Menü
Ana Sayfa En Son Haberler Menü
Sanatçılar

HAAi: ‘İçinde kendinizden bir parça bulabildiğiniz kalabalıklara çalmak eşi benzeri olmayan büyülü bir his’

Müzik, yaratıcılık ve teknolojinin sentezi Sónar Istanbul, 18-19 Mart’ta her zamanki adresi Zorlu PSM’de. Karantina sürecini kendinden emin bir vizyon ve çarpıcı bir ilk albümle geride bırakan HAAi, 19 Mart’ta Sónar Istanbul sahnesinde

  • RÖPORTAJ: KATIE THOMAS | FOTOĞRAF: VIC LENTAIGNE | DİJİTAL ANİMASYON: TOM FURSE | MIXMAG TÜRKİYE İÇİN UYARLAYAN: MELİS ÖZEK
  • 6 Mart 2022

E-posta listemize katılarak en güncel içeriklerden ve ayrıcalıklardan haberdar olun.

Her zamanki adresi Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde 18-19 Mart’ta düzenlenecek ve konuklarını ayakta ağırlayacak olan Sónar Istanbul 2022 programının dikkat çeken isimlerinden biri de HAAi. Sanatçı, ilk albümü "Baby We’re Ascending"i duyurdu ve Mixmag’e bir müzisyen olarak özgüvenden, dinleyicilerle kurulan bağlardan ve yeni sanatçılar yetiştirmekten bahsetti.

5 Kasım 2021'de Doğu Londra'daki Village Underground'da pandemi kısıtlamaları nedeniyle yaşanan onca erteleme sonrası tekrar sahne alır Teneil Throssell, nam-ı diğer HAAi. Üstelik bütün bir gece. Bu 8 saat, Throssell’a deneysel yaklaşabileceği bir alan tanır. Gece esnek başlar ve nefes nefese bırakan setlerin aksine düşük tempolara dokunur sanatçı gece boyu. 2017, Coconut Beats etiketli "Be Good" parçasını da işte bu düşük tempolu anlardan birine saklar. Gecenin erken saatleri için ideal olan bu 100 BPM’lik parçayı farklı kılan da HAAi’nin parçadaki kendi vokali. Partneri Alice’in de teşvikiyle, HAAi bu parçayı ilk kez bir seti sırasında çalmıştı.

Throssell, “Kendi sesim üzerine çalmak garip bir his. Şarkı söylediğim yerlerde ne yapmam gerekiyor bilemiyorum” diyor. Elektronik müzik kariyerinden önce, yıllarını çalıp şarkı söylemeye veren Throssell için sesini ortaya çıkartma kaygısı oldukça şaşırtıcı. Saatlerce devam eden ritimlerin başka, parçaların içine kelimeleri işlemenin ve onları öne çıkarmanın bambaşka olduğunu ifade ediyor sanatçı.

Hislerinin aksine, HAAi için bu albümden bir parça çalmak bir zevk işi artık, “Çılgınca! Sanki orada bulunan herkes parçayı biliyor, birçok insan birlikte söylüyordu şarkıyı. Sesimle ilgili zihnimde giderek büyüyen korkuları bastırdı.”

Dalston'daki Ridley Road Market Bar sahnesinden, Jacques Green ile birlikte olduğu döneme ve Brixton'daki Phonox ekibini etkilemesine, HAAi'nin bir DJ olarak sivrilişi kasırga vari bir çıkış. Ekim 2016'da Phonox çatısı altında henüz çok yeni olan sanatçı, 2019’a kadar peak time setleri için Glastonbury Block 9’un ikonik Genosys sahnesine istenilen sanatçılardan oldu. Sert techno'dan breaks ve 90’lar rave'lerine, HAAi setleri yetişilmesi zor ve bir o kadar agresif. Alışılmışın dışında ve harika da. Sanatçı kendi setlerini “kaotik” olarak tanımlıyor. Hayranlarının ilgisini çeken ve kalp çarptıran da bu kaos. Görülen o ki, Phonox'taki yılbaşı gecesine sadece HAAi için Hindistan’dan kalkıp gelenler var.

