Menü
Ana Sayfa En Son Haberler Menü
Sanatçılar

Üretme Azmi: Bjarki Nasıl Teknonun En Değişken Sanatçısı Oldu

Bjarki tükenme noktasına varacak denli üretken

  • Röportaj: John Thorp | Fotoğraf: Atlı Thor Alfredsson | Çeviri: Tatlıhan Tuncel
  • 20 Mart 2019

Almanya'nın endüstriyel şehri Dresden'de karanlık, sıradan bir akşam; kentin kulüp müdavimlerine serotonin tükettiren bir yeni yıl maratonunun iki hafta sonrasında atmosferi büyük oranda durmadan çiseleyen yağmur belirliyor. Neyse ki bu gece kentin dışında büyük bir antrepoda etkinliğin en önemli ismi olarak sahne alacak olan, janrlara uymayan deneysel tekno müzisyeni Bjarki Sigurdarson havadan bahsetmeyi pek bir seviyor.

"Hepimizin doğal olarak paylaştığı tek şey hava" diyor; Berlin'den hareket ettiğimiz birkaç saatlik tren yolculuğu boyunca bir miktar daha spesifik konulardan bahsedişimizin ardından. Bu konulardan bazıları; Arthur Russell, sosyal medya (ya da onun kullanmaması) ve şehrindekilerin anlatmaktan pek keyif aldığı 'donat günü' (Bollu dagur) gibi, memleketi İzlanda'nın pek bilinmeyen gelenekleri.

''Hava durumu yerkürenin tavrıdır'' diye yorum yapıyor bir yandan Krispy Kreme donatını yerken. ''Muhtemelen de tamamen kontrolümüz dışında olan çok az şeyden biri. İnsanlar olarak en büyük hatamız yerkürenin bizim için yaratılmış olduğunu düşünmekti. Bu fikir aynı zamanda gezegene saygısızca davranmış olmamızın ve şu anki hayat şartlarımızın sebeplerinden biri. Gelinen nokta -doğal çevrenin bu denli bozulmuş olması- çok korkunç. Dünyanın sonunun geldiği korku filmlerini andırıyor.''

Bu sebeple olsa gerek, Bjarki’nin dans müziğimizin hassas ekosistemine en son katkısı !K7 ile çıkardığı ilk uzunçaları ‘Happy Earthday’ oldu. Bu uzunçalar, 2015'ten itibaren Nina Kraviz’in ‘Trip Recordings’ten çıkardığı, janr, tempo ve bazen de iyi müzik zevki beklentilere mütemadiyen karşı koymuş olan kısaçalar ve albüm silsilesini takip etti. Bjarki'nin son zamanlarda git gide sertleşen, yükselen ve tuhaflaşan BPM'lere yer verdiği festival performanslarıyla Kraviz'in Trip'e dair vizyonunu temsil ederek adeta volkanik ve beklenmedik bir biçimde ortaya çıkan müziği şimdilerde daha da anlamlı bir hal aldı.

Bjarki 20'li yaşlarının ortasında İzlanda'nın tekno sahnesinden yükseldi; ya da daha doğrusu başlı başına İzlanda'nın tekno sahnesi olarak yükseldi. Üçte birinin başkent Reykjavik'te yaşadığı 350.000'in altındaki nüfusuyla İzlanda'nın büyük kulüplere ev sahipli yapacak bir pazarı olduğunu söyleyemeyiz. Önceleri İzlanda'dan çıkan en büyük teknocu ve Trip'in bir diğer müdavimi olan, ileri görüşüyle rave partilerini tanıtıp Surgeon ve Adam Beyer gibi isimlerin performanslarını organize ederek gece hayatı ortamının yönünü değiştiren Exos, haliyle dur durak bilmeyen genç prodüktörün akıl hocası oldu.

''Kulüplerde çalmayı hayal bile etmemiştim'' diye itiraf ediyor Bjarki. ''Sonra ses mühendisliği okumak için on sekiz yaşımda Amsterdam'a taşındım ve ardından olanlara inanamadım; ''Vay be, bu yaşadığım gerçek şu an!' oldum. Sonradan arkadaş olduğum organizatörlerle çalışıyordum, kaçak partiler düzenliyorduk; çok acayipti. Kirli pantolonlarıyla sürekli bir hoparlör tutan ve sürekli çalışan bu adamlara aşık olmuştum.''

