Tony Allen: Davul seslerinin ötesinde bir hayat
Usta müzisyeni geçtiğimiz hafta kaybettik...
Tony Allen’ın sesi davullarının çok ötesine uzandı her zaman. Bugün izlediğimiz her afrobeat sanatçısında onun etkisini duymamız mümkün. Nijerya'da büyüyen duayen sanatçının müziği her zaman keyifli anlarımızın müziği oldu. Tony Allen'ın insanların kulaklarına taşıdığı müziği tek kelime ile özetlemek gerekirse neşe olurdu. Ancak bu, Batı Afrika müziğini global bir akıma taşıyan birini tanımlamak için yeterli değil.
Bir diğer Nijeryalı müzisyen ve enstrümantalist Fela Kuti, bir keresinde Allen'a dört davulcunun aynı anda çaldığı kadar güçlü çaldığını söylemişti. Kuti 1964'te Londra'dan Nijerya'ya döndüğü zaman Koola Lobitos grubunda beraber çalmaya başladılar. Allen daha sonra grubun tekrardan doğuşu olan Africa '70'in kurucu üyesi oldu. Grup o yıllarda Nijerya'nın siyasi geleceğinde önemli bir dönüm noktasına sahip olan iç savaş ve artan aktivizmden ilham almıştı.
1970 yılında Nijerya'da performans sergileyen James Brown ve aranjörü Fela'nın ilgisini çekiyor Allen. Grubun içinde yönlendirmeye en az ihtiyacı olan müzisyenlerden biriydi diye tasvir ediliyor tarzı. Hatta o zamanlar Allen ve Kuti için, MJ ve Scottie'ye rakip olacak kadar üretken bir ikili olduklarından bahsediliyor. Sanatçı tarzını şöyle özetliyor: ''Bazı davulcular yumuşak çalmanın ne anlama geldiğini bilmiyorlar, bu onların kitaplarında yok. Ben ise hem en yukarıda çalmayı hem de en aşağıda çalmayı iyi biliyorum. Dinlediğinizde bir nehrin akışını dinler gibi dinliyorsunuz.''
1940 yılında Lagos'ta doğan sanatçının ailesi asla müzik kariyeri yapmasını istememişti. Ancak Allen, 1967'de iç savaşın doruk noktasına ulaşmasıyla Lagos'un ötesinde bir hayatın olduğunu gördü. Ve o hayata doğru tek yönlü bileti davulları olacaktı.
Çocukluğunda o zamanın popüler Yoruba seslerini içeren juju müziğini dinleyerek büyümüştü. Aynı zamanda Atlantik'in dört bir yanından kendine ilham kaynağı yaratıyordu. Dizzie Gillespie, Thelonius Monk ve Charlie Parker gibi caz efsaneleri bunlardan birkaçıydı. Sonrasında Allen'ın 2017'deki şarkısına adını verdiği Victor Olaiya'nın Cool Cats grubu için clave çalmaya başlamıştı.
Allen, Kuti ile çalışmak için kulüpteki işinden ayrıldığındaki anılarına şöyle anlatıyor:
''İlk başta şaka yaptığımı sanmışlardı ama davulcu olarak ne olursa olsun olağanüstü bir şeyler başarmam için sadece Kuti'nin bu fırsatı tanıyacağını biliyordum. Bu seviyede bir özgürlüğe sadece o izin verirdi. Bu yüzden bu kumarı oynamalıydım. Maaşımı alıp istifa ettim. Kulubün yöneticisi kalmam için daha fazla para teklif etse de ona dedim ki 'Bu bir para meselesi değil, bu bir gelecek meselesi...' Gruptan sıkılmıştım, çünkü çok durgundu. Ben sadece hayalimi kovalamak istiyordum."
Allen, Kuti ile 1964-1980 yılları arasında yakın bir şekilde çalıştı. Allen ilk solo albümü "Jealousy"yi 1975'te çıkardığında, Fela Kuti prodüksiyonu üstlenmişti. Ancak sonrasında Allen Lagos'tan da ileri gitmek istemişti. ''Lagos, ben ve Fela için çok küçüktü. Küçük bir yerde rekabete neden olmadan kendime bir alan tanımak istedim'' diye açıklıyor o zamanki şartları Allen. Bunun sonrasında ise Londra üzerinden Paris'e yerleşiyor.
Fela Kuti'nin bir zamanlar dediği gibi, “Tony Allen olmasaydı afrobeat olmazdı.'' Afrobeat gelişmeye devam ettikçe Allen'ın etkisinin çok daha büyük olduğunu duyabiliyordunuz. Eserleri onu Damon Abam, Red Hot Chili Peppers'tan Flea, Paul Simonon ve Simon Tong gibi isimlerle çalışması için kapılar açacaktı, ancak yine de kendi eserleri bu dünyanın kapısını ona açmıştı.
2016 yılında Allen ve Moses Boyd, Boiler Room için masterclass düzenlediklerinde meşalenin farklı jenerasyonlar arasında elden ele geçişi için benzersiz bir örnekti. Bu aynı zamanda Tony Allen'ın yeni nesil davulcular ve müzisyenler için zamansız bir sanatçı olduğunu da kanıtlıyordu; mekan ya da müzik fark etmeksizin davullarıyla insanları yörüngesine her zaman çekebilecekti.
COVID-19 salgını olmasaydı Zorlu PSM Caz Festivali kapsamında 15 Mayıs'ta ülkemizde Jeff Mills ile beraber performans sergilemesi planlanan duayen sanatçı geçtiğimiz hafta aramızdan ayrıldı. Tony Allen'ın müziği hep neşeyle doluydu ve bunu bize çok iyi aktardı. Zor zamanlardan geçtiğimiz bu dönemde Allen'ın anısı bizlere bir kez daha hayatın ne kadar kısa olduğunu ve neşeli anlarımızı üzgün anlarımızdan daha fazla kılmanın önemini hatırlatıyor.
Kendisinin de yeni nesillere ilham olurken söylediği gibi, ''Müzisyenler olarak görevimiz devam ediyor...''
İlginizi çekebilir:
Sosyal izolasyon döneminde değişen üç müzik alışkanlığımız
Müzikseverler sosyal izolayson sonrası da canlı yayın izlemeye devam etmek istiyor
Popülerliğin peşinde mi, öze dönüş mü?
#Frekans çalma listemizi Spotify'da takip edin.
Furkan Kılıçaslan'ı takip edin.