Ara Menü
Ana Sayfa En Son Haberler Menü
İncelemeler

Elektronik Müzik 101

Bölüm 3: Hardcore

  • YALIN DENİZ ÖZCAN
  • 6 Ocak 2020

Yazı dizimizin üçüncü kısmında hardcore ya da hardcore techno’dan bahsedeceğiz. Hardcore terimini müzik dünyasında ilk olarak elektronik müzikte görmüyoruz. Terim ilk olarak punk rock tarzında, radikal bir hareketi tanımlamak için kullanıldı. Tür, içinde barındırdığı dinamiklerden dolayı yapılan müziğin sertleşmesini beraberinde getirirken, aynı zamanda punk’ın doğduğu sokak kültürünü ve yaşam tarzını net ve samimi bir şekilde dile getirir. Aynı terim 80’lerde hip-hop’ta, yine aynı karakteristik ses yapısı ve anlam bütünlüğüne sahip parçaları tanımlamak için kullanıldı. Terim elektronik müzik dünyasında ilk olarak 1980’lerin sonlarında à;GRUMH, Pankow ve Leæther Strip gibi gruplarla EBM (electronic body music) türünde kullanılmaya başlandı. Fakat 1985’te à;GRUMH’un çıkarmış olduğu MIX Your Self/No Way Out albümünde Sucking Energy (Hardcore Mix) parçasıyla beraber EDM (electronic dance music) sahnesine girdi. Mescalinum United ya da gerçek adıyla Marc Trauner’in yapmış olduğu We Have Arrived parçasıyla beraber ise ilk defa hardcore techno terimi ortaya çıktı.

Hardcore ya da hardcore techno, anlaşılacağı üzere aslında techno’nun, acid house’tan fazlasıyla etkilenmiş bir alt türüdür. Bu alt tür zamanla popülerliğini arttırmış ve house, techno, d’n’b ve trance gibi ana elektronik müzik türleri (super genre) arasına girmeyi başarmıştır. Hardcore, normal techno’dan daha sert, daha karanlık ve daha hızlıdır. Kazanmış olduğu bu karakteristik yapıdan ötürü techno’da duymaya alışık olduğumuz funky/electro bass bölümlerine artık bu türde yer yoktur. Hardcore’un diğer EDM “super genre”ları gibi kesin bir başlangıcı yoktur. Yükselişi, erken acid house dönemlerinde, “Madhester Club Culture” diye isimlendirilen, İngiltere’nin önemli şehirlerinden, Manchester gece kulüplerinde ve Hollanda’nın müzik kültürünün şekillenmesinde önemli yeri olan Amsterdam ve Rotterdam’da yaşanmıştır.

Techno’nun kendi içinde müzikal olarak kesin kuralları vardır ve bunun dışına çıkmaya kolay kolay izin vermez. House ise o denli açıktır ki, olabildiğince çok insanı mutlu etmeye ve müzikal yapısıyla yakalamaya çalışır. Hardcore, dönüştüğü şeyden asla taviz vermeden yoluna devam etmiştir. Aptal, sevimsiz, gürültülü, acımasız, gülünç, abartılı ya da bunların hepsi olabilir. Hardcore’un diğer dans türlerinde olmayan bu yanı, ona sadık bir dinleyici kitlesi kazandırmıştır. Bu kitle küçük fakat “Hardcore”dur.

Hardcore’un 150-160 BPM’den başlayan hızı, tarzın ayırt edici özelliklerinden biridir. Tür, new beat ya da ilk dalga rave gibi hızlı bir formda değilse de kesinlikle diğer dans müziği türlerine nazaran derin bas partileri ve sesi distorbe etmesiyle daha sert ve tehditkâr bir hal almıştır. Hızlı ritim ve güçlü, distorbe edilmiş kick'lere dayanan bu müzik tarzında, melodik yapı daha geri plana atılmıştır.

Hardcore’un bu denli hızlı ritimlere ve adeta insan kulağına bomba yağdırırcasına kick'lere sahip olması tabii ki de nedensiz değildir. Müzik içinde bulunduğu kültürle beraber şekillenir. Hardcore’un içinde bulunduğu kültür ise; Soğuk Savaş dönemini yaşamış bir toplumun kültürüdür. Özellikle İkinci Dünya Savaşı esnasında askerlerin yorulmasını engellemek ve cesaret kazanmaları için ekstazi ve amfetamin gibi uyuşturucu maddelerin verildiği artık bilen bir gerçektir. Ardından gelen soğuk savaş döneminde ise, bu maddelere bağımlı olmuş askerler, sivil hayatlarında da aynı maddeleri kullanmaya başlarlar. Bu durum uyuşturucu maddelerin halk arasında yaygınlaşmasına neden olur. Genç kuşak içinde yaygınlaşan uyuşturucu madde kullanımı, beraberinde metabolizmanın ve bütün bedenin hızlanmasını, halüsinasyonları ve bunun gibi birçok etkiyi ortaya çıkardı. Ortaya çıkan bu etkiler aynı zamanda insanların estetik anlayışlarını ve yaşam tarzlarını da dönüştürdü. Artık müzik daha agresif, net ve hızlıydı. Uyuşturucuların kullanımından doğan psikoaktif efektler müziğin geri plana atılmasını ve daha yoğun, kendinden geçmiş bir müzik yapıtının ortaya koyulmasını beraberinde getirir.

