Berlin ve Sebepleri: Pornceptual
UYARI: Aşağıdaki içerik hassas unsurlar içermektedir. 18 yaş altı için uygun değildir. Okuyucu sağduyusu tavsiye edilir.
Bugüne kadar birbirinden farklı kültüre, dünyanın seyrini değiştirmiş tarihsel olaylara, radikal değişikliklere ev sahipliği yapan bir şehir: Berlin. Tarihindeki dramatik olayları, sanatsal üretimlerle dışa vuran, müziğin asla durmadığı bir yer şehir. 1920’lerden itibaren cesur, yenilikçi ve kimi zaman güvenli alanın dışında kalabilecek olası tecrübelere ev sahipliği yapmaktan kaçınmayan bir şehir. LGBTI+ tarihine de şahitlik etmiş ve etmeye devam eden, dünyanın ilk “gay bölgesi” Schöneberg’i de içinde barındıran şehir yine 1920’lerde “Avrupa’nın eşcinsel başkenti” olarak anılıyordu.
1920 ve 30’larda özgürlükçü sanatsal ifadenin, dolayısıyla kuir sanatsal ifadenin de öne çıktığı Berlin elektronik müzik sahnesindeki yerini bu tutumuyla korumaya devam ederken Berlin’in günümüz sebeplerini anlayabilmek amacıyla, pornografik sanatı elektronik müziğin öne çıkan isimleriyle birleştirerek katılımcılarına kendi kimliklerini tanıyabilmesi için özgür alan oluşturmaya çalışan Pornceptual ekibiyle keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Partilerinin kurallarına uydukları sürece kapısı herkese açık olan, başlangıçta çevrim içi bir platform olarak kurulup pornografik sanatı ve bakış açısı kavramına odaklanırken halihazırda gece kulüplerinde düzenledikleri etkinlik serileri, performans sanatıyla sundukları özel geceleri de bünyesine katan Pornceptual aynı zamanda sergi ölçütündeki projelere de yer veriyor.
Elektronik müzik kökenlerini cinsiyet eşitliği ile Berlin gibi bir şehirde kombin etmenin bu konsept için mükemmel sonuçların doğmasına olanak sağladığını belirten ekip Pornceptual'ın ana akım platformlarında yerini alması ve etik, estetik ve güzellik bakımından insanlar tarafından tüketebileceği konuma çıkarmayı hedefliyor.
İlk etapta Pornceptual fikri nasıl oluşturuldu? Pornceptual etkinlik serisinin izleyicilerine sunduğu deneyim nedir?
2011 yılında Brezilya’da Chris Phillips tarafından görsel bir ders formatında kuruldu, ardından Berlin’e taşınan projeyle beraber, Chris ve Raquel Fedato’nun buluşması sonucu projeyi geliştirmek adına birlikte çalışma kararına varıldı. Başlangıçta çevrim içi bir platform olarak kurulup pornografik sanatı ve bakış açısı kavramına odaklanıyorduk, hali hazırda gece kulüplerinde düzenlediğimiz etkinlik serileri, performans sanatıyla sunduğumuz özel geceler ve sergi ölçütündeki projelere kadar uzanan bir çalışma aralığımız var. Son olarak, yıllık yayım yapan dergimiz sayesinde çevrim içi satın alım yapabileceğiniz bir alışveriş olanağı da sunduk.
Pornceptual’ın izleyicilerden beklentileri nedir peki?
Etkinliklerimizde bizi karşılayan kitle epey farklı türden insanlardan oluşuyor. Pornceptual queer bir etkinlik, her tür insana ve cinsiyete kapısı açık, tabii ki misafir kabul kurallarımıza uygun olduğu müddetçe. Katılımcılarımızdan saygılı olmalarını bekliyoruz, bizim konseptimizi anlamaları ve çeşitli bireylerin kendilerine çiziği sınırların farkında olmalarını umuyoruz. Ek olarak kalabalığın arzularını ve kendi cinsiyet özgürlüklerini keşfedebilmeleri için onları etkilemeye çalışıyoruz.
Peki ya cinsiyet özgürlüğü ve pozitivitesi müzikle harmanlandığı zaman etkinliğin atmosferi ritüel haline gelir mi?
Müzik, etkinliklerimiz için çok gerekli bir rol oynuyor. Elektronik müzik kökenlerini cinsiyet eşitliği ile Berlin gibi bir şehirde kombin etmek bu konsept için mükemmel sonuçların doğmasına olanak sağlıyor. Partilerimizde geniş çaplı bireylerin kendilerini istedikleri biçimde kabul görmelerini gururla kutluyoruz, bu da sürükleyici karakterlere sahip müzik türlerinin her elden insana ulaşabilmesine sebep oluyor.
Pornceptual için uyguladığınız kurallarda mekânı koruma altında tutmak adına aldığınız bir önlem var mı? Oluşturduğunuz tema da endişe duyduğunuz konular nedir?
