Menü
Ana Sayfa En Son Haberler Menü
HABER

Sosyal medya sanatçıların ruh sağlığını tehlikeli ölçüde etkiliyor

Her yıl farkındalık amacıyla 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü olarak anılıyor

  • Furkan Kılıçaslan
  • 10 Ekim 2019
Sosyal medya sanatçıların ruh sağlığını tehlikeli ölçüde etkiliyor

Ruh sağlığı ve ruh hastalıklarının toplumda farkındalığını ve anlaşılırlığını artırmak amacıyla 1992 yılından bu yana her yıl 10 Ekim'de kutlanan Dünya Ruh Sağlığı Günü dolayısıyla sanatçıların, özellikle DJ'lerin ruh sağlığını en çok etkileyen faktörlerin başında gelen sosyal medyadaki nefret akımına ve birçok sanatçının yaşadıklarına ışık tuttuk.

Geçtiğimiz yıl Sonar Istanbul kapsamında dinlediğimiz, ilerleyen haftalarda yine Zorlu PSM'de sahne alacak olan HAAi kariyerinin başında sosyal medyadaki trollerden ciddi şekilde etkilendiğini itiraf ediyor. Ağustos 2017'deki Boiler Room setinden sonra özel mesaj yoluyla birçok ağır eleştiriye maruz kalan sanatçı, ''Yorumların tek bir tanesinde altı dolu güçlü bir argüman yoktu. Bunu sadece siz mutsuz olun diye yapan insanlar var'' diye yorumluyor.

Bugünlerde DJ'ler ve prodüktörler için sosyal medya işin kaçınılmaz bir parçası. Hayranlarınız ile iletişim kurduğunuz, kariyer adımlarınızı attığınız, ürettiğiniz işleri paylaştığınız platformlar her zaman olumsuz olmasa da karanlık tarafları artık yadsınamaz hale geldi. Sadece nefret söylemleri değil aynı zamanda sosyal medyada güncel kalabilmek için de gün aşırı baskı altında olan sanatçılar ruh sağlıklarında ciddi problemler yaşıyorlar. Avicii'nin ölümünden sonra sektörün en önemli sorunlarından biri hale gelen ruh sağlığı ADE'de birçok farklı panelde tartışılıyor olacak.

Konu hakkında bir diğer sanatçı Ben Pearce ise, ''Sosyal medya zehirli. Ve bununla direkt bağlı bir endüstride olmanın ruh sağlığını bu kadar etkilemesine şaşırmamalı'' diyor.

Birmingham doğumlu prodüktör Hannah Wants, "Sosyal medya akıl sağlığımı büyük ölçüde etkiliyor'' diyor ve ekliyor: ''Dışarıdan herkes her konu hakkında her şeyi bildiğini sanarak sosyal medyada size saldırabiliyor. Ne hakkında konuştuklarının bile farkında değiller. Nefret ve olumsuzluk duygusu hem zihinsel hem de fiziksel olarak pek çok insanın üstünde kaldıramayacağı ağırlıkta yük bırakıyor.''

Ancak genel olarak zihinsel sağlık ile mücadele ediyorsanız, sosyal medya anksiyeteye ve daha ciddi ruh sağlığı problemlerine itebiliyor. Özellikle kariyerinizin başında iseniz umduğunuz kadar geri dönüş alamamak veya sosyal medyada umut ettiğiniz kadar etkileşim sağlayamamak hızlı bir şekilde sizi umutsuzluğa taşıyabilir.

Tekno sanatçısı Rebekah, “Ne kadar inkar etsek de egomuz, aldığınız yorumlar, diğer DJ'ler ile karşılaştırmalar, ''like'' sayıları gibi sanal şeyler ile sarsılabiliyor. Bunu yapabilmek insanlar için çok kolay. Eğer bundan hızlı etkileniyorsanız yaptığınız müzik ve yaşadığınız hayatın kalitesi çok hızlı bir şekilde düşebiliyor" şeklinde düşüncelerini aktarıyor.

İsrail asıllı Moscoman ise, ''Kariyerimin başlangıcında aslında anlamı olmayan bir yarışın içinde buldum kendimi. Çünkü o zamanlarda başlayan ve başarınızı sosyal medya etkileşimleriniz doğrultusunda değerlendiren bir anlayış vardı'' diyerek ilk zamanlarda yaşadığı zor zamanlara değiniyor.

Sosyal medya özellikle son yıllarda troll akımının etkisinde dibe vurmuş durumda. Nefret, cinsiyetçilik, ırkçılık gibi birçok sorun 7-24 sanatçıların hayatında var. Tıpkı diğer insanlar gibi DJ'ler de kendi haklarında söylenen şeyleri çoğu zaman görüyorlar. Hatta daha da ileri gidip direkt olarak özel mesaj yoluyla veya yorumlarda sanatçılara ağır hakaretler yağdırabiliyorlar. 2017'de Resident Advisor DJ oylamalarından kurtulduktan sonra The Black Madonna, Twitter üzerinden YouTube'a yüklenmiş ve yorum kısmının kaldırılmasını istemişti. Bunu istemesindeki nedeni de gördüğü bir yorum üzerine soluğu terapistinde almasında ve birkaç gün kendine gelememesinde açıklamıştı.

