Fatima Hajji: 'Müzik insanlığın ayrılmaz bir parçası ve hep birlikte dans etmeye devam edeceğiz'
Sosyal uzaklaşma döneminde #stayathome yayınları aracılığıyla dinleyicileri ile arasındaki sıkı bağı korumayı sürdüren Fatima Hajji sorularımızı yanıtladı
İspanya’nın Salamanca kentinin elektronik müzik dünyasına kazandırdığı etkili isimlerden biri olan, aynı zamanda Silver M plak şirketinin kurucusu olan Fatima Hajji hem ürettiği kendine özgü müziği hem de Amsterdam’dan İbiza’ya, Barcelona’dan New York’a dünyanın dört bir yanındaki etkinliklerde sergilediği performanslarla uzun zamandır dinleyicilerinin ilgi odağı olmayı sürdürüyor. “Violines”, “Melodream”, “Synergy” ve “Silence” gibi başarılı yapımlarıyla tanınan sanatçı ile müziğe başladığı yılları, sektördeki cinsiyet eşitliğine ilişkin görüşlerini ve koronavirüs nedeniyle sektörün yaşadığı zorlukları konuştuk.
Sanatçılar ve kitleleri arasında her zaman bir tür sessiz bir iletişim hali var. Müziği profesyonel bir kariyere dönüştürmenizle kalabalıklara sesinizi melodilerinizle yükseltiyorsunuz. Elektronik müzik hangi noktada sizin için bir yaşam tarzı haline geldi? Bu dönüm noktanızdan ve ilk baştaki motivasyonlarınızdan bahseder misiniz?
12 yaşımdayken çeşitli tarzlarda müzik kasetlerini evde miksliyordum. O dönemde çocukça bir oyun gibiydi ama içimden bir ses müziği çok sevdiğimi bana sürekli hatırlatıyordu. Çocukluk yıllarımda müzikal anlamda çok çeşitli tecrübeler edindim. 14 yaşımdayken lokal bir dans grubunun üyesiydim, belediye etkinliklerinde dans edip zaman zaman gazetelerde kendimizi görüyorduk ve bu müthiş bir duyguydu.
Techno’yu büyük erkek kardeşlerim evde DJ setler ve bu tarzda parçalar dinlerken 15 yaşımda keşfettim ve çok etkilendim. 16 yaşımda DJ set mikslemeyi öğrenip ilk kez sahneye çıkma fırsatı elde etmiştim. O an hiç kuşku duymadan hayatım boyunca yapmak istediğim şeyin bu olduğunu anladım. Sonrasında yaşadığım yerin yakınlarındaki diğer şehirlerde de çalmaya başladım ve yavaş yavaş çevrem genişlemeye başladı. O dönemde müzikle ilişkili başka pek çok iş daha yapıyordum. Bir şekilde sevdiğim şeyi yapmaya devam ediyor olmak, kendimi geliştirme fırsatları yakalamak en büyük motivasyonum. Kolay bir süreç değil… Yaptığınız işe sevgi beslemeli, çok çalışmalı ve hiç durmadan kendi stilinizde ilerlemeye devam etmelisiniz.
Aileme ait Madrid’deki alışveriş dükkanında 9 yaşımdan 25’ime kadar çalıştım ve sonunda bu paralel işimi bırakarak sadece müziğe odaklanmayı tercih ettim. Bunu bir yaşam tarzı haline getirebilmekten dolayı inanılmaz mutluluk duyuyorum, yaşadığım her gün adeta bir armağan gibi.
Kariyerinizde cinsiyet eşitliği bağlamında herhangi bir zorlukla karşılaştınız mı? Karşılaştıysanız nasıl başa çıktınız? Elektronik müzik dünyasındaki güçlü kadın figürlerden biri olarak vereceğiniz mesajlar dans müziğinde kariyer hedefleyen kadınlar için önem arz ediyor olacak. Neler söylemek istersiniz?
Dünya toplumları cinsiyet eşitliği meselesinde önemli mesafeler kaydediyor. Kimi alanlar bu mesafeyi hızlı şekilde alırken, kimi alanlarda ilerleme yavaş oluyor ama bir şekilde olumlu yöne gidiş var. Elektronik müzik sektörü, diğer alanlara göre bu konuda daha hızlı mesafe kat etti. Böylece daha fazla kadın eğitim olanaklarına erişme ve bu kültürle içli dışlı olma konusunda erkeklerle eşit seviyeye geldi. Son yıllarda elektronik müzik çevresine pek çok kadın yüz katıldı ve gelecekte de katılmaya devam edecek. 30 yıl önce bir kadının gece kulübünde çalması çok garip karşılanırdı, durum 10 yıl önce bir miktar daha farklıydı ama şimdi bu gayet normal.
Karşılaşılan engel ve zorluklar herkes için farklı farklı. Cinsiyet bazen bir silah olarak kullanılabiliyor. Cinsiyetini, diğer insanları incitmek için kullanmaya tevessül eden insanlar zayıf kişiliklerdir. Kimsenin sizi cinsiyetiniz, tercihleriniz, ten renginiz ve müzikal tarzınız nedeniyle incitmesine asla izin vermeyin. Her birimizin kendimize özgü özellikleri var ve bu özellikleri sanatımıza yansıtarak fark yaratıyoruz. Sadece yapmak istedikleriniz aklınızı meşgul etsin ve hedeflerinize koşarak mutlu olun.
Eğlence endüstrisinin son zamanlarda geçirdiği zor günleri dikkate aldığınızda geleceği nasıl görüyorsunuz? Bugünlerde vaktiniz nasıl geçiyor?
Gelecekte ne olup biteceği şu an belirsiz ve söylenen her şey spekülasyondan ibaret. Bana göre, eğer yakın zamanda virüs aşısı bulunmazsa kulüpler, çok fazla insanın bir araya geldiği büyük mekanlara ve festivallere kıyasla daha erken faaliyet göstermeye başlayacak. DJ’lerin ülkelerarası seyahati de zorlaşacağı için her ülkede yerli DJ’lerin aradan sıyrılıp kendilerini gösterme fırsatı elde edeceklerini düşünüyorum. Ancak dünyanın bu şekilde durgun vaziyette kalacağını da düşünmüyorum; birkaç hafta önce bize tuhaf gelen maske ve eldiven gibi koruyucu tedbirlerle yolculuk yapmak bu dönemde standart hale gelecek ve belki de dünya bu şekilde normalleşmeye başlayacak.
Her şeye rağmen pozitif düşünmeyi tercih ediyorum. Elektronik müzik camiası bu süreçte internet aracılığıyla dünya çapında çok iyi bir birliktelik gösterdi. Sonuçta bazı değişimler nedeniyle sıkıntı çekecek olsa da bu süreç geçip bitince sektörün büyümeye devam edeceğini düşünüyorum. Müzik, insanlığın ayrılmaz bir parçası ve hep birlikte dans etmeye devam edeceğiz.
Bu tuhaf dönemde dinleyicilerimle aramdaki iletişimi sürdürmek için her Cuma İspanya yerel saati ile 20:05’te (Türkiye saatiyle 21:05) Facebook sayfamdan “#musicdoesnotstop #stayathome” adlı canlı yayın performansı gerçekleştiriyorum. Türkiye’deki tüm dinleyicilerimi de beklerim. Önceki yayınlarımı izlemek isteyenler ise YouTube profilimi ziyaret edebilirler.
Fatima Hajji'nin en son yayınladığı #stayathome setini aşağıda inceleyebilirsiniz.
‘Dünyanın Ritmi' çalma listemizi Spotify'da takip edin.