Son 10 yıla damga vuran 22 sanatçı
Dans müziğini ve kültürünü son 10 yılda tanımlayan 22 sanatçıyı derledik
Geçtiğimiz 10 yıl içerisinde dans müziği dünyanın en popüler 3. tarzı haline geldi. Genel anlamıyla dans müziği ve kültürünün bu denli hızlı büyümesinde birçok sanatçının payı var. Kültürü şekillendiren, tarzlara liderlik eden, bir harakete ilham veren, deneysel yönleriyle elektronik müziği yeniden keşfeden, köklerine inerek tekrardan akımlar yaratan 22 sanatçıyı sizler için derledik.
Geçtiğimiz 10 yıla damga vuran 22 sanatçıya gelin hep beraber göz atalım.
DJ RASHAD
''Footwork'' tarzının ve dans müzik dünyasının çok erken kaybettiği sanatçı
DJ Rashad, yaratıcılığının zirvesinde hayata gözlerini yuman sanatçılardan biri. Doğduğu Chicago'ya özgün olan juke ve ghetto house türlerinin trap, r&b, acid, jungle gibi türlerle nasıl birleştirebileceğinin en iyi örneklerini vefat etmeden önce müzik dünyasına katarak büyük bir değişimin önünü açtı. Chance The Rapper ile turlayarak ''footwork'' tarzının dünyada tanınmasına büyük katkılarda bulunan sanatçı 2014'te hayatını kaybetti. 6 yıl sonra bile kolektif işlere bağlılığı ve küresel bir toplum yaratma konusundaki hayalleri sadece müziğiyle ilham verdiği yeni jenerasyonlara değil, toplumun kendisine de bir ders niteliği taşıyor.
SKRILLEX
Dubstep'in ilk global süperstarı dersek yalan olmaz
Skrillex'in dans müziği gibi kendisinin de son yıllarda geçirdiği evrime tanıklık etmek dünyanın birçok noktasındaki müziksever için olağanüstü bir deneyim oldu. Bas müziğindeki hiperaktif çalışmaları, metale kayan tarzı ile on milyonlarca dinlenmeye ulaşması Kaliforniya'lı sanatçının ne kadar özgün bir iş yaptığının kanıtı oldu. Yıllar ilerledikçe jenerasyonun en iyi üreticilerinden biri olmasının yanı sıra Jack U ile yaptığı pop-dans müzik füzyonu, Boys Noize ile yaptığı ve kendisine Grammy adaylığı getiren Midnight Hour gibi parçalar Skrillex'i dans müziğinin en önemli isimlerinden biri haline getirdi. Son 10 yıla baktığımızda kendisini tanımayan biri olduğunu düşünmüyoruz.
[İllüstrasyon: Babycrow]
ANNIE MAC
Son 10 yılda onun önderliğinde piyasaya çıkan sanatçıları saymakla bitiremezsiniz
Müzik uzmanı ve gündem belirleyicisi BBC Radio 1 sunucusu Annie Mac'in özellikle İngiltere'deki etkisi rakipsizdi. 2000'lerde başladığı BBC hayatında Denis Sulta'dan, Stormzy'e kadar pek çok ismin piyasaya çıkmasına yardımcı olan Annie Mac, Smirnoff Sound Collective'in de en önemli yüzlerinden biri olarak dans müziğin en büyük kampanyalarından birine liderlik etti. Şimdilerde Annie Mac Presents altında The Warehouse Project'ten, Printworks'e oradan Ibiza'ya uzanan şovlarında hem müzikal tecrübesini DJ'lik ile kitlelere aktarıyor hem de birçok yeni sanatçıya şovlarında yer vererek onları müzikseverler ile tanıştırmaya devam ediyor.
[Fotoğraf: Derrick Santini]
JAMIE JONES
Deep House onun önderliğinde değişti ve global bir tarz halini aldı
Hiç kimse Jamie Jones kadar 2010'ların Ibiza'sını daha iyi tanımlayamazdı. Kuzey Gallerli DJ, Londra'dan Ibiza'ya uçtuğu ilk zamanlarında ufak barlarda sergilediği performanslarla adını duyurmaya başladı. Performansları ve fenomen olan eklektik setleri ona 2010'da Circoloco'da residency, daha sonrasında ise DC10'da kendi partilerini yapmasının önünü açtı. Paradise konsepti ile Ibiza'dan Miami'ye Londra'dan Sydney'e uzanan yolculuğu ile beraber deep house'da dünyanın birçok noktasına Jamie Jones ile beraber taşındı. Deep House'un bugün geldiği noktada Jones'un katkıları yadsınamaz.
