini trance müziğin keşfedilmemiş topraklarına doğru atmışlardı. 1992 yılında önemli bir hit haline gelen "Stella" adlı parçalarının uluslararası başarısının verdiği itici güçle "Tripomatic Fairytales 2001" adlı albümü hummalı bir şekilde oluşturarak dönemin ve elektronik müziğin öncül çalışmalarından birine imza atmışlardır. Albüm için aslında büyük ilgi gören ve dans pistlerinin vazgeçilmezi haline gelmeye başlamış trance alt türünün salt bir şekilde icra edilmediği bir çalışma olarak söylemek mümkün. İkilinin müzikal perspektiflerini, farklı sesleri birlikte füzyon etme konusunda sanatsal bir bakış açısı geliştirerek oluşturduklarını rahatlıkla dile getirebiliriz. Trance yapısını chill out, downtempo, ambient, ethnic, tribal gibi elementlerle birleştirirken estetik kaygıyla parçalarını oluşturmuşlar. Synth, efekt ve vurmalı aranjmanların kullanımında dinleyiciye farklı duyguları empoze etme konusunda ustalık şapka çıkartılacak türden olup güçlü ve umut dolu melodilerin varlığı size hissiyat olarak güçlü bir şekilde ulaşıyor. "Stella", "Odyssey To Anyoona", "Right In The Night (Fall In Love With Music)", "Path Of Harmony" ve "Paradise Garage" adlı parçaların albümün en güçlü, en vurucu melodiler bütünlüğü olduğunu ilk dinleyişte fark edeceksiniz.

İkili, dönemin globalleşen ve değişen dünyasını her koordinattan çeşitli tatlarla birleştirerek global kavramını kendi meşreplerince elektronik dans müziği formlarında sunmuşlardır. Bu albümün rüzgarını arkasına alarak kariyerlerinde 1997 yılında "Kaleidoscope" ve 2004 yılında "Tripomatic Fairytales 3003" adlı iki muhteşem albüm daha yayımlamışlardır. Ancak grubun deli dolu insanı Markus Löffel'in 2006 yılında henüz 39 yaşında geçirdiği kalp krizi neticesinde aramızdan ayrılmasıyla beraber Jam & Spoon defteri de kapanarak bizi böylesine güçlü ve umut dolu melodilerden mahrum bırakmışlardır. Geriye kalan bu özel ve başarılı Jam & Spoon çalışmaları, modern müzik tarihinde yerini alarak arkalarından gelen kitlelere yol gösterici olmuştur.

Jam & Spoon'un 1993 yapımı "Tripomatic Fairytales 2001" isimli albümünü aşağıda dinleyebilirsiniz.

İçerik yazarı Mustafa Tokgöz'ü takip edin.