Bjarki'nin müziğinde o zamandan beri var olan eski moda kendin-yap usulü yaklaşımın izlerini bulabilirsiniz. Kraviz'in rehberliğinde yakaladığı başarının ardından kendi adıyla yaptığı müziğe, cucumb45 mahlasıyla yaptığı müziğe ve Lord Pusswhip, EOD ve Kuldaboli gibi arkadaşlarının müziklerine ev sahipliği yapmak üzere kendisine özgü plak şirketi bbbbbb'yi kurmakta gecikmedi. Yeraltı teknosunun son derece ciddi, tamamıyla siyah ve daha ruhsal bir eğilimdeki halinden sapmakta olduğu bugünlerde bbbbbb'nin tarzında fazlaca ve yepyeni bir zevzeklik görülüyor. Plak şirketinin görselleri Rephlex gibi 90'ların deneysel şirketlerini, Flying Lotus’un kozmik saçmalığını ve elbette Bjarki'nin Trip'ten çıkan bir kısaçalarda birlikte yer aldığı Aphex Twin'i hatırlatıyor. 'Bacteria Ben' parçasına Adult Swim tarafından yaptırılan kendin-yap tarzı animasyon klipte, şekil değiştiren canavarlar renkleri cafcaflı bir kent arka planı eşliğinde psikedelik bir hücuma geçerek amatör bir Batman'den başlayarak vatandaşların gözlerini çıkarıp yiyerek mümkün olan her boyutu değiştiriyorlar. Bir noktada Azrail'in kendisi aniden mısırdan yapılmış melek kanatları çıkararak ölüyor. Akşamdan kalma bir pazar günü üç dakikalık bu videonun tamamını izlemek önce bir kafa karışıklığı, ardından hafif bir anksiyete, onun ardından da bir kahkaha yaratıyor. Bjarki’nin bu projenin yönetimiyle görevlendirilen arkadaşı, Adult Swim yönetiminden gelen bir dizi endişe dolu e-postayı bize gösteriyor: ''Şeytan'ın penisinin daha belirsiz olmasını veya tamamen silinmesini rica edebilir miyiz?''

Yaklaşımından her daim etkilendiği New York'un aykırı müzisyeninden alıntı yapan Bjarki, ''Arthur Russell'ın dediği gibi, komedi en yüksek sanattır'' diyor. ''Ayrıca bbbbbb yalnızca bana ait değil. Biz bir grubuz, dolayısıyla plak şirketi de arkadaş grubumuzun, mizah anlayışımızın ve zevklerimizin bir yansıması daha ziyade. Hepimiz aynı frekanstayız. Sevdiğimiz yemekler bile aynı.''

Bjarki’nin önceki işlerinin büsbütün ruhsuz enerjisine kıyasla ‘Happy Earthday’ başka bir şekilde etkiliyor insanı. Etrafımızdaki dünyaya -en azından korunmaya çok ihtiyacı olan kısımlarına- seslerle yazılmış bir aşk mektubu oluşuyla çılgınlığı bir nebze azaltıyor. Kızgın şeytanlar ve uçan psikedelik balinalar yok; onun yerine, çoğu İzlanda arazilerinde kaydedilen çayır seslerinden alınmış olan sert rüzgarlar, sarp dağlar ve dolaşan sürüler var. ilk göze çarpan ‘beiv_sheep parçasında Bjarki koyunların mutlu 'mee'leyişlerini örnekleyip hafifçe bozuyor; (.)_(.) parçasında ise kuşların cıvıltısını tekrara bağlayarak serbest düşüşte bir braindance müziği haline getiriyor. ‘Cereal Rudestorm’ gibi big room janrına ait tınılarda bile bir hayranlık duygusu yoğunlukta.

''Bir daha bu tarz bir şey yapmayacağım'' diyor sanatçı. ''Albümdeki parçaların kimisi on yıl önce yapılmış şeyler. Asla yayınlamayacağıma dair kendime söz verdiğim parçalar var içlerinde.''