[Fotoğraf: Dove Shore]
AVICII
EDM'in en büyük yıldızı ve en büyük kaybı
EDM'in muhtemelen en büyük solo yıldızı olarak akla gelen ilk isim Avicii. Tim Bergling'in yükselişi bir forum aracılığıyla başlasa da yükselişi o kadar büyük yankı uyandırdı ki bir kaç yıl içinde süperstar konumuna çıkması sürpriz olmadı. EDM'i dünyaya tanıtan en büyük isimlerden biri olan Avicii, 2013'te Ultra Miami'de çaldığı set ile beraber kendisini EDM'in dışına çekerek benzersiz bir sanatçı haline geldi. Bu evrim onu küresel bir pop yıldızına çevirse de şöhret ile gelen baskı madde kullanımı ve alkol problemleri ile birleşince sanatçının sağlığı gün geçtikçe kötüye gitmeye başladı. Turlamayı bıraktıktan sonra müzik üretmeye devam eden Avicii, 2018'de sadece 28 yaşındayken aramızdan ayrıldı. Sanatçının bu hikayesi sektörün uyanışına yardımcı oldu. Şimdi eğlence endüstrisinde onun sayesinde mental sağlık ciddi bir tartışma konusu olarak görülüyor ve ele alınıyor.
VENUS X
New York kulüp kültürünü ''deneyimsel'' tarzıyla baştan tanımlayan sanatçı
Venus X, gece kulübü GHE20G0TH1K ('getto gothic') arkasındaki yerli New York'lu sanatçı. 2009'da arkadaşlarıyla parti yapabilmek için başladığı kariyerinde New York'un en etkili isimlerinden biri haline geldi. Bir DJ olarak son 10 yılda kaotik, deneysel miks konseptinin yaratıcılarından biri olarak görülen sanatçı, homojenize edilmiş dans müziği normlarından uzaklaşarak çoklu-kültürün belki de en çok hissedildiği New York'ta dans pistine tüm kesimlerden insanları toplamayı başardı.
Dans müziğinin ne kadar radikal bir hareket olacağını bize kanıtlayan Venus X, son 10 yıla damga vuran 22 sanatçı arasında kendisine yer buluyor.
[Fotoğraf: Drew Gurian]
JOY ORBISON
Hyph Mngo yaratıcısı post-dubstep kültürünün en büyük temsilcilerinden
Joy O, Joy Orbison, Ray Keith'in yeğeni, Hessle Audio üyesi veya 2009'un çığır açan şarkısı 'Hyph Mngo'nun yaratıcısı Peter O'Grady. Kendisini nasıl adlandırırsanız adlandırın geçtiğimiz 10 yılda yarattığı kararsız müzik akımı sayesinde albüm çıkarmadan endüstrinin en önemli isimlerinin başında gelmeyi başardı. Joy Orbison günümüzde tek bir isim ile devam ettiği müziğinde 2010 itibariyle bas müziğin diğer tarzlar ile çalkantılı ilişkisini tanımlayan sanatçı olarak ön plana çıkıyor. House'dan jazz'a oradan tekno'ya kadar kendinizi bir anda farklı dünyalarda bulabileceğiniz setleri ile kendi kültürünü yarattı desek yanılmış olmayız.
[Fotoğraf: Will Bankhead]
NINA KRAVIZ
Korkusuz seçimleri onu geçtiğimiz son 10 yılın en çok tanınan isimlerinden biri haline getirdi
Mixmag'e iki kez kapak olma başarısını gösteren ikonik sanatçı vizyonundan ödün vermeden yaptığı çalışmalar ile bugün dünyanın en büyük DJ'lerinden biri konumunda. Dans müziği spektrumunu belki de en akıllı şekilde setlerine işleyen Nina Kraviz, trance'ten breakbeat'e uzanan performanslarında devamlılığı sağlayabilen nadir isimlerden biri. Kapak sayısında, ''Müzik kuşakları birbirine bağlayan bir devamlılıktır. Otuz yıl öncesinden bir parça çalıp ona günümüzde bir bağlam katabilirsiniz.'' sözlerinin arkasında hep durduğundan olsa gerek kendisini tek bir tarzın altında barındırmadan dans müziğe genel anlamıyla damgasını vurmaya devam ediyor.
