Menü
Ana Sayfa En Son Haberler Menü
Sanatçılar

The Horrorist & Radical G: Flaş ışıkları, lateks, sonu olmayan geceler...

Karanlık güçlerini birleştiren ikiliyi Berlin'de yakaladık

  • RÖPORTAJ & FOTOĞRAF: OZAN TEZVARAN
  • 20 Aralık 2019

Yeraltı tekno sahnesinin iki önemli ismi, Radical G ve The Horrorist nasıl bir araya geldiklerini hatırlayamasa da birliktelikleri dinleyicilere akıllarından çıkmayacak bir anlar sunuyor. 1989’dan beri The Horrorist adıyla çalışmalarına hız kesmeden devam eden Oliver Charles EBM’i Alman dans listelerinde 1. sıraya taşırken, Radical G adıyla Glenn Keteleer da teknonun en karanlık noktalarını kendine has bir delilikle keşfediyordu. Önemli festivallerin line-up'larından adını takip ettiğimiz Kobosil ile gerçekleştirdikleri çalışmayla isimlerini yeryüzüne daha yakın bir yere konumlandıran, karanlık güçlerini birleştiren ikiliyle Berlin’in önde gelen kulübü Griessmuehle performanslarının ardından sohbet ettik.

The Horrorist ve Radical G bir araya nasıl geldi?

The Horrorist: Oldukça komik, aslında tam olarak hatırlayamıyoruz. Ama ikimizin de birbirimizin müziğinin hayranı olduğumuzu söyleyebilirim. Glenn ile tanışmadan önce, onun inanılmaz techno / EBM prodüksiyonlarının yazdığım şarkı sözleri ile ne kadar uyumlu olacağını hep düşünüyordum.

Peki performansınızı unutulmaz kılan şey nedir?

The Horrorist: Biri bir keresinde bir gösteriye gittiğimde, kendilerinin yapamayacağı şeyleri sahnede görmek istediğini söylemişti. İnsanların benim gösterime katıldıklarında, bunu tecrübe edebileceklerini düşünüyorum. 80'li yılların sonlarında Front 242, Meat Beat Manifestom, Skinny Puppy, Einstürzende Neubauten, Liabach ve Nitzer Ebb gibi birçok eşsiz gösteriye gittim. Canlı performansın nasıl olması gerektiğini bütün bunlar şekillendirdi.

Radical G: Aslında, her performansı özel kılan bir şeyler oluyor veya en azından bütün performanslarım sanki dünmüş gibi aklımda. Ama güzel bir performans stressiz başlar, ilk dakikasından eve girene kadar da o şekilde devam eder.

Üç kelimeyle New York?

The Horrorist: İkinci, azize, şarküteri.

Kendinizi pis, müstehcen hissettiren bir parça?

The Horrorist: Missing Channel - Legion Of Hunger

Radical G: Bassline’ı olmayan bir şarkı tekerleksiz arabaya benzer.

Bir yandan yeraltı sahnesini, kültürünü ve gizliliğini merak ederken, diğer yandan sosyal medya hesaplarımız olmadan bir saniye olmadan yaşayamıyoruz. Bunu çelişkili mi yoksa birbirini tamamlayan fikirler olarak mı görüyorsunuz?

The Horrorist: Hepimizi birbirine bağlayan internet ve sosyal medyaya sahip olmamızın inanılmaz olduğunu düşünüyorum. Ama aynı zamanda bunun için büyük bir bedel ödüyoruz. Gizlilik, çevrim içi zorbalık ve hızlı kararlarlara yol açmasını çeşitli olumsuzluklara örnek gösterebilirim. Ayrıca internetten dolayı her biçimde sanatın değiştiğini düşünüyorum. Mesela internetten önce bir sahne izole olup, gelişip bir janr haline gelebilirdi… Şimdi bu imkansız.

Radical G: Dürüst olmak gerekirse ben bu sirkten hoşlanmıyorum. Sonunda bugünlerde sosyal medyada olan insanlar hakkında bir ipucunuz yok. Artık asıl noktayı göremiyorum ve evet, 2009 gibi sosyal medyada başladığımda bazı promosyonlar yaptım ama daha fazla yayınladığım şarkılarla ilgili paylaşımlardı bunlar. Parçalarımı seviyormuş gibi yapan 5 bin insan vardı, ama 100 kopya bile satmadık. Bu Spotify sayıları gibi, tüm bu "milyon" akışlarından onlara ödenen tutar hakkında daha fazla merak ediyorum, çok daha az etkileyici bir garanti.