2017 yapımı "Be Good" teklisi ve 2018'de çıkan "Motorik Voodoo Bush Doof Musik" kısaçalarının ardından sanatçı 2020 yılında, 1978’den beri Depeche Mode, Fever Ray ve Plastikman gibi sanatçıların yapımlarını piyasaya çıkaran Londra merkezli efsanevi plak şirketi Mute Records'a katıldı. Mute etiketli "Systems Up, Windows Down" ve "Put Your Head Above The Parakeets" çalışmaları tam olarak HAAi’yi tanımlar nitelikte. — Endüstriyel, mekanik techno, elektro ve kakofonik beklenmedik perküsiyon sesleriyle dolu...

Güzel haber, HAAi'nin ilk albümü "Baby, We’re Ascending" Haziran’da bizlerle! Throssell, bu albümde daha çok yer vermiş sesi ve sözlerine. Kayıtlar karantinada alınmış, Village Underground ise ihtiyacı olan özgüven olmuş. Sanatçı aylardır bu albümü düşündüğünü, önündeki tek engelin yoğun programı olduğunu açıklıyor: "Bu, daha önce yaptıklarıma kıyasla benim için büyük bir atılım."

Elbette pandemi her şeyi aniden durma noktasına getirdi. Herkes gibi HAAi'nin karantina süreci de inişli ve çıkışlıydı. Ama başka bir gerçek de var; COVID-19 olmadan hazırlanacak bir HAAi albümü de olmazdı sanki.

Throssell için bugüne kadar yaşanan en yoğun yıldı 2020. Sanatçı kendinden emin, büyük bir hevesle bekliyordu 2021’i. "İnsanların ilgisini çekmeye başlamış ve durmak istemiyordum elbette. Yalnız bu duraksamanın yararları oldu. Zihnim bir rönesans sürecine girdi adeta. Her şeyden önce bir müzisyen olduğumu hatırlattı bu süreç bana. İyi gelen de bu yenilenme oldu".

Throssell, bu dönem olumlu tutumunu korumak için müzik ve hobilerinin de dışına çıkmış ve Global Food Bank’te gönüllük yapmış. Burada birlikte çalıştıkları arkadaşı Daniel Avery’e de atıfta bulunarak, "Toplumun bir parçası olmak ve bir şeyler verebilmek önemli. Özellikle bizim gibi işleri olan insanlar için" diyor Throssell.

Kulüpler açılır açılmaz sanatçıyı Almanya'daki Nation of Gondwana festivali sahnesinde görmüştük. Gölün üzerinden gün doğuracak imrenilen bir sahne. Normalde endişeden uzak olan Throssell içinse burada geçen üç saat endişe dolu olmuş: "Pratik dışı hissettim. O güne kadar kalabalıkları okumuş, bir uyum yakalamıştım. Biraz funk'a sürüklendim." Bu deneyim varoluşsal düşünceler yaratmış sanatçıda: "İnsanların öldüğü, insanların doktor ve hemşire olduğu bir dünyada DJ'lik de ne?"

Ertesi hafta sonu İngiltere Standon Calling’de ve fabric açılış gecesinde sahne alması sanatçının özgüvenini tazelemiş: "Herkesin ne kadar mutlu olduğunu görünce, rahatladım. Kendimi rahat bıraktım."

HAAi'nin dans müziğindeki serüveni dopdolu ilerliyor, bizlere de tanıklık etmek kalıyor. Shoegaze ikilisi Dark Bells üyesi olarak Birleşik Krallık'a taşınmadan olmadan önce anavatanı Avustralya’da bir psych-rock grubunda çalar. Grubun ömrü kısa sürer ve dağılırlar. Grubun dağılmasına yıkılan Throssell, komşusundan aldığı Logic yüklü eski bir MacBook Pro ile çalışmalarına tekrar başlar. Dağılma sonrası tesellisi de bu olur. Aslında kulüplere gitmekten hoşlanan sanatçının tutkusu da gitarlardır. Nitekim Ben Klock ve Berghain’la karşılaşmadan house ya da techno dinlemek istememiş bile. Bu klişe sesler ve büyüleyici Berghain deneyimi üzerinde duruyor, bir taraftan da soruyor kendisine: "Bir klişeyi klişe yapan nedir ki?"

