Ara Menü
Ana Sayfa En Son Haberler Menü
Sanatçılar

Denge ve Uyum: Oceanvs Orientalis

Oceanvs Orientalis, 26-28 Temmuz tarihlerindeki Big Burn İstanbul performansı öncesi Mixmag Türkiye'ye özel açıklamalarda bulundu

  • BIG BURN ISTANBUL İŞ BİRLİĞİYLE
  • 25 Temmuz 2019

Sahip olduğu estetik anlayışı ve felsefe doğrultusunda dünyanın dört bir yanından çekip çıkardığı elementleri modern tınılar ile birleştiren, insanlığın binlerce yıldır süregelen yolculuğuna sınırlara inanmayan bir bakış açısıyla ışık tutan ve yolculuğunda dünya kültürel mirasının bir harmanı olan müziğini farklı coğrafyalara açmayı başaran Oceanvs Orientalis (Şafak Özkütle) ile Big Burn İstanbul 2019 performansı öncesinde müziğindeki çeşitlilik, kendi plak şirketi Kanto Records ve farklı kültürler üzerine sohbet etme fırsatı bulduk.

Eskiden İstanbul’da grafik tasarımcısı olarak çalışırken, son maaşınızla aldığınız stüdyo ekipmanları ile sizin için değişimin başladığını biliyoruz. Prodüksiyona başlama ve yurt dışına taşınma süreçleri nasıl gelişti, biraz anlatabilir misiniz?

Prodüksiyona Ableton ile ilk tanıştığım anda başlamış oldum, nedense ne yapmak istediğim konusunda başından beri net bir fikrim vardı. Yurt dışına taşınma durumu da benzer bir şekilde gelişti, o konuda da fikrim çocukluğumdan beri hep çok netti. Geç kalınmış bir hayalin acısını çıkartırcasına, müzik biletini cebime koyar koymaz yaşayabildiğim her yerde birazcık yaşamaya çalıştım, çalışıyorum.

Güney Amerika’dan Rusya’ya dünya üzerindeki farklı kültürlere ait özel sesleri bulup parçalarınızda yer veriyorsunuz. Müziğinizdeki bu “çeşitlilik” arayışında motivasyonunuz nedir?

“Çeşitlilik arayışı” kendi başına güzel ve tatmin edici bir motivasyon aslında benim için. Kültürel renkler, hikayeler ve dinamikler insanlığın hazinesidir. Bu hazinenin hiç tadına bakmamış, bu hazineye sırtını dönen tüm hareketler, oluşumlar ve kavramlar tekdüzeliğe ve sıkıcılığa mahkumdur bence.

Tüm bu diğer kültürlerin yanında, Anadolu ve onun sahip olduğu kültürel hazine size neler ifade ediyor? Onlarca farklı etnik kökenden insanın bir arada yaşadığı bu coğrafya, müziğinizi dünyaya açmadan önce size neler öğretti?

Anadolu aslında bir önceki soruda bahsettiğim dünya hazinesinin küçük bir özeti gibidir benim için. Minyatür bir modeli gibi, içinde tüm dünyanın güzelliği, acısı ve renkleri var gibi. Bir zamanlar vardı ya da. Anadolu’yu ve onun dinamiklerini doğru okumak insana evinde otururken dünyayı yaşatır bir anlamda. Geçmişte yaptığım “Indoor Voyager” adlı EP’nin ismi de birazcık bu konuya atfedilmiştir aslında.

Müzisyen kimliğinizin yanında bir tasarımcı olmanız üretim sürecinize nasıl etkiler bırakıyor?

Kendimi bu konuda çok şanslı hissediyorum. “Denge ve Uyum” konularını derinlemesine kavramamıza yardımcı olan tüm disiplinler birbirini destekler. Görsel tasarım, hatta mizanpaj konusunda kafa patlatmak size 6 dakikalık bir harmoniyi nasıl en iyi şekilde değerlendireceğinizi öğretebileceği gibi, bir takımda profesyonel futbol oynamış bir insan bir orkestrayı diğerlerine göre daha dinamik ve doğru bir şekilde yönetir. O sebepten bir kez daha; "Denge ve Uyum" konularını bize öğreten her disiplin önemli ve kulak kabartmaya değerdir.