Bjarki her şeyin ötesinde üretme ihtiyacını -hatta sorumluluğunu- vurgulamak istiyor. Üretmenin onun dünya görüşünde, akıl sağlığını korumasında ve bbbbbb'nin yaratım sürecinde herhangi bir şöhret ya da başarı fikrinden çok daha büyük, hayati bir yeri var. Ses provasından sonra veya sahneye çıkmasına saatler kala eski arkadaşlarıyla bira içip gevezelik etme imkanına direniyor; onun yerine üretimlerini daha da mükemmelleştirmek için ortalıktan kayboluyor ve son anda paketlenip organizatörün arabasına bindirilene kadar kulaklıklarıyla işe gömülmüş halde çalışıyor.

Bjarki'nin genellikle bbbbbb evreninden görsellerin eşlik ettiği performansları, tarzına aykırı olan 'kalabalığı memnun etme beklentisini' taşımaksızın müziğinin derinliklerine dalmış halde çalmasına izin veren, 'canlı' performans ile DJ seti arasında yerde seyrediyor. Konserlerini dikkatli seçtiğini ve bu şekilde can sıkıntısından ve bitmeyen DJ yemeklerinden kaçtığını söylüyor. Çöküşte olan çevremiz için git gide daha fazla endişelenen birinde olması gereken bir yaklaşım.

Dresden'e giderken bir yandan da günler süren yeni yıl maratonunun ardından kendisine gelmeye çalışıyor; yalnız birinin salonunda yerde sızarak değil, arkadaşının Amsterdam'daki stüdyosunda çalışarak geçirilen günler bunlar. Bjarki, üretim açısından verimli bu patlamalar sırasında bazen yemek yemeyi unuttuğunu ve ''sağlıksız, kötü bir rutin'' dediği şeyin içine girdiğini itiraf ediyor. Bu rutinin içindeyken duygularını ekstrem düzeylerde yaşıyor, etrafında ''normal insanların'' bulunması kendisine iyi gelmiyor örneğin.

“Bu kesinlikle benim bir parçam, ondan kurtulmam mümkün değil'' diyerek durumu kabulleniyor. “'Tamam, artık kurtulacağım bundan. Beste yapmayı bırakıyorum şu an.' diyorum kendime. Sonra üzerinden iki saat geçiyor, kendimi işe yaramaz hissediyorum.”

Stüdyonun dışında, ekibiyle beraber Kuzey Almanya'nın düz arazisini boylu boyunca hızla katetmekteyken ('Happy Earthday'e ilham olan tarih öncesi görüntülerden ötürü biraz dağılmış halde) düşüncelere dalmış durumda; bir sonraki işinin olasılıkları üzerine kafa yoruyor. Sanatçı ayrıca resim yapmanın üretim sürecinin içine nasıl sızdığından bahsediyor.

“Üretmek istediğim çok fazla şey var” biraz düşünüyor. “Yapmak istediğim çok fazla resim olduğu gibi. Ama o beceriye sahip değilim henüz. Körcesine (doğallıkla, düşünmeksizin) resim yapmak için gerekli becerilere sahip olup sanatınızı iyi tanıyor olmanız lazım... Benim kendimi müzikle ifade edebilmeyi başarmam herhalde on senemi aldı.”

Bjarki'nin yayınladığı ilk iş olan ve 'yeraltı' bir parçanın yapıp yapabileceği en büyük çıkışı yakalayan ‘I Wanna Go Bang’in piyasaya çıkmasının üzerinden beş yıl geçti. Kraviz'den büyük destek gören ve EDM'nin üst basamaklarına tırmanan parça, big room teknonun hipnotik zevkini yeni bir kitleye tanıtmanın yanı sıra halihazırda tanıyanların ilgisini de bu janrın aldırışsızlığına çekti. Alternatif bir evrende (ya da bizimkinde) ‘I Wanna Go Bang’in bu ani başarısı bolca beyaz gürültülü ve bitmek bilmez dev düşüşlerle süslü bir Ibiza müdavimliğinin kapısını açabilirdi. Ne var ki parçanın hemen ardından tam üç albüm çıkarmaya hazır durumda olan Bjarki için bu dev fırsat pek bir şey ifade etmiyordu.

''O parçayı yaptığımda on dokuz yaşındaydım, şimdi yirmi dokuz yaşındayım.'' diyerek omuz silkiyor sanatçı. ''I Wanna Go Bang’in tıpkısı on ya da on beş parçam vardı o zaman. Hatta ondan daha güçlü! Daha hızlı! Anlatabildim mi? Bir de vokalsiz versiyonu belki''.