Throssell onu bugün olduğu yere getiren olaylar zincirini paylaşıyor. Zincirde bir halka bile eksik olsa yine burada olur muyum diye düşünmekten de kendisini alı koyamıyor. Kız kardeşinin gitarını alıp, kendi kendine birkaç akor öğrenmesi zincirin en başı. İngiltere, Logic’li komşu, Berghain, Ridley Road, Phonox ile mentoru ve yine Sónar Istanbul 2022 programında bizlerle beraber olacak The Blessed Madonna ile çalması da devamı. Sanatçı yakın zamanda konulan ADHD (dikkat eksikliği ve hiperaktivite) teşhisini bir rahatlama olarak "Üretimlerimi anlamlandırdı" sözleriyle dile getiriyor. Pandemi de bütün sıkıntı ve zorluklarıyla onun için bu zincirin bir parçası.

HAAi'nin müziğinde anlık vites değişimleri vardır adeta. Sarsıcıdır kimi zaman. Throssell, bunu zihninin ve algılarının bir yansıması olarak açıklıyor. Bu sarsıcı değişimler "Baby, We’re Ascending" albümünde de kendini gösteriyor. Tüm o inişli çıkışlı kaosa rağmen sanatçının bügüne kadar yaratmış olduğu en coşkulu albüm denebilir. Bir kere pandeminin bir ürünü olması yeterli. Çalabileceğiniz bir dans pistiniz veya kalabalığınız olmadığında, müziğiniz de daha yansıtıcı oluyor. Sesini kullanmış olması da albümü savunmasız kılıyor.

"Baby, We’re Ascending" albümünde genel olarak bir mixtape havası var. Albümdeki 13 parça da radyo parazitlerinden, uğultulardan, sinyallerden, ve 90’ların rave'lerine ait endüstriyel seslerden besleniyor. Throssell, kimi dinleyicilerinin albüm parçalarını baştan sona dinlenemeyi tercih etmeyebileceğini öne sürse de, dinleyenler için tam bir ziyafet anlamına geleceğini de eklemeden edemiyor.

Alümdeki ilk parça "Channels", HAAi’nin karmaşık zihninin bir resmi. Makineler devrede, olağanüstü bir synth hakim ortama. Techno katılır aramızda, yalnızca 10 saniye kadar. Parçanın son bölümlerinde karşımıza çıkansa bir sinema perdesinden çıkmışcasına yükselen dramatik glissandolar. Parçada amaç kanal değiştirme hissi yaratmak. Sanatçıya göre kendi içerisinde kıvrılıp duran bu parça, albümün bütün havasını belirler nitelikte.

Endüstriyel, mekanik, sert vuruşlu ritimler ve spektral dokular tüm albüm boyunca hissediliyor. "Pigeon Barron"daki atmosferik techno’dan, elektro altyapılı "Bodies of Water"a, "I’ve Been Thinking A Lot Lately"nin düşük tempolarına ve belki de hepsinden en kaotik ses evreniyle "Purple Jelly Disc"e. Tüm bu kaos bir yana albüm, parlak, meditatif ve çoşkulu anları, "Biggest Mood Ever" parçasına vokalleriyle katkı sunan Alexis Taylor’a, sıcak ve mod yükseltici akorlarıysa solo çalışması "FM"e ve yakın arkadaşı John Hopkins’le ortak çalışması olan albüme ismini veren parçaya borçlu. Catpowerwoman5000 parçası da yakın zamanda Orca olarak yeniden adlandırıldı. Nedeni de balina seslerine benzetilmesi aslında.

Throssell için albümde en önemli parçalardan biri de şair, trans aktivist ve model Kai-Isaiah Jamal ile söz yazarı ve enstrümantalist Obi Franky ile ortak yapımları "Human Sound". Birbirlerine komşu olan Throssell ve Jamal, karantinada karşılaşıp, anlık bir bağ yakalar. Throssell ve Jamal elektronik müzikte queer ve siyahi kökenlerin yok oluyor olması üzerine tartışır sıkça. Bu ikilide birlikte bir parça yapma fikrini uyandıran da bu tartışmalar olmuş.

Bugüne kadar tek başına çalışan ve başkaları ile çalışmaktan kaçınan HAAi için ortak çalışmaların albümdeki rolü başka. Kadın yeteneklerinden şüphe edilen erkek egemen dünyanın bir sonucu sanatçının işlerine karşı takıntılı derecede bir korumacılığı var. "Baby, We’re Ascending"in yapım süreci sadece yeni kapılar açmakla kalmadı, başkalarıyla bir şeyler üretmenin de nasıl özel bir his olduğunu tattırdı kendisine.

