Anna Tur: ‘Kişiliğim hiçbir şey yapmadan durmama izin vermiyor’
Yeni müzik çalışmasını yeni dünyaya gelen kızına armağan eden Anna Tur ile keyifli bir sohbet için bir araya geldik
Telegram kanalımıza abone olarak en güncel içeriklerden ve ayrıcalıklardan haberdar olun.
Yeraltı müziğini bir yaşam tarzı olarak gören Anna Tur, geçtiğimiz günlerde dinleyicileriyle paylaştığı iki parçadan oluşan kısaçalar albümü “My Girls”ü yeni doğan kızına ithaf ederken, 2022 yılını kariyeri için dopdolu kilometre taşlarıyla tamamlamaya hazırlanıyor. Lowlita Records kurucusu başarılı sanatçı ile “var olma sebebim” diye tanımladığı İbiza’yı, ailesiyle ilişkilerini, yoğun geçen yaz sezonunu ve yeni girişimi Balearica Music’i konuştuk.
Öncelikle röportajımıza katılımınız için çok teşekkür ederiz. Nasılsınız? 2022 şimdiye kadar sizin için nasıl bir yıl oldu?
Çok teşekkür ederim. 2022 gerçekten hayallerimin yılı oldu. İnanılmaz anlar yaşadım ve bir sanatçı olarak kimliğimin daha da pekiştiğini hissettiğim bir periyot oldu. Birçoğu Carl Cox ile inanılmaz festivallere katılabildim ve ayrıca pek çok kulüpte performans sergileme şansına sahip oldum. Çok mutluyum!
Dans müziğinin büyüsüne en başta nasıl kapıldınız ve müzik alanında kariyer yapmaya nasıl karar verdiniz?
Kendini radyo dünyasına adamış bir aileden geliyorum ve müzik her zaman hayatımın ve kişisel gelişimimin önemli bir parçası oldu. İbiza gibi bir yerde doğmuş olmak da önemli rol oynuyor. Müziği çok küçüklüğümden beri çok özel bir şekilde yaşadım ve mesleğim gereği reklamcıyım ama her zaman müzik ve radyo ile bağlantılı oldum. Aslında ailem Ibiza Global Radio'nun kurucusuydu ve son yıllarda DJ'lik kariyerimle paralel olarak bu şirketi 16 yıldır yönetiyorum.
İbiza hem kişisel hem de profesyonel olarak sizin için ne ifade ediyor?
Her şey demek. Var olma sebebim. Büyüdüğüm, ailemin olduğu, mutlu olduğum, kendimi iyi hissettiğim yer.
Size en çok ne ilham veriyor? Müzik üretirken ve kalabalıkların önünde sahne alırken nasıl ilham alıyorsunuz?
İlhamımı duygularımın derinliklerinden alıyorum. Ben çok hassas bir insanım. Bir dinleyici kitlesiyle müzik aracılığıyla iletişim kurabilmek ve onların buna yanıt verebilmesi, hayatımın bir parçası olan en büyülü hislerden biri. Müzik yaparken de aynı şey başıma geliyor. Her şeyimi ortaya koyarım ve kalbimi sonuna kadar açarım, o anki durum ne olursa olsun bunu işimle ifade ederim.
Bugünkü Anna Tur'u şekillendiren müzikal yolculuğunuzda yıllar içindeki en önemli kilometre taşları neler?
Ailemin desteği çok önemliydi. Babam, ailenin kültürünü bu şekilde devam ettirdiğim için çok mutlu ve gururluydu. Radyoya, müziğe çok düşkünüz ve ilkelerimize bağlıyız. İnanılmaz değerlere sahip bir ailede büyüdüğümü düşünüyorum. Zaman zaman karşıma çıkan zorluklara rağmen, o zamanlar beni destekleyen insanlardan aldığım güçle asla pes etmediğimi görmek de benim için çok önemli.
