The Archer: “Karanlıktan, terlercesine dans etmekten ve sevgiden vazgeçmeyin”
The Archer bir süre önce iki remiks içeren “Lonely Dream” isimli çalışmasını müzikseverlerle paylaştı
E-posta listemize katılarak en güncel içeriklerden ve ayrıcalıklardan haberdar olun.
Los Angeles’ta çalışmalarını sürdüren The Archer, ünlü bir avukat ve sanat meraklısı olarak tanındığı kariyer yolculuğunda tutkusunu hayata geçirebilme şansı elde eden sayılı yeteneklerden biri. Deep house’tan new wave’e, disco’dan techno’ya farklı tarzlardan beslenen bir vizyonla müzik serüveninde ilerlemeye koyulan sanatçı, kurucusu olduğu plak şirketi There Is A Light’tan ilk teklisini çıkardı. İki farklı remiksi bünyesinde bulunduran “Lonely Dream” teklisinin çıkışıyla beraber ilgi toplayan sanatçı ile sohbet etme fırsatı yakaladık ve sanatçı okurlarımıza özel olarak bir miks kaydetti.
The Archer’ın müzik yolculuğunun nasıl bir başlangıç hikayesi var?
Lise yıllarımın başından itibaren kulüplere giderdim. Kraftwerk’ten The Human League’e, Madonna’nın ilk yapımlarından hip-hop’ın erken dönem parçalarına, 808 ile üretilen her ne varsa elektronik müziğin ayrılmaz bir parçası olarak o dönemden beri hayatımda önemli bir yere sahip olmuştur. The Archer projesi, müziğe olan sevgimin bir ifadesi ve şimdi bu yakın ilişkiyi tüm dünyayla paylaşıyorum.
Deep house, new wave, disco ve techno’yu da içinde barındıran eklektik bir yaklaşımınız var. Bir müzisyen olarak farklı stillerden beslenmenin önemi hakkında neler söylersiniz?
İyi müzik her durumda iyi müziktir. Bir çalışmayı sırf birinin çıkardığı plak şirketinden çıktı diye beğenmem, bu çok gülünç. Zevkinizin işaret ettiği şeyleri seversiniz nihayetinde. Ama bu noktada müziğin yeni kıvrımlarına açık olmak da çok önemli. En iyi DJ’lerin ayırt edici özelliği, daha önce hiç dinlemediğiniz parçaları onları dinlemekten kendinizi alıkoyamayacağınız biçimde çalmalarıdır. Farklı tarzları kucaklamak çok önemli, böylece tümüyle yeni bir şey ortaya çıkarabilirsiniz.
Müzik üretirken nelerden ilham alıyorsunuz?
En büyük ilham kaynaklarımdan bazıları Duran Duran, Chus & Ceballos, Frank Ocean, The Smiths, Everything but the Girl, Disclosure ve The Cure.
Koronavirüs krizi günlük hayatınızı, rutinlerinizi ve stüdyodaki alışkanlıklarınızı nasıl etkiledi? Los Angeles’ta sektörün yeniden açılmasıyla ilgili mevcut nasıl bir durum var?
Her şey iç mekanlara hapsoldu. Spor, yemek yemek, sosyalleşme, müzik keyfi ve iş evden yapılmaya başladı. Tabi tüm bunlar dışarıda diğer insanlarla birlikte yapınca güzel. Yaşananlar cidden tuhaftı. Ancak bu sıkıntılı süreç bu gibi aktiviteler için normal şartlarda harcadığımız zamanı kısaltmamıza olanak tanıyarak düşüncelerimize yoğunlaşmak, tekrar odaklanmak, hayal kurmak ve üretmek için bize daha fazla zaman verdi. Los Angeles şu an büyük ölçüde açılmanın eşiğinde; kulüpler, restoranlar, barlar ve müzik çalınan diğer mekanlar normale dönmeyi bekliyor.
2021 başlarında plak şirketiniz There Is A Light’tan ilk resmi müzik çalışmanız “Lonely Dream”i çıkardınız. İki de remiks içeren bu çalışmada nasıl bir iş birliği süreci geçirdiniz?
Orijinal çalışmamla ilgili D. Ramirez, Pablo Ceballos ve D-Formation gibi bazı sihirbazlardan prodüksiyon ve miks üzerine pek çok şey öğrenme şansı yakaladım. Sonrasında DJ/prodüktör dostum Sian’ın da vesilesiyle Drunken Kong ve Matt Sassari ile projedeki parçamı remikslemeleri için bir araya geldik. Ortaya olabilecek en iyi şey çıkmış oldu böylece.
Sonrasında plak şirketiniz There Is A Light’tan çıkan ikinci yapım Ron Costa’nın “Sides” isimli çalışması oldu. Yılın geri kalanında başka hangi önemli projeler çıkıyor olacak?
Stiv Hey’in parçasını takiben Matt Sassari’den yeni bir çalışma yayımlamayı planlıyoruz çok yakında. Ayrıca The Archer’ın yeni işlerini de dinleme fırsatı elde edeceksiniz önümüzdeki süreçte.
The Archer için sırada bekleyen en öncelikli şey ne?
Daha fazla müzik yapmak ve sizlere yakın yerlerdeki kulüplerde canlı etkinliklerde çalmak.
Türkiye’yi daha önce hiç ziyaret ettiniz mi? Buradaki dans müziği severlere iletmek istediğiniz özel bir mesajınız var mı?
Benim gitme fırsatım hiç olmadı ama annem ve babam balayı tatilini orada yaptı; resimlerden gördüğüm kadarıyla çok güzel görünen bir ülke. Los Angeles ve Las Vegas’ta tanıştığım Türkler oldu ve hepsi içi dışı güzel insanlardı. Türkiye’deki dans müziği tutkunlarına mesajım; karanlıktan, terlercesine dans etmekten ve sevgiden vazgeçmeyin. Umarım yakın bir gelecekte görüşürüz.
༺༻
Sanatçının “Lonely Dream” çalışmasını dinleyin.
Sanatçının Mixmag Türkiye okurları için kaydettiği miksi dinleyin.
#Frekans çalma listemizi Spotify'da takip edin.