Umfang: 'Sesimiz eskisinden daha gür'
Sónar Istanbul'un 4. senesinde Zorlu PSM'ye gelecek olan Umfang sorularımızı yanıtladı
'OK', 'Riffs' ve 'Symbolic Use of Light' gibi başarılı yapımların arkasındaki isim Umfang (Emma Burgess-Olson), 5-6-7 Mart'ta dördüncü senesi için gün sayan Sónar Istanbul'daki performansı öncesi sorularımızı yanıtladı. New York Bronx'ta dünyaya geldikten sonra ABD'nin Kansas eyaletinde büyüyen, 2010 yılında tekrar New York'a dönerek Brooklyn'e yerleştikten itibaren sanat yaşamındaki projelerini istediği yönde hayata geçiren, 2014 yılında elektronik müzik endüstrisindeki eşitsizliklere dikkat çekmek amacıyla hayata geçen Discwoman platformunun kurucuları arasında yer alan sanatçıyla müzik projeleri, stüdyo pratikleri, Discwoman'ın geldiği nokta ve yaklaşan İstanbul performansına ilişkin çeşitli konularda gerçekleştirdiğimiz röportajı aşağıda okuyabilirsiniz.
DJ'liğe ve müzik prodüksiyonuna ne zaman başladınız? Sonrası nasıl gelişti?
DJ'lik yapmaya 2009'da başladım. Müzik prodüksiyonuna odaklanmaya başlamam ise 2012'den itibaren oldu. 2013'te New York'ta Bossa Nova Civic Club'da düzenli şekilde aylık olarak sahne almaya başladım. Detroit techno'nun erken dönem başyapıtları ve acid techno, elektronik müziğe ilgi duymaya başladığım dönemde ilham aldığım, beni derinden etkileyen tarzlardı. 2010 yılında Kansas'tan Brooklyn'e taşındığım süreci takiben ise müzikal kariyerim istediğim yönde şekillenmeye başladı.
Endüstrideki cinsiyet eşitsizliğine ışık tutup bunun iyileştirilmesi için çaba gösteren Discwoman platformunun Frankie Decaiza Hutchinson ve Christine McCharen-Tran ile birlikte kurucuları arasında yer alıyorsunuz. Bu projeyi hayata geçirdiğiniz 2014 yılı ve bugünü karşılaştırdığınızda Birleşik Devletler'de konuyla ilgili bir ilerleme ve farkındalık gözlemlediniz mi?
Evet, kesinlikle gözlemledim. Her şey pek çok anlamda epeyce değişim gösterdi. Bu yönde bir iletişim kanalı açmak, böyle bir girişimi başlatmak insanların yaptıkları işte kendilerini daha güçlü, daha özgüvenli hissetmelerini sağladı. Değişim yarattığına hiç şüphem yok. Önceki dönemlere kıyasla şu an DJ'lik mesleğinin içinde olan daha fazla kadın, daha fazla queer figür görüyorum. Sesimiz eskisinden daha gür. Çeşitlilik ve cinsiyet eşitsizliğine dair söylemlerimizin meşruiyeti ve geçerliliği bugün çok ama çok farklı boyutta artık.
Discwoman'ın "Birbirinizin Sesi Olun" (Amplify Each Other) sloganı son derece dikkat çekici. Bunun bir parçası olarak Ocak ayında DiscUs adlı bir podcast serisi başlattınız. DiscUs'taki çalışmalarınız nasıl gidiyor?
DiscUs'ın ilk bölümünde yazar, DJ, performans sanatçısı ve New York merkezli Shock Value adlı gece hayatı projesinin yaratıcılarından biri olan Juliana Huxtable konuğumuzdu. Discwoman kurucularından Frankie Hutchinson'ın yönettiği ilk bölümde ikilinin arkadaşlıkları, küresel parti kültürü, aşk ve veganizm gibi çeşitli konular üzerine sohbet ettik. Geçen haftaki ikinci bölümde ise DJ ve eğitimci Russell E.L. Butler ve Syanide ile bir araya geldik. Yaptıkları işlerde teknolojiyle bireysel ilişkileri, fütürizmin, zamanın ve bozulmanın tanımlanma biçimleri konuştuğumuz konulardan bazılarıydı. DiscUs yeni konular, yeni konuklar ve yeni bölümlerle devam ediyor olacak.
Prodüksiyonlarınızda analog ekipman kullanıyorsunuz. Kayıtlarınızı tek seferde alıp böylece post-prodüksiyon sürecini minimize edebiliyorsunuz. Bu noktada doğaçlamanın sanatınız için önemli bir yer teşkil ettiğini söyleyebilir miyiz?
Aslında kayıtlarımın büyük çoğunluğunu önceden planlamasını yaptığım materyal ve elementler üzerinde kurguluyorum. Bundan dolayı üretimsel pratiğimdeki süreç mutlaka doğaçlama olmak zorunda değil. Üzerinde düşünüp taşındığım, yazdığım kompozisyonları kayıt sırasında performe etmek için kendime tek bir deneme hakkı tanıyorum. Sanırım bunu doğaçlama yerine bir şeyi denemek için kendime tek seferlik bir şans tanımak ve beklediğim sonucu bir seferde vermesini ummak olarak tarif edebiliriz.
'OK' isimli ilk resmi çalışmanızı takiben 'Riffs' kısaçalarınızı, sonrasında da 'Symbolic Use of Light' albümünüzü dinleyicilerinizle buluşturmuştunuz. Yakın gelecekte yayımlamayı planladığınız bir çalışmanız olacak mı?
Evet. Mart ayında yeni bir albüm çıkaracağım. Heyecanlıyım.
Bu hafta Londra ve Rotterdam'dan oluşan kısa bir Avrupa turunun ardından Mart ayının ilk günlerinde Sónar Istanbul ile Türkiye'deki ilk performansınıza imza atacaksınız. Turistik amaçla da olsa daha önce Türkiye'yi ziyaret etme şansınız olmuş muydu?
Hayır maalesef. Sadece transit yolcu olarak havalimanında vakit geçirebilmiştim o kadar.
Sónar Istanbul performansınız öncesi dinleyicilerinize iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Gerçekten son derece heyecanlıyım. Daha önce şehirde vakit geçirmediğim için beni nelerin beklediğini bilmiyorum. Sónar Istanbul 2020'nin bir parçası olmaktan dolayı müthiş heyecan duyuyorum. Orada görüşmek üzere!
Sónar İstanbul'a özel olarak hazırladığımız çalma listelerimizi Spotify'da dinleyin.