Mahmut Orhan'ın müziği yaşam biçimine dönüştürdüğü dünyası
‘Lost’ ve ‘Fly Above’ parçalarının yanı sıra Sibourne Music bünyesindeki Beat'meyen Kapışma projesiyle 2021’e dopdolu bir başlangıç yapan Mahmut Orhan’la keyifli bir sohbet gerçekleştirdik
E-posta listemize katılarak en güncel içeriklerden ve ayrıcalıklardan haberdar olun.
Dans müziğinin Türkiye’de yetişen en yetenekli ve en başarılı sanatçılarından Mahmut Orhan, 2021 yılında ses getiren yeni projeleriyle yoluna doludizgin devam ediyor. Sanatçının Giolì & Assia iş birliğiyle çıkan “Lost” ve Sena Şener iş birliğiyle yayımlanan “Fly Above” isimli çalışmaları, müzikseverlerin çalma listelerinde son günlerde en çok yer bulan şarkılar arasında.
Çocukluğu Bursa’da geçen Mahmut Orhan, erken yaşlarda atıldığı çalışma hayatında karşısına çıkan fırsatları hayallerine giden yolu inşa etmede en verimli şekilde değerlendirerek henüz 16 yaşında DJ’liğe, 17 yaşında da müzik prodüksiyonu yapmaya başladı. 2012 yılında İstanbul’a taşınmasının ardından artık kariyer hedeflerindeki yapılacaklar listesine çok daha yoğun şekilde odaklanmaya başlayan sanatçı için 2015 yılındaki ilk hit çalışması “Age of Emotions”ın yakaladığı başarı, çok daha fazla ses getirici yeni projelerin adeta ayak sesi olmuştu.
Sonraki yıl Sena Şener’in vokaliyle katkı saladığı “Feel” şarkısıyla Ultra Music’le anlaşma sağlayan Mahmut Orhan, 2017’de Eneli’yle “Save Me”, 2018’de de “6 Days” ile her biri yüz milyonlarca kişiye ulaşan yapımlara imza attı. Şarkılar, Türkiye coğrafyasının farklı güzelliklerini öne çıkaran video klipleriyle de fark yaratıyor, ülke tanıtımına katkı sağlıyordu. Ultra Music’le birlikteliğinde başarılı müzik çalışmaları yayımlamaya devam eden Orhan, 2019 yılında Irina Rimes’la “Schhh” ve “Hero” adlı iki tekli çıkardı ve pandemi gündeminin domine ettiği 2020 yılına “Nu Vreau” ve “In Control” şarkılarıyla renk kattı.
Dans müziğinde farklı biçimlerde gözlemlediğimiz doğu-batı sentezi yaklaşımlarına kendine özgü stiliyle çok özel pencereler açan Mahmut Orhan’ın yeni yılda şimdiye kadarki projeleri “Lost” ve “Fly Above” şarkılarıyla sınırlı değil. Sanatçı ayrıca, kurucusu olduğu Sibourne Music bünyesinde genç müzik prodüktörlerinin yeteneklerini sergilediği “Beat’meyen Kapışma” adlı bir YouTube yayın serisi başlattı ve kapışma şimdiden iki bölümü geride bıraktı. Tüm bunları fırsat bilerek Mahmut Orhan’ı daha yakından tanımak ve yeni projelerini konuşmak üzere bir araya geldik.
En sıcak konuyla sohbetimize başlamak isteriz. Çok yönlü müzikal kimlikleriyle tanınan İtalyan ikili Giolì & Assia ile ortak çalışmanız “Lost” dinleyicilerinizle buluştu ve Sena Şener'le birlikte hazıladığınız “Fly Above” ile birlikte son günlerin en çok dinlenen şarkıları arasında yer alıyor. 2021’deki ilk resmî müzik çalışmanızı ortaya çıkaran bu birliktelik nasıl gelişti?
Giolì & Assia ile hikayemiz, Türkiye’ye konsere geldiklerinde bir kebapçıda otururken “Six Days” adlı parçamı duymalarıyla başladı. Önce sosyal medya üzerinden tanıştık ve iletişimde kaldık. Son dönemlerde yaptıkları işleri ilgiyle takip ettim. Ultra Music ile sanatçı anlaşması yaptıklarında da bir araya geldik ve birlikte neler yapabiliriz diye konuştuk. Projenin başından itibaren çok heyecanlıydık ve ortaya çıkan işten dolayı da çok memnunuz.