Bu yıl, Zürih'teki Street Parade'den Creamfields Festival'in South and North etkinliklerine ve Carl Cox Invites Stage'e kadar konserlerle yoğun bir yaz sezonu geçirdiniz. Pandemi sona erdikten sonra ilk kısıtlamasız yaz sezonu olan bu yaz sizin için nasıl geçti?
Daha fazlasını isteyemezdim. Rüya gibi bir sezon oldu. Yaşadıklarımın gerçek olduğuna inanmak için hala "kendimi çimdiklemem" gerekiyor. Pandemi, müzik ve eğlence sektörü için çok zor bir dönemdi ama ben hiçbir zaman sabit durmadım. Dinleyicilerimle internet aracılığıyla bağlantı kurmak için elimden gelen her şeyi yaptım; çevrim içi performans oturumları, röportajlar, soru cevap bağlantıları gibi aktivitelerle hem onlara keyifli anlar yaşatma ve eğlendirme, hem de bir yapımcı olarak profilimi geliştirme imkanı buldum. Durmadım! Kişiliğim, hiçbir şey yapmadan durmama izin vermiyor.
Bu yıl dikkat çeken çalışmalarınızdan biri, Cristian Viviano ve Franco ile birlikte “Where I’ve Been” adlı ortak bir proje olmuştu. Bu projenin ortaya çıkış süreci nasıl gelişti?
Harika bir yetenek olmasının yanı sıra, Cristian iyi bir arkadaş. Orijinal bir parçadan oluşan bir kısaçalar hazırladık ama sonra her birimiz kendi yaklaşımlarımızla bir remiks yaptık ve bence gerçekten iyi bir çalışma ortaya çıktı. Beni mutlu eden bir iş oldu!
Bu yılın geri kalanında ve 2023'te sizi şimdiden heyecanlandıran yeni projeleriniz var mı? Biraz detay alabilir miyiz?
Evet! Kendi plak şirketim Lowlita Records’dan iki orijinal çalışmadan oluşan yeni bir kısaçalar yayımlandı; 90'ların esintilerinden ilham alan enerjik bir parça olan “Lola” ve melodik ve daha teknoid ses evreni ile biraz daha güçlü bir parça olan “Georgina”. Bu çalışmayı, yeni dünyaya gelen kızıma ithaf ediyorum.
Daha önce Türkiye'yi ziyaret etme fırsatınız oldu mu? Eğer olduysa, nasıl buldunuz?
Henüz Türkiye'yi ziyaret etme şansım olmadı ama umarım yakında olur. Gerçekten ziyaret etmek istediğim bir ülke.
Sanatsal kariyerinizin yanı sıra girişimci kimliğinizle de tanınıyorsunuz. Son girişiminiz Balearica Music’i biraz anlatır mısınız? Sloganı “Radyodan daha fazlası” olan bu oluşum sizin için ne ifade ediyor?
Balearica ile yapmayı hedeflediğimiz şey, radyo ortamını geliştirmek ve onu günümüz tüketicisine ve ihtiyaçlarına uyarlamak. İçerik oluşturucuların çalışmalarını geliştirmelerine ve bundan para kazanmalarına olanak tanıyan bir platformun yanı sıra tüm müzikseverlere ve zevklere daha yakın olmak istiyoruz. Ayrıca iletişim, pazarlama, eğitim ve müzikal ve görsel-işitsel prodüksiyon hizmetleri sunan "Balearica Productions" bölümümüz var.
2023 yılının başlarında, İbiza’nın seçkin bir bölgesinde yer alan, müzik ve görsel-işitsel alanlarda profesyonellerin gelişimi için en son teknolojiler ve çalışma alanları ile donatılmış bir hub'da tam gaz çalışmalara başlıyor olacağız.
༺༻
Anna Tur, Mixmag Türkiye'nin Frekans çalma listesini en yeni seçkileriyle sizler için güncelledi. Spotify'da hemen dinleyin!