Ara Menü
Ana Sayfa En Son Haberler Menü
Sanatçılar

Oyuncak Çığlıkları | Giorgia Angiuli

Melodik esintilerden karanlık tonlara evrilen bir çizgide dans eden sesler…

  • RÖPORTAJ: SEREN SARI | ÇEVİRİ: CAN AKANSU
  • 19 Eylül 2019

Cam fanusun içinde yüzen oyuncak bir balığı, pembe bir maymunu ve San Francisco’daki deniz aslanlarını bir araya getirerek müzik yapmak kimin aklına gelir?

Ellen Allien tarafından keşfedilmesi üzerine Bpitch Control Records bünyesinde başladığı profesyonel müzik kariyerinde, romantik techno olarak tanımladığı tarzını ‘Embrace Me Now’, ‘Ocean Toys’ parçaları ve son albümü ‘In a Pink Bubble’ ile geniş bir dinleyici kitlesine ulaştırarak Stil vor Talent, Crosstown Rebels, Kindisch, KMS, Systematic Recordings, Einmusika gibi büyük plak şirketleri tarafından desteklenen İtalyan sanatçı Giorgia Angiuli ile İstanbul’daki canlı performansı sonrası bir araya geldik.

Giorgia Angiuli denince akla ilk olarak sıra dışı oyuncak sesleri geliyor. Oyuncakları bir müzik aleti olarak kullanmayı nasıl keşfettiniz? Hayranlarınızdan bu tarz ilginç bir hediye aldığınız oldu mu?

Çok uzun bir zamandır oyuncak topladığımı düşünürsek canlı performanslarımın ve müzik üretimimin bir parçası olmaları hiç de tesadüf değil. Çok tatlı bir hayran kitlesine sahibim. Sahne aldığım yerlerde sıklıkla güzel hediyeler de alıyorum. Canlı performanslarımda kullandığım oyuncak tabanca ve şans getirdiğine inand ığım için yanımdan ayırmadığım pembe maymun hayranlarımın hediyesi.

Bu yıl, Systematic Recordings kuruluşunun 15. yılına özel olarak 'Ocean Toys' adlı bir parça yayımladınız. 'Pink Techno Fish' ile tanışmanız nasıl oldu? Bu parçada onu kullanışınızın bir hikayesi var mı?

Onu Moskova'da bir dükkanda buldum ve gördüğüm anda bayıldım! San Francisco'dayken deniz aslanlarının sesinden çok etkilenmiştim ve çıkardıkları sesleri kaydedip "sample" haline getirdim, ve sonrası da 'Ocean Toys'. Bir düzen içerisinde dans eden seslere bayılıyorum. Bu parçayı yayımlamış olmak da bu sebepten dolayı beni ayrıca mutlu ediyor.

Müziğinizin türünü nasıl tanımlarsınız? Prodüksiyon aşamasında nelerden ilham alırsınız?

Tarzımın büyük dönüşüme uğradığını hissediyorum çünkü klasik gitar eğitimi aldım ve dinlediklerim klasik müzikten new metal ve techno’ya evrildi.

Kesin çizgilerle ayırmak benim için hiç de kolay değil ama melodilerin ön plana çıktığı bir tarzım olduğunu düşünürsek romantik techno diyebilirim. Sahne aldığım zamanlarda kitlenin verdiği tepkilere göre canlı performaslarımı bir parçaya dönüştürme kararı aldığım çok zaman oldu. Stüdyoya girdiğimde hislere odaklanmaya çalışıyorum. Genellikle doğaçlama çalıyorum ve ortaya çıkanı canlı olarak test ediyorum.

Sizi dinleyen kitle canlı performanslarınızdaki oyuncakları fark ettiğinde nasıl tepkiler veriyor?

Aslında oyuncaklara sahne performansım sırasında pek yer vermiyorum, setimin sadece küçük bir kısmını oluşturuyorlar. Yine de tepkileri her zaman güzel. Bir anda telefonlarını çıkartıp video çekmeye başlıyorlar.

Üniversitedeyken "Sanatsal Etkinlik Yönetimi" eğitimi aldınız. Röportajlarınızdan birinde hem sanatçı hem de organizatör olarak kariyerinize başlamak konusunda çekinceleriniz olduğundan bahsediyorsunuz. Sizi sahneye adım atmaya iten motivasyon neydi?