Hardcore zamanla iki alt türe ayrıldı. Bunlardan ilki olan rave XL, rave tarzında olan müzik türlerinin toplamından oluşmaktadır. Rave XL; new beat, true hardcore techno, darkcore, breakbeat hardcore, freetekno ve acidcore gibi türleri kapsayan bir yapıdır. Hardcore’un bir alt türü olmasına rağmen, ondan daha popüler bir hale gelmiş olan bu tür, 1990-92 yılları arasında medyada da oldukça yer buldu. Bu dönem rave türünün zirve noktası olarak görülmektedir. Rave türünün yakalamış olduğu bu popülerlik beraberinde, yine Raves olarak isimlendirilen devasa partiler verilmesini beraberinde getirdi. Oluşan bu kültür günümüzde gece kulüplerinde göremeye alışık olduğumuz; gece takılan güneş gözlükleri, ıslık ve çığlıklar, büyük boy kıyafetler, parlak renkler vb. gibi kendi giyim tarzı ve yaşam stilini oluşturdu.

Hardcore’un oluşturduğu ikinci tür ise gabber ve bununla bağlantılı olan early gabber, speedcore, terrorcore, nu style, hardstyle, jumpstyle gibi hard dance türleridir. Bu tarz daha ciddi fakat bir o kadar da uç bir müzikal yaklaşımı benimsemektedir. Müziğin yoğunluğu üzerine daha fazla düşünülen bu tarz, aynı zamanda ait olduğu kültürü de dışarıdan gelen etkilerden korumak için uğraş göstermiştir. Moving pop up raves (uyuşturucu kullanılan partiler) etkinlikleri gün geçtikçe küçük ve belirli gece kulüplerine sıkıştı. Fakat elektronik müziğin popülerliğinin artmasıyla mega dans etkinlikleri yeniden hayat buldu ve eski rave ruhunu farklılaşmış bir şekilde olsa dâhi geri getirdi.

Bu türün önemli isimlerinden ve resmi olarak hardcore ismini techno’yla beraber kullanan ilk isim olan Mescalinum United, aynı zamanda Planet Core Productions isimli plak şirketinin de kurucusudur. Bu plak şirketiyle 500’den fazla parça yayımlayan Marc Trauner türe önemli katkılarda bulunmuştur. Trauner’in 1989’da açmış olduğu plak şirketinin ardından, 1991 yılında, New York’ta Lenny Dee tarafından kurulan Industrial Strength Records, türün Amerika’daki gelişimini sağlamış ve New York’u erken Amerikan hardcore sahnesinde önemli bir yere taşımıştır.

Amerika’da yaşanan bu gelişmelerle yaklaşık olarak aynı dönemde, Hollandalı elektronik müzik prodüktörü Paul Elstak, Hollanda'nın ilk hardcore techno plak şirketi olan Rotterdam Records’u kurdu. Elstak ve arkadaşı Rob Fabrie ya da sahne adıyla The Headbanger klasik hardcore kalıplarını değiştirmişlerdir. Yaptıkları parçalar; abartılı ölçüde sature edilmiş bas bölümlerine ve normalden daha yüksek bir hıza sahipti, ki biz bu tarzı şu an “erken Hardcore” olarak adlandırıyoruz. İlk ortaya çıktığı dönemde ise Gabber ya da Gabba olarak isimlendirilmekteydi. 1992’de kurulan Rotterdam Records ve Avrupa’da popülerliği gün geçtikçe artan hardcore ve gabber’la beraber, yine aynı yıl içerisinde, bu tür için kilometre taşı sayılabilecek Final Exam adlı rave partisi düzenlendi. Bu partinin önemi, sonrasında kurulacak olan ID&T plak şirketinin temellerini atmış olmasıdır. ID&T plak şirketi ise hem bir sonraki yıl, Final Exam’in devamı niteliğinden olan ve artık ikonlaşmış Thunderdome rave etkinlik serisi ve türün önemli isimlerinin yer aldığı, aynı isimli derlem albüm serisini yapmaya başlamıştır. Bu proje o denli başarı kazanmıştır ki, yalnızca 93 yılında art arda, başarılı dört derleme albüm piyasaya sürüldü.

Gabber ya da diğer adıyla gabba, orijinalinde Flemenkçede “iyi dost” anlamında kullanılmaktadır. Fakat yaygın anlamıyla; holigan ya da işsiz, alt tabakadan kimseleri tanımlamak için kullanılan bir kelime haline gelmiştir. Türün Hollanda ve özellikle Rotterdam’da proleter genç kuşak arasında popüler olmaya başlamasıyla beraber terim, bu kuşak içerisinde tam tersi bir anlam kazandı ve adeta bir karşı duruş olarak, “gurur rozeti” edasıyla taşınmaya başlandı. Amsterdam ve Rotterdam, Hollanda’nın en önemli iki şehridir ve bu iki şehir arasında her daim çekişme yaşanmaktadır. Yaşanan çekişmeleri, en açık haliyle futbolda Feyenoord ve Ajax üzerinden, müzikte ise gabba üzerinden görmekteyiz. Gabba’nın Hollanda’daki ilk dönemlerinde, türün adeta marşı haline gelmiş olan, Euromasters tarafından yapılan “Where The Fuck Is Amsterdam?” parçası bu çekişmeyi rahatlıkla görmemize olanak sağlar.

Son yazıda da söylediğim gibi; müziğin asıl okunarak değil, dinlenerek ve deneyim edilerek anlaşılması gerektiğini düşündüğümden hardcore türünü incelediğimiz bu yazı dizisi için yaptığım çalma listesini Mixmag Türkiye’nin Spotify profilinden takip edebilirsiniz.

'Elektronik Müzik 101' çalma listemizi Spotify'da takip edin.

Sonraki Sayfa
Yükleniyor...
Yükleniyor...