[Fotoğraf: Dan Madhurst]
ELIJAH & SKILLIAM
''Grime'' ateşini yakmaya hep devam ettiler
Grime tarzı denilince akıllara ilk olarak Stormzy gelse de Doğu Londralı DJ'ler 2010'dan beri bu ateşi yakmaya devam ediyorlar. Butterz plak şirketleri ile beraber Terror Danjah, Royal-T, Flava D ve Ruff Sqwad’s Rapid gibi isimleri günümüze kazandıran Elijah & Skilliam'ın yer altı partileri Fabric'e taşınıp daha da büyümesiyle türün ne kadar uzun ömürlü olduğunu kanıtlıyorlar.
[Fotoğraf: James A Gould]
STORMZY
Grime tarzının süperstar yıldızı
Stormzy’nin Glastonbury’deki performansı sadece grime ve rap için değil aynı zamanda İngiliz yeraltı kültürü için de çığır açan bir andı. Stormzy ve DJ Tiiny, Metallica ve Coldplay ya da Adele kadar etkili bir yeraltı müziğinin nasıl değişimlere yol açabileceğini televizyonlardan milyonlara kanıtladığı performansından sonra yirmi yıllık bir varoluş hikayesine imza atan sanatçı hala politik angajmanları ve müzikal yetenekleri ile göz kamaştırmaya devam ediyor.
[Fotoğraf: Courtney Francis]
DISCLOSURE
Kimse onların bu kadar büyüyebileceğini tahmin etmezdi ama onlar müzikleriyle dünyayı fethettiler
Howard ve Guy Lawrence ilk EP'lerini 2011 ve 2012'de çıkardıklarında, hiç kimse Disclosure'un üç yıl art arda Madison Square Garden'da performans vermesini beklemezdi. O zamanlar 18 ve 21 yaşlarında olan kardeşler house müziği zarif ve duygusal tınılar ile birleştirerek bambaşka bir noktaya taşıdılar. Geniş kitleler için erişebilir kıldıkları deneysel house müzikleri ile beraber Sam Smith ile yaptıkları parça onlar için zirve oldu. Sonrası ise arena turları, festivaller peşi sıra gelirken Madonna'dan Nil Rodgers'a kadar birçok sanatçı onlarla çalışmak için kolları çoktan sıvamıştı.
[Fotoğraf: Stephanie Sian Smith]
FEMI ADEYEMI
Londra'nın en önemli radyolarının biri olan NTS'nin başındaki isim oyunu değiştiren isimlerin başına geliyor
Haftanın herhangi bir gününü veya günün herhangi bir saatini seçin ve Londra merkezli istasyon NTS'de herhangi bir türden niş müzikler bulabileceğinize emin olabilirsiniz. 2011 yılında Femi Adeyemi tarafından kurulan istasyon, Londra'nın Dalston kentinden büyüyüp Londra, Şangay, Manchester ve LA'deki istasyonları ile milyonlara ulaşıyor. Ancak Femi Adeyemi'yi bu listeye dahil eden nokta istasyonun küresel erişimi değil. NTS ve Femi, bağımsızlıktan ödün vermeden veya daha ticari yollara düşmeden kendilerini çağdaş elektronik müziğin temellerine yerleştirmeyi başardıkları için dans müziğinin en önemli figürleri arasında kendine yer ediniyor.
[Fotoğraf: Tim Walker]
BEN UFO
İngiltere dans müziği elçisi seçseydi, bu kişi mutlaka Ben UFO olurdu
Geçtiğimiz on yıl boyunca, anavatanının yeraltı kültürüne sadık kalmasıyla en sevilen DJ'lerden biri haline gelen Ben UFO, kararlılığı ve seçiciliği ile müziğin yönünü belirleme de önemli bir rol oynadı. Hessle Audio'nun kurucu ortağı, Blawan ve Objekt gibi isimleri de dünyaya tanıtarak İngiliz yer altı müziğinin meşalesinin dünya çapında yanmaya devam etmesindeki sorumluluğunu en iyi şekilde taşımaya devam ediyor.