Müzik her zaman hayatımın bir parçasıydı ama bu tutkuyu profesyonel bir işe dönüştürmekten biraz korktum ve aynı zamanda biraz da utangaçtım, bu yüzden sahnelerin gerisinde durup daha çok etkinliklerin organizasyonuyla uğraşmak istedim. Aktif ve göz önünde bir sanatçı olmak bir noktada kendi aldığım bir karar değildi, süreç çok doğal bir şekilde gelişti. Aslında çalmaya ve canlı performanslarıma hiç ara vermedim ve sanatçı profilimi kişiliğime yakın tutmaya çalışarak zamanla oluşturdum.

2013'ten günümüze Stil vor Talent, Crosstown Rebels, Kindisch, KMS, Einmusika, Systematic gibi büyük plak şirketlerinden parçalar yayınladınız. Sizce müzik sektöründe iyi bir iş ilişkisi yürütmenin püf noktası nedir?

Bu sektörde herkes çok meşgul, bu yüzden iletişimde açık olmanın ve fikirleri net bir şekilde sunmanın değerli olduğunu söyleyebilirim. Uzun vadede şeffaflık ve dürüstlük en önemli unsurların başında geliyor. Ayrıca bir plak şirketi tarafından desteklenmek kariyeriniz açısından büyük avantajlar sağlıyor.

Renkli tarzınıza zıt bir şekilde prodüksiyonlarınızda karanlık bir sound hakim. Yeraltı sahnesinden B2B performans sergilemek istediğiniz herhangi bir isim var mı?

B2B çalmak istediğim bir elektronik müzik sanatçısı olmadığını fark ettim ama klasik müzikle uğraşan bir müzisyenle iş birliği yapmayı çok isterim, çellist Giovanni Sollima bu isimlerden biri.

İtalya'daki kulüp atmosferi ve underground kültür hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Çok başarılı lokal sanatçılar var ama ne yazık ki daha çok yabancıları ön plana çıkartma yatkınlığı olduğundan dolayı bu sanatçılara İtalya’da denk gelmek neredeyse imkansız. İtalya'da insanlardan çalmaları beklenen ve arzu edilen tur "hard techno". Pek tarzım olduğu söylenemez, bu yüzden şu sıralar ülkemde pek çalmıyorum.

Canlı performans sergileyen sanatçıların bir arada çaldığı Cityfox Festival'de Stephan Bodzin, Amê ve daha birçok büyük isimle birlikte sahne aldınız. ABD ve Güney Amerika turunda olduğunuz şu sıralarda Ekim’de gerçekleşecek olan Cityfox’ta tekrar sahne alacaksınız, neler hissediyorsunuz?

Cityfox muhteşem bir festival, benim için ayrı bir önemi var. Gece boyunca tüm sanatçıların setlerini canlı çalması ortamın atmosferini oldukça etkiliyor. Kitlenin verdiği tepkiler görülmeye değer. 26 Ekim'de yine orada çalacağım için çok mutluyum.

Sizi geçen sene Electronica Festival'de, bu sene de KAFES İstanbul'da dinleme şansımız oldu. Türk dinleyicilerinizin enerjisini nasıl tanımlarsınız? Performansınızdan sonra İstanbul'u ziyaret etme şansınız oldu mu?

İstanbul'un dünyadaki en güzel şehirlerden biri olduğunu düşünüyorum, limandan gözüken manzara her zaman kalbimde tutacağım bir panorama, çok etkileyiciydi! Türk insanı gerçekten çok sıcakkanlı, Türkiye'de çalmak benim için büyük bir
zevk.

27 Eylül'de Warung Recordings'ten 'You Shine' adli EP'niz yayınlanacak. Hayranlarınızı neler bekliyor?

Öncelikle Brezilya’ya hayran olduğumu söylemem gerek, insanları çok pozitif. Warung, çaldığım en iyi kulüplerden biri. Bu EP'de biri efsanevi Hernan Cattaneo & Lonya'dan, biri de Warung'un resident DJ’i Zac'ten olmak üzere 2 özgün parça ve 2 remiks bulunuyor. Bu iki parçayı performanslarımda çok kez çaldım. Duygusal ve romantik techno parçalar.

EP'ye adını veren 'You Shine', güçlü hitlere ve kusursuzca şekillendirilmiş synth çizgilere sahip melodik bir parça. Zac’ın remiksinin melankolik ve karanlık bir altyapısı var.

'Take Me Back' daha odunsu hitlerin olduğu sıcak ve derin tınılı bir parça. Hernan Metaneo ve Lonya'nın remiksi sıra dışı akorları ve vokalleri bir arada sunan büyüleyeci ve progresif bir çalışma oldu.

Spotify '#Frekans' çalma listemizi takip edin.

Röportajı gerçekleştiren editörümüz Seren Sarı'yı takip edin.

Sonraki yazýyý yükle
Yükleniyor...
Yükleniyor...