Oceanvs Orientalis’i “Kendini binlerce yılda oluşabilmiş müzik mirasının arkeolojik tınılarıyla harmanlar ve bu bağlamda her şeyin doğudan geldiğine inanır” şeklinde anlatıyorsunuz. Her şeyin doğudan gelmesini biraz daha açar mısınız?

Her şey Orta Doğu’dan gelir demeliydik belki de. Basit aslında, antropolojik geçmişimize baktığımızda her şeyin doğuda (ya da Orta Doğu’dan) geldiğini görüyoruz. Etiyopya’nın düzlüklerinde bir yerlerinde vahşi birer maymunsu olarak başlayan serüvenimiz, Mezopotamya civarlarında bir yerlerde ilk kez insani formlar kazandı. Biraz fanatik bir söylem gibi bir yandan biraz abartılı bir söylem de, çok ciddiye almamak lazım.

Plak şirketiniz Kanto Records’tan bahsedelim. Estetik anlayışını “güzel” ile sınırlı tutmayan ve müzikal sınırlara inanmayan bu kolektif ve Oceanvs Orientalis’ten gelecekte neler beklemeliyiz, yeni bir çalışma/proje olacak mı?

Birçok şey oluyor aslında, üzerinde bir yıldır çalıştığım evrenin ve insanın tarihini anlatan ilk konsept albümüm EX NIHILO’nun kayıtlari bitti, görsel kimliği ve müzik videoları da hazırlandıktan sonra yıl sonuna doğru dünyaya gelmiş olacaktır. Bunun dışında yıl sonuna kadar ayda bir EP ya da albüm çıkartılacak şekilde planlanmış yoğun ve güzel bir programımız var. Çoğunlukla taze yeteneklerden oluşan bu yayınların her birinin altına imzamı atarım.

Önceki röportajlarınızda tarihten ilham aldığınızdan bahsetmiştiniz. Oceanvs Orientalis’i inandığı felsefe açısından tarihten bir figür ile eşleştirebilir miydiniz?

Bir Leonardo Da Vinci olmak isterdim şu hayatta bir de Nazım Hikmet! Ama kendi halimden de memnunum bir yandan.

Son zamanlarda beğendiniz bir film?

In the Mood for Love. Ben daha yeni izledim ama kendisi Çin sinemasının klasikleri arasındaki yerini çoktan almış bir film. Pek iyi, pek güzel.

Türkiye’de sıklıkla sahne alıyorsunuz, müziğe başladığınız yıllardan bugüne dinleyicilerde ne gibi değişimler gözlemlediniz? Big Burn İstanbul 2019 performansınız öncesi onlara bir mesajınız var mı?

Güzel bir elektronik müzik kitlesi oluşuyor, büyük bir potansiyel olduğunu düşünüyorum bunun, bilgiyi yaymak, güzeli paylaşmak açısından. Sadece müzik yapmak değil, her alanda aktif olup üretmeliyiz. Kocaman festivallerimiz olmalı, techno dinleyen marangozlarımız, downtempo dekorasyoncularımız olmalı. Elektronik müziği gece hayatına hapsetmemek lazım.

Oceanvs Orientalis 26-28 Temmuz 2019 tarihleri arasında gerçekleşecek Big Burn İstanbul festivali kapsamında Türkiye'deki sevenleriyle buluşacak. Festival biletlerini bu bağlantı aracılığıyla edinebilirsiniz.

Big Burn Istanbul'a özel hazırladığımız Spotify listemizi takip edin.

[Röportaj: Emre Eskihoran]

Sonraki yazýyý yükle
Yükleniyor...
Yükleniyor...