Ara Menü
Ana Sayfa En Son Haberler Menü
Sanatçılar

Innellea ve Neolojizm

"Dans pistindeki çeşitlilik, farklı ırk, yaşam tarzı veya düşünceden birçok insanın bir araya gelebildiği nadir yerlerden olduğu için, bu çeşitliliği devam etmesi gereken güzel bir durum olarak görebiliriz”

  • EMRE ESKİHORAN
  • 17 Ağustos 2019

2014 yılında Münih, Almanya’da başlayan yolculuklarına Innervisions ve TAU gibi plak şirketleri için yaptıkları çalışmaların ardından yakaladıkları yükseliş ile devam eden ve son dönemde Afterlife etiketi ile yayımladıkları “Vigilans” kısaçaları (EP) ve “Lost In Fades” parçası ile dünya tekno sahnesinde adını duyurmaya başlayan Alman ikili Innellea ile Diynamic Festival Istanbul 2019 performansları öncesi sohbet etme fırsatı bulduk.

21 Haziran’da Afterlife etiketi ile “Lost In Fades” adlı yeni parçanızı yayımladınız. Büyük başarı getiren “Vigilans” kısaçalarının (EP) ardından Afterlife Recordings etiketine sahip ikinci çalışmanız oldu. Parçanın üretim sürecinden biraz bahseder misiniz?

Evet, Lost in Fades Afterlife etiketi ile yaptığımız ikinci çalışma ve bundan dolayı oldukça mutluyuz. Parçanın bulunduğu derleme albümde çok değerli sanatçılar yer alıyor. Bizim için Lost in Fades çok özel bir çalışma oldu, çünkü ilk defa bir parçamızda gerçek bir vokaliste yer verdik. Ameli Paul gibi başka projelerde de yer alan ve harika bir sanatçı olan Franzi Schuster (aka Ameli) sesiyle parçaya çok güzel katkılarda bulundu. Parçadaki vokalleri duyar duymaz biz de aşık olduk zaten.

Profesyonel kariyeriniz açısından düşünürsek kendini kanıtlamış sanatçılarla beraber çalışmak ve böyle çalışmalarda yer almak size ne ifade ediyor?

Bunun gibi çalışmalarda yer almak çok güzel, çünkü başka bir sanatçı ya da yeni insanlar ile çalışmak müziğimiz için bize yeni ilhamlar verirken farklı bakış açıları da kazandırıyor. Bu sayede yaptığınız müzik hiç sıkıcılaşmıyor ve gelecekte çalışmalarınıza devamlılık kazandırıyor.

Peki “çeşitlilik” kelimesi size ne ifade ediyor? DJ setlerinizde bundan nasıl faydalanıyorsunuz?

Müzikteki ve dans pistindeki çeşitlilik farklı şeyler ifade edebiliyor. Müzikteki çeşitlilik, saatler boyunca devam eden bir DJ sette insanları benzer tarzdaki parçalara maruz bırakmamak için müzikal bir gereklilik olarak görülürken, dans pistindeki çeşitlilik, farklı ırk, yaşam tarzı veya düşünceden birçok insanın bir araya gelebildiği nadir yerlerden olduğu için, çeşitliliği devam etmesi gereken güzel bir durum olarak görebiliriz.

Çoğu sanatçının sahneye çıkmadan veya stüdyoya girmeden önce bazı rutinleri olabiliyor, sizin böyle bir geleneğiniz var mı?

Kahve içmek. Herhangi bir gösterimizden ya da stüdyoya girmeden önce yanımıza birer kupa kahve alırız. Otel odasından bir performans için yola çıkmadan ya da sabah uyanıp Ableton Live’ın başına oturmadan önce, ne zaman olduğu fark etmiyor.

Biraz da günlük yaşantınızdan bahseder misiniz? Michael ve Daniel günlük hayatında müzikten kalan boş zamanlarında neler yapmayı sever?

Michael: Çocukluğumdan beri kaykay yapmayı seviyorum. Kameramı alıp sokaklarda fotoğraf çekmeye ve çeşitli sergilere katılarak müziğim için ilham verecek öğeler aramaya çalışıyorum. Bunun dışında stüdyoda oluyorum, müzik dışındaki hayatımın aslında büyük kısmı yine orada geçiyor.

Daniel: Ben hep müzik dinlemeyi hep sevmişimdir. Bunun dışında dışarı çıkıp arkadaşlarımla vakit geçirmeyi seviyorum.

Vaktinin çoğunu birlikte geçiren iki kişilik bir ekip olmanın avantajları nelerdir, bu durumda sosyal ve profesyonel yaşamlarınızı ayırmanız gerektiği oluyor mu?

Örneğin iş bölümü yaparak daha fazla üretim yapabiliyor olmamız gibi olumlu yanları var elbette. Dahası, bir çalışmanın sonraki adımları hakkında konuşmaya başladığımızda yaptığımız fikir alışverişlerini derinlemesine ilerletebiliyor olmamızı müziğimiz için bir başka avantaj olarak görüyoruz. Bunun yanında aramızda müzik ve sektör hakkında konuşmayı sevdiğimiz için hayatlarımızı sosyal ve profesyonel olarak ayırmaya gerek duymuyoruz.

Innellea ve neolojizm arasında nasıl bir ilişki var? “Escaping Nambaka” parçasında örneğin, Nambaka kelimesi ya da parçadaki konuşmaların herhangi bir dilde karşılığı var mı?

Özellikle parçaları isimlendirirken neolojizmden sıkça yararlanıyoruz. Bazı zamanlar aklımızda parçalara uyacağını düşündüğümüz belirli kelimeler ya da cümleler oluyor. Nambaka’da bunlardan biri, bir anlamı yok ama parçaya uyduğunu düşünmüştük. Ayrıca parçada duyduğunuz konuşmaları da biz kaydettik ve onların da bir anlamı yok.

Geçtiğimiz yıllarda İstanbul’da sahne alma fırsatları buldunuz. Türkiye’deki dinleyiciler hakkında ne düşünüyorsunuz? Diynamic Festival Istanbul 2019 vesilesiyle buradayken Türkiye'deki müzikseverlere iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Türkiye şimdiye kadar bizim için özel bir yer oldu. Pistte dans eden insanlara baktığımızda bir yandan dans ederken diğer yandan günlük dertlerinden sıyrılıp her şeyi boşvermeye çalıştıklarını görebiliyoruz. Diğer ülkelerdeki insanlar, müzikten böylesine keyif alırken hayatlarını bir süreliğine de olsa unutabilen bu topluluğu örnek almalılar. Mesajımız: olduğunuz gibi kalın!

Spotify '#Frekans' çalma listemizi takip edin.

Sonraki yazýyý yükle
Yükleniyor...
Yükleniyor...