Çalışmalarınızda iş birliği yaptığınız vokalist ve diğer müzisyenlerle bir araya gelirken en çok nelere dikkat ediyorsunuz?
Çalışmalarımda, müziğimle sesine eşlik edebileceğim vokalistler seçmeye çalışıyorum. Özellikle kadın vokalist seçme gibi bir prensibim yok ancak onlarla çalışma oranım çok daha yüksek çünkü müziğimin içinde kulağa daha hoş geldiğini düşünüyorum. Ama beraber müzik yapabildiğim ve anlaşabildiğim herkesle iş birliği yaparım tabi ki.
Doğup büyüdüğünüz Bursa'nın sanatsal gelişiminizde nasıl etkisi oldu? Elektronik müzik ile ilk olarak nasıl tanıştınız ve hayalleriniz ilk olarak nasıl şekillendi?
19 yaşına kadar Bursa’da yaşadım. 12 yaşındayken bir mağazada satış elemanı olarak çalışıyordum. DJ’lik yapan bir arkadaşım bir gün mağazaya geldiğinde bana iş teklif etti. İş teklifi kolon ve ses sistemi malzemelerini taşımak ve kurmaktı. Müziğe aslında ilk bu şekilde adımımı attım. Daha sonrasında hayalim DJ’lik yapmaktı çünkü artık orada yaptıklarım beni tatmin etmiyordu. Bir süre sonra kolonlarını taşıdığım mekanda DJ’lik yapmaya başladım. İlerleyen zamanlarda da Bursa’daki diğer kulüplerde sahneye çıktım. Yaptığım müziğe gelecek olursak önce neyi sevdiğimi keşfettim. Müziğin elektronik yanıyla kaynaşmam bu evrede gerçekleşti. Parçalarımı sevdiğim tarza, kimliğimi katarak yapıyorum. Bursa’nın da etkileri kolayca görülebiliyor. Bursa, dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri ve Osmanlı kültür ve sanatının tüm özelliklerini dokusunda taşıyan bir kent. Şehrin bu mistik yapısı çocukluğumdan beri beni çok etkiledi ve estetikle, sanatla ilgili tüm incelikleri erken yaşlarda keşfetmeme olanak tanıdı.
İstanbul’a taşındıktan sonra sadece kendi müziğinize odaklanmayıp genç yeteneklerin yetişmesine de ayrı bir mesai harcadığınızı biliyoruz. Çalışma arkadaşlarınızla birlikte ortak çatı altında bulunduğunuz Sibourne Music’in hikâyesinden ve faaliyet alanlarından bahsedebilir misiniz?
İstanbul’a ilk taşındığım zamanlarda, neden müzisyenlerin bir araya gelip birlikte müzik yapmadığını ve birbirlerini desteklemediklerini hep sorguluyordum. Bu düşünce ve sorulardan sonra aslında “Sibourne” projesi ortaya çıktı. İşe önce “Sibourne Music” olarak başladık ve sonrasında genç DJ ve prodüktörlere eğitim verdiğimiz Sibourne Akademi’yi bünyemize ekledik. Yakın zamanda tekrar eğitimlere başlayacağız.
Sibourne Music’in yepyeni projesi “Beat’meyen Kapışma”nın ilk iki bölümünün çok keyifli yansımaları oldu. İlk bölümde jüri Cem Yılmaz’dı, ikincisindeyse Kadebostany. “Beat’meyen Kapışma” toplam kaç bölüm olacak ve ilerideki bölümler için şimdiden paylaşabileceğiniz sürpriz detaylar var mı?
“Beat’meyen Kapışma” her ay bir bölüm yayınlanacak şekilde, toplamda 10 bölüm olarak planlandı. Bizim iş durumumuza bağlı olarak bölüm sayısını artırabiliriz. İlerdeki bölümlerde kadın DJ’leri de aramızda göreceksiniz. Her bölümde çok sevdiğimiz isimleri konuk alacağız. İzleyicilerimizi güzel sürprizler bekliyor.
İçinde bulunduğumuz pandemi dönemine dair düşünceleriniz neler? Bugünlerde kendinizi müziğe daha çok dönmüş ve daha çok yaratırken mi buldunuz yoksa yaratım sürecinizi sekteye uğratan bir etkisi oldu mu?
Pandemi döneminden önce müzik yapmak için zaman yaratmakta baya zorlanıyordum. O yüzden de çok şikayet ederdim. Pandeminin ilk 6 ayı bu yüzden bana çok iyi geldi. Ancak bir süre sonra yaptığınız projeleri birilerine dinletip, onlardan geri bildirim ve ilham alma ihtiyacı duyuyorsunuz. Bunun için biraz üzgünüm ama yine de buna çok odaklanmadan, ne zaman vakit bulsam bilgisayarımı açıp müzik yapıyorum.