Bjarki'yle kariyer seçimleri üzerine konuşmak zor; kendisinin dediğine göre müziği üzerine düşünecek olursa ''bu iş biter''. Akıllı ve ne istediğini bilen biri ama kendisini bildiğimiz tekno camiası içerisinde ayrıksı görüyor. “İnsanlar imajlarını koruma noktasına çok takılıyorlar. Bana göre bu durum kişiyi bu işi yapma sebebinden uzaklaştırıyor gibi. Yani müzikten ziyade onlara dair oluyor olay. Bambaşka bir frekansa kanalize ediyorsun kendini. Daha narsistik ve fazlasıyla rekabetçi bir tarafa. Ben bunu anlamıyorum ve uzağında kalmak istiyorum.”

Sanatçı aynı zamanda sosyal medyadan da epey uzakta durmaya devam ediyor. Bu tavrı ilk başta selfiye doymuş çağımızda çekici bir gizem duygusu yaratan kişisel bir tercih olsa da maalesef öyle kalamadı. 2017'de bbbbbb’nin kurucu ortağı Johnny Chrome Silver'ın Instagram'da Amerikalı prodüktör Octo Octa'ya yönelik transfobik bir yorum yapması üzerine sanatçı sessizliğini bozmak zorunda kaldı. Bjarki anında Chrome Silver ile yollarını ayırdı, yaklaşan Amerika turunu iptal etti ve bbbbbb'nin ''Sanatçıları ayrımcılık yapmaksızın desteklemeye devam edeceğine ve herkese şefkat, empati ve anlayışla yaklaşmayanların davranışlarına GÖZ YUMMAYACAĞINA'' dair yemin etti.

Ülkesinin sağlam insan hakları siciline, açık gey liderlerine ve eşcinsel çiftlere yönelik ilerici tutumuna dikkat çekerek üzerine basa basa “Ben İzlanda'da doğup büyüdüm'' diyor Bjarki. ''Benim görüşlerim pek çok açıdan ülkemin sahip olduğu açık kültürü ve özgürlüğü yansıtır. Olduğum kişi olmaktan çok gurur duyuyorum.''

Kişisel hayatının ve kimliğinin detaylarına inme ihtimalini geri çeviriyor fakat İzlanda'nın küçük LGBTI topluluğuyla güçlü bağları olduğunu öne sürüyor ve beni olay yüzünden açıklama yapması gereken pek çok ''kızgın'' arkadaşı olduğuna dair ikna etmeye çalışıyor. ''Müziğimi yayınlamaya başladığımda isimsiz olmak istedim, müzik dışında herhangi bir yoldan kendimi ifade etme ihtiyacı hissetmedim hiç.'' diye açıklama yapıyor. ''Ama inançlarımın çok uzağında olan bir şey için özür dilemek zorunda kaldığım bir pozisyonda bırakıldım. Yine de o sorumluluğu almam gerekiyordu. Artık isimsiz olmadığım ortada. Pek çok insan dediklerimi dinliyor, bu da iyi bir şey.''

Bjarki, ''Bir mesajı veya duyguyu iletmenin en iyi yolu olmayabileceği çünkü insanın kendini yüceltiyor gibi görünebileceği'' bir alan olduğu için internete ihtiyatlı yaklaşıyor. Öte yandan da yaşadığı deneyim, bulunduğu pozisyon sayesinde zihnini ve müziğini meşgul eden çevre meselesiyle ilgili mücadeleleri destekleme imkanı olduğunu görmesini sağlamış.

Peki, isimsiz olmak değeri abartılmış bir şeyse, şu an teknonun en değişken sanatçılarından biri olarak olgunlaşmakta, evrilmekte ve git gide daha fazla tanınmakta iken ne yapmayı düşünüyor? ''Yapılacak şey üretmek'' diyor Bjarki. ''Bence bir şeyleri geri dönüş bekleyerek yapmak yanlış. Müzik benim için yalnızca hayata ve düşüncelerime göğüs germemi sağlayan bir şey oldu.''

'Happy Earthday' 15 Şubat'ta !K7 etiketiyle çıktı.

Sonraki Sayfa
Yükleniyor...
Yükleniyor...