Işıkların az yandığı kulüplerde dans pistinde deneyimsel işler duyuyorsanız mutlaka hala bunda Ben UFO'nun payı var.
[Fotoğraf: Jamie Ellington]
HONEY DIJON
Dans müziğin ikonu. Daha fazlasını söylemeye gerek yok...
Global dans müzik kültürünün belki de en çok bilinen transeksüel DJ'i olarak geçtiğimiz on yıl boyunca Chicago House'un doğduğundan beri sahip olduğu değerleri ileriye taşıyan isim oldu.
DJ'liği ile yarattığı altın dokunuşlarla tarzın kendisini birleştirici bir figür olarak kullanan Honey Dijon, Dior'dan COMME des GARÇONS gibi markaların da house müzikteki taze ve ilham verici otantikliği görmelerine önderlik ederek dans müziğin moda ile ilişkisinde yepyeni bir dünyanın kapılarını açtı.
[Fotoğraf: Ricardo Gomes]
BICEP
Küratörlüğü süperstarlığa dönüştüren ikili
''Feel My Bicep'' mixtape serileri için dahiyene bir isimdi. Ve bu dahiyene fikir sadece mikslerde kalmayıp ortaya Italo'dan Disco'ya uzanan şarkı seçimleriyle yatak odası blogger'larından süperstar ikiliye dönüşen BICEP'i doğurdu.
Setlerindeki sürpriz şarkı seçimleriyle ve hiç bir zaman garantiyi oynamadan yarattıkları performanslar ile dans müziğine farklı bir soluk getirdiklerinden şüphe yok.
[Fotoğraf: Dan Medhurst]
THE BLACK MADONNA
Özgürlük ve müzik
The Black Madonna (Marea Stamper), Panaroma Bar’dan, Boiler Room’a; Dekmantel’den DC10’a kadar tahminimizde her DJ’in hayallerini süsleyen yerlerde çalmış bir isim. Ancak Marea’nın müzik yolculuğunu derinlemesine anlayabilmek için çok daha gerilere, henüz ismini kimsenin bilmediği yıllara gitmek gerekiyor. Öğrencilik yıllarında uğradığı zorbalıklar onu müziğe sıkı sıkı bağlamış, Kentucky’deki okulunun tuvaletinde Walkman’inden dinlediği müzikler kendisini bulduğu sığınağı olmuş. Öyle ki uğradığı zorbalıkların kendisini tamamen müziğe vermesinde katalizör etkisi yarattığını söylüyor. 14 yaşındayken ilk illegal rave partisine katılmış ve ait olduğu yerin burası olduğunu hemen anlamış. Okulu bırakmış ve partilerde karışık kasetler satarak para kazanmaya başlamış.
1997 yılında DJ’lik yapmaya başlamış. Birkaç yıl sonra üniversite eğitimine devam etme kararı almış. Tam bu sıralarda kariyerinin seyrini tamamen değiştiren bir gelişme olmuş, bir arkadaşının daveti üzerine Chicago’daki Dust Traxx adlı müzik şirketinde çalışmaya başlamış. Kahramanlarının izinde kendisine bir müzik kariyeri yaratmayı denmiş ve bunu da başarmış.
2016'da Mixmag tarafından yılın sanatçısı seçilen The Black Madonna, o günden bugüne, gerek müziği gerekse politik duruşuyla dans müziğini tanımlayan sanatçıların başında geliyor.
[Fotoğraf: Uli Weber]
JAMES BLAKE
Dubstep sonrası poster sanatçısına ve oradan jenerasyonunun en önemli şarkıcı-söz yazarlarından birine dönüşme hikayesinin ana kahramanı
Baş döndürücü bir başarı hikayesinin arkasında James Blake var. 2009-10'daki deneyimsel dubstep akımı arasında dahi ilk parçalarıyla iddialı bir isim olarak adını duyurmaya başladı. 2011'de ise çoktan ''En İyi 10 Albüm'' sıralamalarında kendine yer edinmiş, megastar sanatçılar ile çalışmaya başlamıştı. Geçtiğimiz on yılda Jay-Z, Beyonce, RZA, Kendrick Lamar, Andre 3000, Bon Iver, Frank Okyanusu, Brian Eno, Kanye gibi isimlerle çalışan Blake, değişken kompozisyon stili ile soyut R&B zeitgestinin tanımlanmasına yardımcı oldu.
