Bahadırhan Koçer’den 6 parçalık yeni proje: “Bunker Exp.”
Sanatçı, yeni çalışması ile tümüyle farklı ve tozlu bir odanın kilitsiz kapısını aralıyor
E-posta listemize katılarak en güncel içeriklerden ve ayrıcalıklardan haberdar olun.
Bahadırhan Koçer, “Bunker Exp.” adını verdiği altı yapımdan oluşan yeni projesini dinleyicilerinin beğenisine sundu.
2019 yılında yayımladığı retro-synth albümü “Albeit Emulators”dan itibaren dikkat çekmeye başlayan, aradan geçen süre içinde “Dunkne”, “Zoofau” ve “Wechwieb” gibi teklilerinin yanı sıra “Abstractions, Vol 1.” adlı kısaçalar albümüyle beğeni toplamaya devam eden müzik yapımcısı, besteci ve müzikolog Koçer, yeni çalışmasında tümüyle farklı ve tozlu bir odanın kilitsiz kapısını bizler için açıyor.
Sanatçı; “Wa”, “Type II”, “4AM”, “Bwadi Bwa”, “In Situ” ve “36.297076, 30.474932” isimli altı parça içeren çalışmasıyla ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: “Bu yeni çalışmayı, yaklaşık bir yıl önce araştırmaya ve özdeşleşmeye başladığım kabile sesi ve müziğinin primordial veya primeval doğasından esinlenerek tamamladım. Bir önceki albümde olduğu gibi bu çalışmada da Hugo Zemp gibi öncü etnomüzikologların gün yüzüne çıkardığı yeni bakış açılarından ve Henry Self yada John Oswald gibi çılgın meslektaşlarımın politik duruşundan kırıntılar var. Albümde olan biten tek şey, gürültü işleme. Tüm parçalarda doğal ortamda kaydedilmiş found sound örneklerinin rezonatörler ve analog davranan delay panelleri ile işlendiğini söyleyebilirim. Yani bu albümde başladığım yer birbirinden farklı gürültülü ses kayıtlarıydı. Bu albüm gürültüyü merkezine alan, muffled, muddy ve hasarlı bir albüm. Hiçbir şey alışılmış standartlarda duyulmuyor. Albümde gürültünün halihazırda kendi içerisinde barındırdığı groove beni ilgilendiriyordu. Kabile müziğini müzik yapan şey seslerin rengi ve dokusudur zira. Burada gelişmemiş bir müzikten değil, tam aksine, ilerlemecilik lanetine yakalanmış olan insanoğlunun hayal dahi edemeyeceği bir yönde gelişmiş bir müzikten bahsediyorum. Kabile doğayı dinler, her şey oradadır çünkü. Uyguladığım ses tasarımı işlemlerini yalnızca bahsettiğim groove’u açığa çıkartabilmek için devreye soktum. Herhalde bunu en iyi başardığım çalışma bu albüm için, In Situ oldu. Stüdyomda yaptığım tek şey ilkelliğin beni aydınlatan güçsüz ışığında görebildiğim loş manzarayı işitsel olarak resmetmekti. Yalnızca tasvir ve işitselleştirme. Müzik değil. Bu küçük çalışmaların hiçbir mezüründe, Youtube tutor’larının takipçilerine beş paraya sattığı How To Produce Like A Pro başlıklı el kitaplarında yazan bilgilerin etkisi yok. Olmayacak. Çünkü artık müzik üretmiyoruz. Çünkü artık yaşamak için üretmekle yükümlü olmadığımızı anlıyoruz. Müzikle hayatını kazanan değil, müzikle hayatını kaybeden adamların tutkusunu paylaşmak için düşünüyor ve dinliyoruz.”
Bahadırhan Koçer’in noise-design yaklaşımıyla ortaya çıkardığı yeni kısaçalar albümünü aşağıda dinleyebilirsiniz.
İlginizi çekebilir:
Spektrogram sanatı: Görselleri parçalarında saklı sanatçıların kısa tarihi
Apple Music’teki DJ mikslerde Uzamsal Ses dönemi
CD-plak hibriti yeni format: Mevcut tüm teknolojilerden daha iyi ses deneyimi sunduğu iddia ediliyor
Müzik arşivinde yeni inovasyon Microsoft’tan
#Turkuaz çalma listemizi Spotify'da takip edin.