Partilerimiz de sosyal olarak güvenli bir ortam sağladığımıza inanıyoruz. Sırf bu sebepten etkinliklerde farkındalık ekipleriyle beraber çalışmaktayız. Farkındalık ekibi bu anlamda eğitimli kişilerden oluşmakla beraber, ziyaretçilerimizin de kuralların farkında olması için görevliler. Bu kurallar basit elementlerden oluşuyor, mesela izin isteme, insanların kişisel hakları ve topluluğun sorumlu olduğu öğeler gibi.
Bu atmosferde ilgi çekici müzisyenleri barındırıyorken ve ’Seks stratejisi her zaman satar’’ klişesi arasındaki dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?
Pornceptual kendi haliyle yaratıcı bir karaktere sahip. Bu sebeple çeşitli türlerdeki sanatsal ifadelerle bağ kurabiliyor. Bu şekilde farklı konseptte bir etkinliğe sahip olup ‘seks satar’ gerçeğinin altına sığınmadan bu serileri hayata geçirebildik. Pornceptual, cinsiyet pozitivitesi içeren bir kulüp deneyimi, ama sanatsal elementleri birleştirerek bunu yapıyoruz. Yanı sıra, cinsiyet-pozitivitesi olarak yaratılan alan zaten geleneksel seks partilerinde sağlanıyordu.
Bu etkinlikleri düzenlediğiniz yerlere nasıl karar veriyorsunuz? Sizce Pornceptual partileri her şehirde gerçekleştirilebilir mi? Politik durumlar Pornceptual’ın partilerini etkiliyor mu?
İş birlikleri yaptığımız kişiler veya kurumlar arasında aynı değeri paylaştığımızı düşünüyoruz, bizi destekleyici biçimde öne çıkaracak işlere inanmamız gerek. Bunun dışında yapılan iş birlikleri bir nevi takas mantığı da doğuruyor, bu sayede farklı bölgelerin hetero olmayan sahnelerinden yeni şeyler öğrenip deneyimlemiş oluyoruz. Bununla beraber, tabi ki seçilen şehir etkinliklerimiz için önemli bir rol oynuyor. Önceden de söylediğim gibi konsepte verilen reaksiyonlar, gerçekleştirdiğimiz şehrin legal kısıtlamaları ve kültürel değerleri dolayısıyla bazen bizi zorlayabiliyor. Genel olarak endişe duyduğumuz hukuki kısıtlamalarla insanların tepkileri oluyor, çünkü alıştıklarının dışında işler bunlar. Ama Berlin’de bu özgürlüğü sonuna kadar deneyimleyebiliyor olmak kesinlikle Berlin’e özgü bir yetenek, her şehir bu tarz konseptlere bu denli açık değil.
Özgürlüğün tanımını nasıl ifade ederdiniz?
Bir insanın kendini özgürce ifade edebilmesi ile alakalı, cinsiyet formu da bu özgürlük ifade biçimlerinin arasında yer alıyor. Cinsiyet özgürlüğü de bizim üstlendiğimiz görevler arasında. Bir insanın herhangi bir kısıtlama olmaksızın kendini tanıtabilmesi, kişinin kendi kimliğini oluşturabilmesi, kendini ve diğer insanları anlayabilmesi organizasyonumuzun üstlendiği roller arasında yer alıyor.
Bu partilerde yoğunlukla kullandığınız müzik türü hangisi? Yaptığınız seçimler arasında nasıl sebepler yer alıyor?
Partilerimizde çeşitli türden müzikleri keşfediyoruz, ama genel çoğunlukta seçtiğimiz tür tekno. Ama etkinliklerimizde her katta farklı türden müzik olanağı sunuyoruz ziyaretçilerimiz. Bunlar arasında house, disko ve deneysel türde müzikler farklı katlarda sahnelenmekte oluyor. Ayırttığımız yerler de konseptimizin gerekliliklerini karşılayacak şekilde seçiyoruz. Seçtiğimiz sanatçı sıralamalarında kesinlikle erkek sanatçı dominasyonundan kaçınmaya odaklanıyoruz, aralarından bir tanesi bu, ama maalesef bizim için baya ortak bir konuma geldi yaratılan sahne adına. Seçilen sanatçılar sadece çaldığı müzik ve performansına önem verilerek değil daha çok kişinin geçmişine ve bize ne kadar uyum sağlayabileceğine önem gösteriyoruz. Çünkü sahnede olacak sanatçının homoseksüel/trans/yalnızca erkeksi veya kadınsı olmayan cinsiyet kimlikleri sprektrumlarını destekleyebilmesi gerek.
Bu konseptin geleceğindeki yeni adımlar nasıl olacak?
Dergi tarafını devam ettirmekte kararlıyız, çünkü geçtiğimiz senelerde böyle bir fikir aklımıza gelmemişti henüz. Aynı zamanda, uluslararası etkinlikler için farklı iş birlikleri ve ortak girişimlerle beraber çalışmaya devam edeceğiz. İlerisi olarak düşündüğümüz Pornceptual'ın ana akım platformlarında yerini alması ve etik,estetik ve güzellik bakımından insanlar tarafından tüketebileceği konuma çıkarmak hedefimiz.
Pornceptual: https://www.instagram.com/pornceptual/
Fotoğraflar:
Chris Phillips
Lucas Rosa
#Yeraltı çalma listemizi Spotify'da takip edin.