2016 yılında Nightwave olarak bilinen Glasgowlu sanatçı Maya Medvesek, Paris'teki bir Boiler Room etkinliğinde aldığı yorumlar sonrası Boiler Room chat odalarında ciddi düzenlemelere gitmiş, kadın düşmanı, transfobik, ırkçı, kişisel algılanabilecek yorumlar atan kişileri sistemden çıkarma kararı vermişti. Medvesek, ''Burada çalıyor olabilmek için birine iyi oral seks veriyor olmalı'', ''Umarım yatak performansı buradaki performansından iyidir'' gibi yorumlardan sonra müziği bırakmayı düşünmüş. Sanatçı, ''Benim için asla kolay olmadı. Her setimden önce anksiyete ve panik atak ile sarsılmaya başlamıştım. Müziği bırakmayı çok düşündüm. Ama şimdi terapi desteği ile daha iyi durumdayım, kendimle barışmayı öğrendim'' diyerek duygularını anlatıyor.

Medvesek ayrıca birçok DJ'in yapıcı geri bildirime açık olduğuna emin olduğunu ve bu tarz yorumların sanatı için çok iyi olduğunu da belirtiyor. ''Yapıcı yorumlara karşı her zaman açık oldum. Ancak insanlar bilmedikleri her konu hakkında konuşma konusunda sosyal medya ile beraber çağ atladılar. Neyin yapıcı olduğunun veya olmadığına dair bir fikirleri yok.''

Sektör özelindeki sorunun bir kısmı da bugünlerde herkesin DJ olabileceğini düşünmesinden geçiyor gibi görünüyor. HAAi, ''DJ'leri eleştirmek insanlar çok kolay geliyor. İnsanlar sizi çok kolay parçalayabileceğine inanıyor. Kariyeri için çok çalışan ancak nefret söylemleri arasında boğulan yüzlerce yetenekli insan kaybediyoruz'' diyor konu hakkında.

Birçok DJ'in dışarıdan görünen renkli yaşantısı öne çıktığında sosyal medyada empatinin iyice azalmasına neden oluyor. Bu da eleştirelin boyutunu farklı yerlere taşımaya başlıyor. Ve dürüst olmak gerekirse bir çok DJ bununla mücadele etmek için alkole ve yasadışı maddelere başvuruyor. Çok az gün ışığı görmek, düzensiz yemek alışkınları, sürekli seyahat ve izolasyonda buna eklenince endüstri içerisinde her 4 kişiden 1'inin ruh sağlığı problemi olduğuna dair çarpıcı bir veri ortaya çıkıyor. Bu döngüyü kırmak ise gerçekten güçlü bir direnç mekanizması istiyor.

Sosyal medya platformları ise son zamanlarda ruh sağlığını etkileyen faktörlere karşı önlemler almaya başladı. Geçtiğimiz günlerde Instagram ''takip ettiklerin'' sekmesini kaldırmış, birçok ülkede de beğeni sayılarını kaldırmayı test etmişti.

Endüstride mental problemler yaşayan tek meslek grubu müzisyenler değil. Biletleme sitesi Skiddle'ın araştırmasına göre müzik endüstrisinde çalışan tüm meslek gruplarının yüzde 82'si yoğun ve yönetilmez strese maruz kalıyor.

Ankete katılan müzisyenler harici müzik endüstrisi meslek grubu çalışanlarının yüzde 67'si sürekli anksiyete problemi yaşadığını beyan ederken, son yıllarda depresyon oranının yüzde 40'lara kadar çıktığı ifade ediliyor. Çalışanların yüzde 10'u işlerinin doğrudan bir sonucu olarak Obsesif Kompulsif Bozukluk belirtileri göstermeye başladıklarını belirtti. Organizasyon ekipleri için ise dengesiz ve öngürülemeyen gelir kaygıları, fiziki ve sosyal medya ortamında yaratılan baskı ve eleştiriler ile beraber bu oran yüzde 65'lere kadar çıkıyor.

Record Union ve Skiddle gibi birçok kuruluş tarafından yapılan araştırma müzik endüstrisinde ister müzisyen olarak isterse farklı alanlarlarda çalışmanın zorluklarını göz önüne seriyor. İlgili raporlar, müzik endüstrisinin karakteristik olarak hızlı temposu altında verilen baskılar göz önüne alındığında zihinsel sağlık bilincinin artması gerektiğinin altını çiziyor.

'Elektronik Müzik 101' çalma listemizi Spotify'da takip edin.

Haber yazarı Furkan Kılıçaslan'ı takip edin.

Sonraki yazýyý yükle
Yükleniyor...
Yükleniyor...