Protestolar içinde rave: Dans müziği kültürü nasıl Lübnan direnişinin sesi oldu
Lübnan'daki protesto dalgası, yıkım ve şiddetten ziyade partilerle kutlanıyor
4 Ağustos 2020'de Beyrut'ta meydana gelen patlamalardan etkilenenler için oluşturulan bağış kampanyasına destekte bulunmak için bu sayfayı ziyaret edebilirsiniz.
Beyrut'ta Salı gecesi Şehitler Meydanı'nda beyaz bir minibüsün etrafında sokak çocukları, varlıklı öğrenciler ve maskeli insanlar var. Kimisi çatıdan sarkıttıkları kablolar ile hoparlörleri bağlamaya çalışırken kimisi de protesto sloganları atıyor. Lübnan'da son dokuz gündür benzeri manzaralar var. Hükümetin WhatsApp ile yapılan sesli aramalara günlük 0.29 dolarlık bir vergi getirmesiyle başlayan protestolar ülkenin bankalarını, üniversitelerini ve gece kulüplerini kapanmaya zorladı. Protestolar ile beraber dışarı çıkan bir diğer şey ise rave.
Şimdiye kadar, Lübnan'daki bu son protesto dalgası, yıkım ve şiddetten ziyade büyük ölçüde terk edilmiş binalar ve sokaklardaki rave partileriyle geçiyor. Hoparlörleri kiralayan ve beyaz minibüsü ödünç alan Bassam ise endişeli. Hükümet destekçileri tarafından hedef gösterilmekten korkuyor. ''Bu siyasi iklimde çalabilir miyiz emin değilim. Önümüzdeki 10 dakika içinde buna karar vereceğiz'' diyerek endişesini belirtiyor.
Bassam gibi genelde Lübnan’ın rave sahnesinde yer alan kişilerin çoğu ülkenin bölücü ve mezhepsel siyasi protestolarından uzak durmayı tercih ediyor. Ama bu sefer durum farklı. Yolsuzluğa ve vergilerin artmasına karşı yapılan protestolar mezhepçilikten uzak bir şekilde sesini yükseltiyor.
Bassam'la arkadaş olan Beyrut merkezli bir DJ Fonzo, “Yakın zamana kadar, daha önce hiç protesto yapmadım” diyor. “Ancak, Şehitler Meydanı'na gidip her yerde Lübnan bayrakları gördüğümde, bu sefer farklı olduğunu biliyordum.”
Bu protestoların öncekilerin aksine ne kadar farklı ve şiddetten uzak kalabileceği belli değil. Birçok insan protestoların daha da bölünmüş bir toplum yaratacağından korkuyor. Bunun mezhepçiliği körükleyeceğini savunuyor. Bu endişelerinde haksız da sayılmazlar. Amal ve Hizbullah taraftarlarının oluşturduğu gruplar ara sıra hükümet karşıtı protestolara saldırılar düzenlemekten çekinmiyor. Diğer büyük bir endişe ise halkın çoğunluğu eski politik sisteme karşı olmasına rağmen yerine ne gelmesi gerektiği konusunda emin değil. Bu da protestocular arasındaki birliği bozuyor. Birçok farklı görüş Lübnan sokaklarında yankılanıyor. Kaos ortamında ise illegal rave partiler hem hükümet yanlısı hem de hükümet karşıtı taraflardan tepki çekiyor. İki taraf da ülkenin ciddi problemleri varken bu tarz partilerin yapılmaması görüşünde birleşiyor.
Belirsizlik ve anlaşmazlıklara rağmen iyimserlik duygusu hakim. ''Devrim başladığından beri neredeyse hiç uyuyamadım'' diyor üstü çıplak bir protestocu adam. ''Sabahları protestoları yönetiyorum, akşamları ise partiliyorum'' derken gülmesine engel olamıyor.
Zaman ilerledikçe kalabalık müzik için sabırsızlanıyor ve daha fazla kişi minibüsün etrafında toplanıyor. Sonunda, Fonzo setin arkasına geçtiğinde kalabalık Arapça devrim anlamında gelen ''thawra'' sesleriyle yankılanmaya başlıyor. Fonzo, melodik techno ve deep house parçalar çaldıkça kalabalığın büyüklüğü gittikçe artarak devam ediyor. Bassam, ikonik B018 kulübünün 90'lı yıllarda Beyrut şehir merkezinde açılmasından bu yana, ülkedeki anti-mezhepçilik hareketi ile elektronik müzik arasında güçlü bir bağlantı olduğunu söylüyor. “Lübnan'da house ve techno çalan kulüpler insanların bir araya gelebileceği, dini ve siyasi problemleri unutabileceği alanlar haline geldi'' diyor.
“Herkes aynı yerde aynı ritimle dans ederken din ayrımı yok. İnsanlar bu mezhep kimliğini kaybedebilecekleri bir alana girmekten hoşlanıyor.''
Ertesi gün ise şehirde ücretsiz partiler düzenleyen başka bir protestocu olan Fouad, Beyrut şehir merkezinde bulunan The Egg adlı terk edilmiş bir sinemayı ziyaret etmem gerektiğini söylüyor. 1960'larda şehir merkezini yenilemek için bir planın parçası olarak inşa edilen bina iç savaş sırasında 1975-1990 yılları arasında hasar görüyor ve bitirilemiyor. Binanın içine ulaşmak için ise paslı ve çok da sağlam olmayan merdiven ağları kullanılıyor.
İçerisi ise hayli bir karanlık. Birkaç tane ışık ve normalde beyaz perdenin olacağı yerde bir tane DJ kabini var. Karanlık techno seslerinin arasında insanlar her şeyi unuturcasına dans ederken dışarıdan geçen askeri araçların sesleri ara sıra binanın içini dolduruyor. “Bazı insanlar şu anda çok fazla parti yapmamamız gerektiğini söylüyor” diyor Goose, The Egg'deki performansı sonrası dışarıda otururken. Protestoları merdivenlerden izlerken, ''Ama bence buna hakkımız var'' diye de ekliyor.
Lübnan'ın belirsiz durumu karşısında rave küçük ölçekte de olsa güçlü bir sembol oluşturmuş durumda. Bu partiler insanlara politik veya din kaygısı olmaksızın tek bir vücut olabileceğinin en büyük göstergesi. Kim bilir belki de tüm ülke rave partilerinden ilham alarak daha güçlü bir toplum yaratmanın ilk adımlarını atıyordur...
MIX Festival 2019'a özel hazırladığımız çalma listemizi Spotify’da takip edin.
Yazı, gazeteci Wil Crisp'in 4 Kasım 2019 tarihli makalesinden Türkçe'ye uyarlanmıştır.