Pandemi öncesi yurt içinde ve yurt dışında çok yoğun bir tur ve sahne programınız vardı. Çalmayı gerek Türkiye’de gerekse yurt dışında çok özlediğiniz yerler var mı?
Çalmayı en çok özlediğim yer Dubai. Pandemiden önceki son konserim oradaydı. 5 senedir her sezon Dubai’de çok güzel etkinliklere katılıyoruz. Bu sezonda da orada etkinlik yapabilmeyi isterdim.
Normalleşme sonrası “Sibourne Label Night” etkinlik seriniz devam edecek mi?
Normalleşmeye başladığımız dönemlerde “Sibourne Label Night” etkinliklerimiz devam edecek. Hatta yeni yapacağımız etkinliklerimiz de İstanbul’la sınırlı kalmayacak. Türkiye’nin diğer illerinde birkaç etkinlik planlarımız var. Bunları hala daha planlama aşamasındayız. Normalleşmeye başladıktan sonra açıklayacağız.
Hayvan dostlarımızla da aranızın çok iyi olduğu biliniyor. Evinizde şu an hayatınıza eşlik eden patili/patisiz dostları ve isimlerini öğrenmemiz mümkün mü?
Benimle birlikte yaşayan 1 tane köpeğim, 2 tane kedim var. Köpeğimin adı Riko. Kedilerimin ise adları Rio ve Tokyo. Bu 3 sevimli dostum benim hayatıma eşlik ediyor. Onlarla zaman geçirirken çok keyif alıyorum. Özellikle çok yorgun olduğum zamanlarda onlara sarılmak bana kendimi çok iyi hissettiriyor.
Neredeyse bir yıldır vaktimizin çoğu evde geçtiği için hemen herkesin dijital ortamda harcadığı zaman da artış gösterdi. Son zamanlarda keyif aldığınız film, dizi ve oyunlardan tavsiye alabilir miyiz?
Pandemi döneminde Twitch ve Youtube’u daha iyi tanıma fırsatı buldum. Zaten dizi, film ve belgesel izlemeyi çok seven bir insanım. Hatta şu ana kadar izlemediğim bir şey yoktur bile diyebilirim. Pandemi döneminde daha çok oyun oynamaya zaman ayırdım. Herkesin evde olduğu ve sosyalleşme imkanı bulamadığımız bu günlerde oyun oynayarak, sevdiğim arkadaşlarımla güzel vakit geçirebiliyorum. Genellikle CS:GO oynuyorum.
Son dönemde en beğendiğiniz DJ’ler/sanatçılar kimler? Hangi isimlerin işleri size ilham veriyor?
Aslında işlerini beğendiğim birçok sanatçı var. Ama en çok beğendiğim ve bana en çok ilham veren sanatçı ZHU diyebilirim.
Ufukta müzikseverlerle buluşmayı bekleyen yeni projeleriniz neler?
Pandemi döneminde çok yoğun çalıştık o yüzden şu an birçok projemiz var. Yaz dönemine kadar her ay yeni bir proje ve büyük sanatçılarla yapılan iş birliklerini müzikseverlerle buluşturacağız. İlerleyen dönemlerde ise bir albüm planımız var. Yani bu dönemde de dinleyicilerimizi müziksiz bırakmayacağız.
Mahmut Orhan, geçtiğimiz günlerde Giolì & Assia iş birliğiyle “Lost”, Sena Şener iş birliğiyle ise “Fly Above” isimli çalışmalarını dinleyicileriyle buluşturdu. Ultra Music etiketiyle çıkan bu iki şarkıyı aşağıda dinleyebilirsiniz.
Sahne fotoğrafları: Misha Saied
İlginizi çekebilir:
İspanya’da hızlı koronavirüs testinin yapıldığı pilot konserden enfeksiyon vakası çıkmadı
İngiltere’de kulüp etkinlikleri ve festivallere 21 Haziran’dan itibaren yeşil ışık
Hollanda hükümeti Temmuz ayından itibaren festivallere izin vermeyi planlıyor
Pandemi sonrası yeni bir ‘çılgın 20’ler’ dönemi bizi mi bekliyor?
#Turkuaz çalma listemizi Spotify'da takip edin.
Röportaj: Deniz Oğuz & Onur Ateş