Ida Engberg: ‘Dans pistleri kadınlar için güvenli hâle getirilmeli’
İsveçli techno yıldızı Ida Engberg ile 6 yıl aradan sonra çıkardığı ilk kısaçalarını fırsat bilerek bir araya geldik
E-posta listemize katılarak en güncel içeriklerden ve ayrıcalıklardan haberdar olun.
Ida Engberg 6 yıl aradan sonra ilk kısaçalarını dinleyicileriyle buluşturdu. Uzun bir bekleyişin ardından gelen 5 parçalık çalışma, “Return to Consciousness” adını taşıyor.
Tüm dünyada en çok talep gösterilen DJ’lerden biri olan Engberg, aynı zamanda daha iyi bir gelecek için mücadele veren ve fikirlerini açıkça beyan eden aktivist kimliğiyle de tanınıyor. Bir süre önce Birleşmiş Milletler gönüllü elçisi olarak seçilen sanatçı; çevre, sosyal adalet, hayvan hakları ve dans müziği endüstrisinin daha güvenli hale gelmesi konularında özel çaba sarf ediyor.
Sanatçıyla bir araya gelerek müzik, aktivizm ve endüstride kadına bakış açısı gibi konularda sohbet etme fırsatı yakaladık.
“Return to Consciousness” altı yıl aradan sonra gelen ilk resmî müzik çalışmanız. Şimdi yayınlanmasının özel bir anlamı var mı?
Klişe bir söz vardır bilirsiniz, iyi vakit geçirirken zamanın nasıl akıp gittiğini anlamazsınız diye. Hayatımda aralarında denge kurmam pek çok şey vardı ve stüdyo mesaisi o süreçte çok çekici gelmemişti. İbiza’ya taşınmamız, seyahatler, DJ performansları, aile sorumluluğu ve hayvan dostlarıma ayırmam gereken vakit derken zamanım fazlasıyla meşgul olmuştu. Ancak bir noktada stüdyonun havasını özlediğimi fark ettim, bir daha altı yıllık bir ara vermemeyi umuyorum.
Çalışmayı ne zaman tamamladınız ve yaratıcı süreçte size neler ilham kaynağı oldu?
Yaratıcı süreçleri besleyen pek çok şeyle çevriliyim, düşünülenin aksine hiç sona ermeyen bir süreç bu. Müziğim, mental anlamdaki durumumu, bitkisel tıbba ve içsel şifaya olan ilgimi ve tabi ki uzun yıllara uzanan ve beni büyüleyen müzikal yolculuğumu yansıtıyor. Sıcak ve duygusal bir çalışma oldu diye düşünüyorum, umarım dinleyenlerde de benzer şekilde karşılık bulur.
Kulüp havası soluyamadan geçen bir yıl boyunca İbiza’da yaşamak nasıl bir şey?
Dürüst olmak gerekirse kulüp ortamı, buradaki yaşantımızın sadece küçük bir parçası. Belki en başta bizi buraya çeken öncelikli bir konuydu ama burada sevgiyle bağlanabileceğiniz daha pek çok şey var. Doğa, ışıklar ve benzer sebeplerle dünyanın dört bir yanında buraya taşınmış ilham verici muhteşem insanlar… Adanın ruhunun bizzat kendisi çok yaratıcı. Çocukları yetiştirmek için çok güzel bir yer. Birçok hayvan sahiplendik ayrıca. Burada sıkılmanın mümkünatı yok.
Önemli sorunlara dikkat çeken aktivist kimliğinizle de tanınıyorsunuz ve bir süre önce Birleşmiş Milletler gönüllü elçisi unvanını aldınız. Bu rolü üstlenmiş olmak nasıl hissettiriyor? Ulaşmak istediğiniz hedef ne?
İnsanlığın ve dünyadaki tüm yaşam hayatının varlığını sürdürüp sürdüremeyeceğinin tartışma konusu olacağı kırılgan zamanlardan geçiyoruz. Büyük bir değişim kapıda. Bu bana göre içinde bulunup çaba sarf edilecek en önemli ve en güzel hareket. İnsanları bütünleştirmek daha önce hiç bu kadar önemli olmamıştı. BM ile birlikte çalışmalar yapmak da son verece ilham verici. Çok okuma yapıyorum ve kendimi daha fazla eğitmeye gayret ediyorum. İçinde bulunduğumuz bu zamanların ne kadar hayati önemde olduğunu daha fazla netlik kazanıyor her geçen gün. Mesela birlikte çalışmaya başladığım Project Zero organizasyonu, okyanusların %30’unu korumayı amaçlayan projeler geliştiriyor. Böyle oluşumları desteklemek bir rüya gibi.