DIPLO
Dünya müziğini dans pistlerine ve radyolara taşıyarak çığır açtı
Bazıları için 2011 Diplo'nun Beyonce için yaptığı ''Run The World (Girls)'' parçası veya Major Lazer'in ''Pon De Floor''unu sanatçının çıkış noktası olarak gösterse de dans müziğini daha uzun süredir takip edenler Diplo ismine hiç bir zaman yabancı olmadılar. Thomas Pentz nam-ı diğer Diplo, M.I.A için yaptığı prodüksiyonları ve Ninja Tune'dan çıkardığı albümü ile çoktan yeteneğini kanıtlamıştı.
Farklı türleri bir araya getirip dünyanın her köşesindeki ritimleri kitlelere ulaştırma konusunda kimse ondan daha başarılı olamadı. Brezilya'nın fave'lalarından ABD'nin yeraltı hiphop kültürüne uzanan tarzların arasında veya tamamında duyabileceğiniz sentezleri ile dans müziğini hem pistlere hem de radyolara taşıdı.
KAYTRANADA
Viral kültürün dans müziğine en önemli ihracı
2019'da viral bir olayın herhangi bir sanatçının hikayesinin bir parçası olması artık sürpriz değil. Aksine viral pazarlama kendi çapında bir alan haline bile geldi. Tik Tok'un Lil Nas X'i şöhretin doruklarına çıkarmasından Spotify'ın birçok kariyeri yaratmasına kadar önümüzde sayısız örnek var. Ancak bundan 6-7 yıl öncesine kadar viral içerik bir strateji olmaktan çok uzaktı.
2013'te Kaytranada YouTube'a yüklediği bootleg'ler ile yüz binlerce izlenme toparlamaya başladığında sanatçıların geleneksel medyayı es geçip dijital ile beraber neler yapabileceklerini kanıtlamada en büyük rol kendisinin oldu.
[Fotoğraf: Kevin Lake]
PEGGY GOU
Gou çılgınlığı azalacak gibi durmuyor
Modern zamanların dans müzik fenomeni Peggy Gou çılgınlığı yıllardır azalmadan devam ediyor. Global bir yıldız olmasını ona getiren yolları yeraltı diskosu tarzıyla açan Gou, Asya'lı bir kadının müzik endüstrisinin önyargıları ve varsayımlarını nasıl aşıp da başarılı olunabileceği konusunda en önemli derslerden birini vermeye devam ediyor.
Elektronik müziğin ilk “multi-hyphenate” (Instagram influence, moda tasarımcısı ve marka elçisi sanatçılarından biri olan Peggy Gou, tıpkı Honey Dijon gibi dans müziği ile moda flörtünün başlamasına büyük katkılar sundu.
[Fotoğraf: Dan Medhurst]
MARCO CAROLA
''Business Tekno''nun mimarı
Richie Hawtin, Sven Väth, Ricardo Villalobos ve arkadaşları, 2000'lerin ortalarında destansı Ibiza partilerinde 'minimal' hareketi kitlelere açarken Carola o zamanlarda öğreniyor ve kendini geliştiriyordu. Papa Sven ile olaylı ayrılışlarının ardından verdiği röportajda Carola'yı, ''Kendi yollarına gitmek istediğini gördüm benimle beraber olan bir kaçının. Bazıları düzgün bir şekilde hoşça kal demediği için onlarla artık arkadaş değiliz.'' bu sözleriyle eleştirmişti.
''Music On'' konseptini yaratarak günümüzün ''Business Techno''sunun önünü açan sanatçı markalaşma alanında çığır açarak dans müziğini farklı bir noktaya taşıdı.
[Fotoğraf: Joe Plimmer]
SOPHIE
İskoçyalı hiper-pop uzmanı
Pop müziğin köklerinden gelen tarzını kulüp kültürüyle bütünleştiren İskoç şarkıcı ve prodüktör SOPHIE, dijital çağın yeni jenerasyonunun 'pop'a karşı genel bakış açısına karşın ilgi odağında olmayı başaran bir yıldız.
Bu özelliği sayesinde fabric, Heaven gibi Londra kulüplerinin yanı sıra Coachella ve Sónar gibi festivallerde de her daim hayranlarına rastlayabilirsiniz.
İçerik yazarı Furkan Kılıçaslan'ı takip edin.