Başkaları ile çalışmak henüz sanatçı için yeni bir girişim de olsa, Throssell kendi DJ’lik serüvenlerinde yardıma ihtiyacı olan herkese el uzatmaya hazır. Sorulara da açık. Sosyal medyadan gelen mesajlara dönüş sağlayabilmek için müthiş bir çaba sarf ediyor. Alice ile birlikte yürüttükleri Radical New Theory etiketi de müziklere hak ettikleri ışığı verme amacında. "Profilim büyüdükçe, başka insanları da öne çıkarmaya başlama fırsatım oldu. The Blessed Madonna'nın başlangıçta beni kanatları altına aldığı gibi, benzer bir tutumu başkaları için de sergilemek konusunda kendimi borçlu hissediyorum."

Sanatçı için kariyerini belirginleştiren bu dans müziği platformu, sesini duyurmak için de bir yol. Hatta sözleşmede bir kapsayıcılık maddesi de var. Throssell, organizatörlerin de kapsayıcı olma konusunda gösterdikleri hassasiyetin önemini vurguluyor. Queer bir kadın olması zamanında son dakika bir çeşitlik kartı olarak kullanılmasına da neden olmuş. Hatta HAAi kendisine yapılan tekliflerde line-up’ta gözüne çarpan dengesizliklere (çok erkek, çok kadın vb.) karşın, kendisine ait bir sanatçı listesi iletiyor. Tam bir yapıcı eleştiri. Bugüne kadar da %99 oranla iyi karşılanmış bir taktik: "Yetenekli sanatçıların hak ettikleri platformda olduklarını görmek güzel. Bunda bir rolünüz olması da başka bir his." Throssell ile aynı duyarlılığı paylaşan sanatçıların çoğunun benzer değişiklikler yaptığını söylüyor: "Bir ilerleme var. Yapmacıklığın ötesine geçiyor."

HAAi, bir taraftan da Fransa’da devasa partiler düzenleyen queer Garçon Sauvage’ın bir parçası. "İnanılmaz bir şey", diyor gülümseyerek: "Tutkusu müzik olan insanların önünde çalmayı seviyorum, ancak içinde kendinizden bir parça bulabildiğiniz kalabalıklara çalmak eşi benzeri olmayan büyülü bir his." Kalabalıkların genelde heteroseksüel olması da Throsell’ın bu queer buluşmalarını daha sık tekrar etmek istemesine bir neden. Kariyerine odaklanmış sanatçının bir başka amacı da zihninde kaygıları bastırıp hem kabinde hem de dans pistinde bu özgüveni korumak.

Konuşmamızın sonuna gelirken, HAAi'ye kendisini nelerin heyecanlandırdığını soruyoruz. Özetle her şey diyor sanatçı; çıkarmaya hazırlandığı yeni albümü, kısıtlama korkusu olmadan gerçekleşecek canlı performanslar, Radical New Theory'den çıkacak yeni müzikler, Romy ve Fred again.. ile ortak çalışması olan "Lights Out" parçası… "Daha önce yapamadıklarımı gerçekleştirebiliyor olmanın heyecanıyla sarmalanmış durumdayım. Şu an her şey ama her şey beni heyecanlandırıyor."

"Baby, We’re Ascending" için birlikten kuvvet doğar denebilir. Throssell iş birliklerine açılır, müzik yapmak onun için yeni bir anlama kavuşur: “Benim için oldukça önemli. Ortak çalışma ürünü böylesine bir işin ortaya çıkmış olması gurur verici.”

༺༻

HAAi, 18-19 Mart'ta Zorlu PSM'de 6. buluşmasını gerçekleştirecek Sónar Istanbul'un ikinci gün programında sahne alacak. Müzik tutkunları, Sónar Istanbul 2022’de festival coşkusunu ayakta yaşayacak. Ayrıntılı bilgi ve biletler için bu sayfayı ziyaret edin.

Sanatçının haziran ayında Mute Records etiketiyle çıkacak toplam 13 yapımdan oluşan ilk albümü "Baby, We’re Ascending"e buradan ön sipariş verebilir, albümün şimdiden paylaşılan çıkış parçası "Bodies Of Water"ı aşağıda dinleyebilirsiniz.

#Frekans çalma listemizi Spotify'da takip edin.

Röportaj: Katie Thomas
Mixmag Türkiye için uyarlayan: Melis Özek

Sonraki Sayfa
Yükleniyor...
Yükleniyor...