Sizin için en hakiki bir rave nasıl olmalı? Görsel şovun doğru düzgün bir “rave” esnasında önemi nedir?

Radical G: Rave müziği, yüksek ses, uygun, yetenekli DJ ve sanatçılar ile dost canlısı bir ortam… Sıfır fotoğraf politikası ortamı yüksek tutmak için her zaman güzel oluyor. Bazı performanslar, kendisine başka bir boyut katan AV-show olarak tanımlanan görsel bir kısma da sahip. Görselliğin sunduklarının tersine bu gösterişsiz altyapı sayesinde iyi bir rave ortamı oluşuyor.

Sizce insanlar karanlık müzikler ile eğlence arasındaki bağı nasıl kuruyor?

The Horrorist: Gece de var gündüz de… İnsanlar olarak ikisini de deneyimlemeliyiz. Tekno, geceyi geçirmenin modern yoludur.

Radical G: Her zaman böyle olmuştur… Ama 70'lerde ve 80'lerde olduğu gibi, bugünlerde de insanlar birçok dengesiz politik sistemle karşı karşıya ve müzik seçimlerinde de bunu yansıttıklarını düşünüyorum. İnsanlar problemlerini uzaklaştırabilir, bir süre gerçeklikten kaçabilirler. Aralarında müzik dışında hiçbir şey yok, bas devreye girdiğindeki sihirli anı yakalayabileceğiniz telefonlarınız yok.

The Horrorist’in stili nasıl ortaya çıktı? Parçalarınızdan alışık olduğumuz “Hello, my name is Oliver and I am gonna tell you a story” cümlesinin hikayesi nedir?

The Horrorist: Bahsettiğim gibi 80'lerin çocuğuyum. O zamanlar her şeyin üzerinde vokaller vardı, özellikle endüstriyel, EBM (Electronic Body Music), early rap, serbest stil ve new-wave gibi müziklere ilgi duyuyordum. Tekno yükseldiğinde ve teknoloji bir bilgisayarda, müziğin üstüne yan yana vokaller koymama izin verdiğinde, kendi sesimi eklemek benim içim en uygun seçenekti.

One Night in NYC ise sadece o zaman çevremde olup bitenlerden oluşuyor.

Berlin’de çalıyor olmak nasıl bir his?

The Horrorist: İnanılmaz, burası teknonun şehri. Başka nerede daha fazla çalmak istersiniz ki?

Radical G: Berlin her zaman özeldir. Gece hayatı söz konusu olduğunda bu şehir saf enerji. Orada her çaldığımda çok güzel zaman geçirdim. Harika insanlar, hoş hisler ve sert tekno müzik. Geri dönmek için sabırsızlanıyorum...

İş birliği yapmak istediğiniz herhangi bir popüler/ana akım pop/hip-hop sanatçısı var mı?

The Horrorist: Leonard Cohen ve Daniel Johnston diyecektim ama son zamanlarda geride kaldılar. Bana teselli olarak RUN-DMC’yi ver.

Üretiminizde, müziğe karşı olan karanlık tutumunuzla öne çıkıyorsunuz. Hayatınızda karanlık ve aydınlığı nasıl dengelediğini sorabilir miyiz?

Radical G: Benim için gayet bariz, sanatçı hayatımın yanında sosyal bir hayatım da var ve haftanın bazı günlerinde saf neşe içindeyim. Güneş gülümsüyor ve evet, gününüzü aydınlatıyor. Ama geceyi çok seviyorum. Her zaman sevdim. Bir zamanlar yetenekli bir sanatçı olan amcam “Geceyi sevenler karanlıktan korkamazlar…” demişti. Ne yazık ki vefat etti.

Yeni müzik keşfetmenin en iyi yolu nedir?

The Horrorist: Youtube!

Radical G: Sosyal medya üzerinden beğendiğiniz sanatçıları takip edin ya da promosyon e-postalarınızı kontrol edin…

Sırada sizin için neler var?

The Horrorist: Yeni albüm gelecek yılın başlarında geliyor!

Radical G: Yeni şov, yeni albüm, yeni şarkılar... 2020'yi hatırlanır kılalım. Getir onu!!! Oliver ve ben kesin efsanevi geceler yapacağız ve yeni bir EP üzerinde çalışacağız, bunun yanında çok meşgul olduğum başka projelerim de var!

#Yeraltı çalma listemizi Spotify'da takip edin.

Röportajı gerçekleştiren editörümüz Ozan Tezvaran'ı takip edin.

Sonraki Sayfa
Yükleniyor...
Yükleniyor...