Dans müziği çevresi için zor ve sıkıntılı olaylarla dolu bir yıl oldu. Dans pistleri gelecekte kadınlar için nasıl daha güvenli hale gelebilir? 2020’nin bu anlamda getirdiği olumlu yansımalar oldu mu?
Çok iyi bir soru. Etrafımızda olup bitenleri öğrenmek tiksindirici bir hal almaya başladı. Yaşananlar utanç verici ve kesinlikle kabul edilemez. Erick Morillo hakkında ortaya saçılanlar tüm dans müziği topluluklarını şoka uğrattı ve herkes bunun yaralarını halen sarmaya çalışıyor. Kesinlikle su yüzüne çıkarılması ve tartışılması gerekiyordu. Yaşananların bunlarla sınırlı olduğunu da hiç düşünmüyorum açıkçası. Rebekah’ın başlattığı girişim, desteklenmesi gereken ve övgüyü hak eden bir hareket mesela. Hepimiz onu desteklemeliyiz. Geride bıraktıklarımızdan ders çıkarmalı, bundan sonra daha akıllıca hareket etmeliyiz. Dans pistleri güvenilir yerler olmalı. Cinsel tacize ve saldırıya maruz kalan kadınlar, dans müziğindeki her topluluğun desteğini yayında hissetmeli ve başına gelenleri bunun verdiği güvenle endişe duymadan dile getirebilmeli. Geçmişte yaşananlardan öğrenilecek çok fazla şey var. Bana sorarsanız, yaşanan mağduriyet ne kadar acı verici olursa olsun onu güz yüzüne çıkarmak nihayetinde olumlu sonuçlar verir. İyileşmeye, geleceğe pozitif bakmaya hazır olduğumuzun işaretiydi tüm bunlar. Müziğimizin simgelemesi gereken şeylerden biri de bu mücadele.
Son olarak, hemen genel anlamda hem de dans müziği çevresi için 2021’den beklentileriniz neler?
En büyük dileğim müzik etrafında birbirimizle bütünleşmek ve yakında hep birlikte tekrar dans edebilmek. Müziğin insanları birleştirme ve sınırları ortadan kaldırma gücü inanılmaz. Festival ve kulüplerde sürdürülebilirliği yaygınlaştıracak hamleleri hayata geçirebilirsek bu da harika olur. Lokal üreticiler tarafından hazırlanan sadece vegan menüler gibi küçük adımların, ayrıca global şirketler yerine yerel işletmeleri de destekleyecek projeler geliştirmenin önemli yansımaları olabilir. Şu an festivallerin benim için acı-tatlı bir durumu var. Şartları geliştirmeliyiz ve inanıyorum ki bu tip dönüşümler her çevreden büyük destek görecek. Tek kullanımlık plastiklerin yasaklanması, yeniden doldurulabilir su şişelerinin kullanıma sunulması, katılımcıların arkada iz-çöp bırakmaması için sıkı politikalar bunlardan bir kısmı. 2021, ihtiyacımız olan yeni bir başlangıç olacak ve değişim-dönüşümleri planlayacak yeterli zamanımız oldu. Gelecek için ve gezegenimiz için hiç olmadığı kadar umutluyum. Bu noktada festivaller ağaç dikimi gibi çevresel restorasyonların da aktif bir parçası olabilir ve gelecek daha da güzelleşebilir. Mesela İbiza’da Zoo Project ile iş birliği içinde çalışan One Tree Planted organizasyonu müthiş bir oluşum. Satılan her bir bilet için bir ağaç dikiyorlar. Bunun yerleşik bir norm haline geldiğini düşünün, birlik içinde büyük değişimlere imza atabiliriz.
Ida Engberg'in "Return to Consciousness" adlı yeni kısaçalarını aşağıda dinleyebilirsiniz.